"Yeniden kan mı?" Draco açılan kapıyla Harry'e dönünce Harry cevap vermeden elindeki kanı ona uzattı. Geri çıkacakken de "Beni burada tutamayacağını biliyorsun Harry." sesiyle Draco'ya döndü.
Kapıya yaslandıktan sonra "Biliyorum." diyerek iç çekti Harry. "Çabalıyorum, söz veriyorum uzun sürmeyecek."
"Eğer başarısız olursan bana bir konuda izin vermeni istiyorum. Sana hiç zorluk çıkartmadım, buna hakkım var sanırım." Harry onun söyledikleriyle merakla ona bakınca Draco direkt "Bana izin ver sana kendimi unutturayım." diyerek konuya girdi. Harry şaşkınlıkla ona bakarken de devam etti.
"Beni sevdiğini anlayabiliyorum ve ben sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Bu seni üzüyor, başaramazsan ve hislerim geri gelmezse izin ver ben de sana kendimi unutturayım. Sen de beni sevmezsen acı çekmezsin."
Harry onun dedikleriyle donup kaldı, hayatında ne olursa olsun Harry ilk aşkını unutmak istemezdi. Bu yüzden de bir şeyler söylemek için dudaklarını araladı ancak geri kapattı. Ne diyebilirdi bilmiyordu. En güzel anılarını kendi isteğiyle unutması mümkün değildi.
"Ben başaracağım, buna gerek kalmayacak." kendinden emin çıkmasını istediği ses tonu çaresiz çıkınca Draco bir süre ona bakıp "Aiden ile görüş." dedi. "Astoria'ya ulaşmak istiyorsan onu herkesten iyi tanıyan kişi o, belki başarmana yardım eder."
"Tamam, teşekkür ederim." Harry ona gülümseyip konuştuktan sonra dolu gözleriyle odadan çıktı. Draco'nun dediği şeyin imkanı yoktu, kendisi de onu unutmak istemiyordu.
Bu yüzden de Aiden'ın nerede olduğunu birkaç arkadaşı yardımıyla öğrenip lüks evin önüne gelmesi sadece bir saatini almıştı.
Kapıyı çalar çalmaz kapı açılınca Aiden onu görüp gülümseyerek "Harry!" dedi. "Malfoy cazibesine hayır diyemiyorsun galiba, beni mi özledin?"
"Seninle konuşmam lazım." Harry ona göz devirince Aiden'ın hafifçe geri çekilmesiyle içeriye girdi. Kenarıdaki boynu ısırılmış birkaç kıza gözü takılınca da Aiden "Kusura bakma." dedi onun kulağının dibinden. "Ev biraz dağınık, geleceğini bilsem toparlardım."
Harry cevap vermek yerine sinirle ona bakınca da "Aslında daha önce gelmeni bekliyordum." diyerek salona doğru ilerledi. "Astoria Draco'nun duygularını kapatmış diye duydum."
"Duyman normal, kanını veren sendin." Harry sinirle söylenince Aiden kendisine bir içki doldururken "Evet." dedi. "Abimin kanını ona vermem gerekiyordu. Maalesef abimin biraz acı çekmesi gerekiyor."
"Neden sevmiyorsun onu? Sana hiçbir şey yapmadı bile!" Harry çıkışınca Aiden onu umursamadan "Astoria'nın etkisinden çıkabilmesinin tek yolu o kadının ölmesi veya Draco'yu serbest bırakması." dedi. "İkisi de imkansız seçenekler."
"İmkansız değil." Harry konuşunca Aiden gülümseyerek ona döndü. "Maalesef imkansız, Astoria ölmüyor ben çoktan denedim."
"Denedin mi?" Harry şaşkınlıkla sorunca Aiden içkisini kafasına dikip "Evet." dedi. "Olan hep bana oldu, boynum kırıldı veya sizin ruhları kızdırdığım için onlar bana bir şeyler yaptı falan. Yani onu öldüremezsin, en azından yardım olmadan."
"Yardım mı? Sen onun tarafındayken senden yardım mı isteyeceğim sanıyorsun?"
Aiden onun sinirine gülümsedikten sonra ilerideki çekmeceyi açıp bir şişe çıkarttı. "Astoria'nın kanı." dediğinde de Harry kaşlarını çatıp ona baktı. "Astoria'yı ikna edemezsin çünkü tek zayıflığı abim ve sen de abime aşıksın. Ona zarar vermek istemiyorsan bağı bozmanın tek yolu onun kanı ve sevgilinin kanı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐑𝐞𝐝𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐓𝐨𝐰𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲
Fanfiction"Sen bir şey yapamazsın Harry, vampirlere yardım edemezsin. Özellikle de Draco'ya." ༄ Başka evrende geçen bir kurgudur. Büyücülere, vampirlere, kurt adamlara/kadınlara, melezlere ve cadılara yer verilmektedir.