INEFFABLE|LARRY✓

15

Yeni bölüüüüm

Yorumlarınızı bekliyorum

Louis Harryle buluşacağı için erken kalkmıştı. Harry onun her halini görmüş bile olsa bugün güzel gözükmek istiyordu.

Saat 8'de kalkarak annesine kahvaltı için yardım etti. Kahvaltıyı yaptıktan sonra ikizlerle oynamak için bahçeye çıktılar. Yaklaşık bir saatlik bir evciliğin sonunda Lottienin yanına giderek oje sürmesine yardım etti. Hatta Lottie onun serçe parmağına pastel tonu yeşil bir oje sürdü.

Sonra Fizzynin yanına giderek yaptığı resme baktı. Masmavi bir denizin ortasında bir ada vardı. Adanın etrafında çeşitli büyüklüklerde kayalar ve kayaların üstünde renkli renkli deniz kızları vardı.

Saate baktığında saatin 12'ye geldiğini gördü ve hızla odasına çıkıp odanın içindeki banyoya girdi. Yaklaşık 1 saatini de orada geçirdi.

Yanına giyecek bir şey olmadığı için babasından bir tişört Lottieden de siyah bir pantolon aldı. Pantolon biraz dar tişört ise büyük gelmesine rağmen kötü gözükmüyordu. Saçlarını biraz düzeltmeye çalışsa bile her şekilde karmaşık gözüktüğü için fazla uğraşmadı.

Babasının parfümlerini kokladı ama hepsi bir alfaya özel yapılmış gibiydi. Louis daha çok çiçek kokularını severdi zaten. Onun için Lottienin odasından gül ve vanilya karışık bir parfüm aldı ve üzerine bolca sıktı.

Tamamen hazır olduğunda saate baktı. Saatin 1:54 olduğunu görünce hızla evden çıktı. Ormana doğru koşarak havaya zıpladı ve Harrynin sürüsüne doğru koşmaya başladı.

Louis Harrynin sürüsünün sürü evine gelince kapının önünde Liam, Niall ve Tayloru gördü. Ormandan dönüşmüş bir şekilde çıkınca yürüyerek yanlarına gitti.

Üçü kendi arasında konuşurken Louisde yanlarında durdu ve muhabete katıldı.

Kendi aralarında konuşurlarken içeriden bağrışmalar koptu. Louis o sesler arasından Harrynin sesini duyabiliyordu. Dördünün de gözleri kapıya kaydığında Harry kapıyı çarparak çıktı.

Louisin bileğinden tuttuğu gibi ormana sürüklemeye başladı. Louisin bileği çok acıyordu ama Harry şuan o kadar sinirli gözüküyordu ki konuşmaya cesaret edemedi. Yaklaşık 5 dakika hiç durmadan koşarcasına yürüyünce Louis merakına yenik düştü ve konuştu.

"Harry nereye gidiyoruz?"

"Cehennemin dibine gidiyoruz Louis"

Louis kelimenin altında 'kes sesini Louis' lafını duyunca Harrye ayak uydurmaya çalıştı. Harry çok hızlı yürüyordu ve büyük adımlar attığı için Harry ona yetişemiyordu.

Louisin bileği çok kötü acımaya başlamıştı ve istemsizce gözleri doldu. Harry daha fazla yürümenin anlamı olmadığını anlayınca durdu. Louis bu durmayı beklemediği için yürümeye devam etti ve Harrye çarptı. Harry tutmak için Louisin kolunu tuttu ve Louisten büyük bir çığlık koptu onun yanında bileğinden gelen bir seste vardı.

Louis ağlayarak yere çöktü. Sağ avucuna sol bileğini koydu ve morarmış bileğine baktı. Harry anca Louise bakınca bileğinin geldiği hali gördü. Harry hızla Louisin yanına çöktü.

Dizinin üstüne Louisin bileğini çok yavaş bir şekilde koydu. Sağ işaret parmağını Louisin bileğine getirdi ve çatlamış bir yer varmı diye baktı. Harrynin tam baş parmağının olduğu yerde hafif bir iğne batması gibi bir his beliriyordu. Harry orayı yavaş yavaş okşamaya başladı ve üstüne bir öpücük kondurdu. Bütün bileği boyunca öptü ve Louisin bileğindeki acıyla beraber morlukta kaybolmaya başladı.