memories & weaknesses

1.4K 117 165
                                    

Harry yere düşmüş dallara ve yapraklara bastığında çıkan sesi dinleyerek yürürken Draco'nun elini tutuyordu. "Sence her şey düzelecek mi artık?" diye sorup yeşil gözlerini sevdiği adama çevirince Draco "Bilmiyorum." diye itiraf etti. "Ama eminim bir çok şey düzelecektir."

"Ne gibi?" Harry iç çekip sorduğunda saçlarında Draco'nun dudaklarını hissedip gülümsedi. "Ailen artık burada yaşayabilir, sen ruhlarla ilgilenmek zorunda kalmazsın ve verdiğin söz geçerli olmaz."

"Bunlar her şeyi düzeltmez mi?" Harry bir umutla sorup Draco'ya merakla baktığında Draco Harry'i kendisine çekip ellerini ayırmadan ona sarıldı. "Biz birlikte olduğumuz sürece her şey düzelir, merak etme."

"Aşk böcekleri, ilerleyin artık. Kusacağım burada." Aiden onların yanından geçince de Harry yavaşça Draco'dan ayrıldı. Zaten birkaç adım sonrasında mezarlığa gelmişlerdi.

Tatia, Hermione ve birkaç tane daha büyücü ve cadı onları karşılayınca da Harry hepsine gülümsedi. "Gelmişsiniz." dediğinde ise oradan açık kahve saçlı, çilli ve mavi gözlü bir kız "Tabii!" dedi. "Seni yalnız bırakmazdık."

"Kim bu?" Pansy Hermione'ye doğru sorduğunda ise Hermione kıvırcık saçlarını topuz yapıyorken "Ellie." dedi. "Çok tatlı birisi değil mi?"

Pansy Aiden'ın ona bakması yüzünden sorduğu için hemen "Tabii." deyip göz devirdi. "Çok tatlıya benziyor."

"Ona neden onu sevdiğini söylemiyorsun?" Hermione Pansy'e dönüp Aiden'a baktığını görerek anlayışla gülümseyince küt saçlı kız hemen "Yok öyle bir şey." diye inkar etti. Sonra da Hermione'nin sanki kalbini görüyormuş gibi bakmasıyla "Söyleyemem." dedi. "O eski sevgilisine olan sevgisi tamamen geçti mi bilmiyorum."

"Eski sevgilisine karşı bir şey hissetseydi sana böyle bakmazdı." Hermione Pansy'nin kolunu okşadıktan sonra oradan ayrılınca Pansy kendisine bakan Aiden'a baktı. Eninde sonunda ona söylemesi gerekecekti, belki de Hermione haklıydı.

"Tamam, hazır mısınız?" Tatia sorduğunda Draco Harry'nin koluna dokundu. Harry de onun endişesini anlıyormuş gibi "Bir sorun çıkmayacak." deyip gülümsedi. "Baksana ne kadar yardım alıyoruz."

Harry eliyle ilerideki topluluğu gösterirken Draco bir elini Harry'nin yanağına yerleştirdi, vampir olmasına rağmen teni hala buz gibi değildi, bu çok hoşuna gidiyordu. "Sadece, seninle gurur duyuyorum." dediğinde ise Harry'nin gözlerindeki parıltılarla gülümsedi. "Başaracağını biliyorum."

"Seni çok seviyorum." Harry sıkıca Draco'ya sarılınca Draco da onun saçlarına tekrardan bir öpücük bıraktı. "Ben de seni çok seviyorum."

"Siz gitseniz daha iyi olurdu aslında." Harry biraz geri çekildiğinde konuşunca Tatia da yanlarına gelip "Evet." dedi. "Ruhlar serbest olacak bir süreliğine ve size bir şeyler yapabilirler. Güçlü olduğunuzun farkındayım ama onlar ruh, fiziksel bir hasar veremezsiniz."

"Ben Harry'i burada bırakmam." Draco net bir şekilde konuştuğunda Harry karşı gelecekti ki Aiden Harry'e "Sence ne dersen de gidecek mi?" diye sordu. "Biz de kalalım, bir şey olsa da siz bunu sonlandırdığınızda bitecek sonuçta."

"Tamam, Malfoyların inadı bitmeyeceği için ısrar etmeyeceğim." Tatia onlara gülümseyip Harry ile birlikte ilerlerken Harry'e dönüp "Bir gün sen de Malfoy olacaksın." diye ekleyince Harry gülümseyip "Umarım." dedi. Düşüncesi bile onun için çok güzeldi.

Birlikte mezarların ortasında kalan boşluğa, taşların üzerine oturduklarında hepsi el ele tutuştu. Yaklaşık otuz kişilerdi ve büyük bir çember oluşturabilmişlerdi, tüm mezarlığı yıkmaya yeterdi.

𝐑𝐞𝐝𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐓𝐨𝐰𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin