𝐑𝐞𝐝𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐓𝐨𝐰𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲

you'll be with him

"Hayır, Harry'nin vampir olmasına izin vermemin imkanı yok." Draco sinirle çıkıştığında Tatia "Harry'nin başından beri öyle olması gerekiyordu." diyerek tekrardan ona açıklamaya çalıştı. "Babası vampir, Lily eğer bunu bir büyüyle engellemeseydi Harry zaten melez olacaktı. Güçlerini hiç kaybetmeyecek sadece vampir de olacak bu kadar."

"Vampir olması için ölmesi gerekiyor Tatia, ben Harry'e zarar verecek hiçbir şeyi kabul etmiyorum."

Draco ilk kez bu kadar sinirli olduğu için Aiden sadece "Bence de en mantıklısı bu." demekle yetindi. Draco'nun ateş saçan grileri ona dönünce de "Acıktım!" dedi. "Ben yemek yesem iyi olacak."

"Bu Harry'nin kararı Draco." Tatia oturduğu yerden ona baktığında Draco hemen "Hayır." dedi. "Eğer benimle olmak için bunu yapacaksa benim de söz hakkım var. Ben insan olmak istiyorum, Harry vampir olmayacak."

Tatia ona üzgünce bakarken Harry de salona girdiğinde Draco ona döndü. "Sen gerçekten bunu istiyor musun?" diye sorduğunda da hala kızgın olduğundan Harry kötü hissetti. Yine de "Evet." dedi. "İstiyorum."

"Her şey değişecek Harry! Vampir olamazsın. Bunun ne kadar kötü olduğuna dair hiçbir fikrin var mı?"

Aiden onun siniriyle Harry'nin üzüldüğünü fark ettiğinde "Vampir olmak kötü değil." diyerek tekrardan onların yanına geldi. "Çok güzel özellikleri de var. Mesela hiçbir zaman yaşlanmayacaksın."

"Hep öldüğün yaşta kalacaksın." Draco bunu övünülecek bir şey saymayınca Aiden "Hızlı olacaksın." diye şansını yeniden denedi. "İstediğin yere saniyeler içinde gidebileceksin."

"Çok yeterli bir sebep." Draco buna da söylendiğinde Harry "Draco." dedi. Draco ona baktığında yumuşasa da hala kırgındı, onun böyle bir şey düşünebildiğine bile inanamıyordu. "Bunları umursamıyorum, seninle olmak istiyorum."

"Evlenmek zorunda değiliz Harry, böyle kalabiliriz." Draco son ümitlerini kullanırken Harry derin bir nefes verip "Neden?" diye sordu. "Neden böyle bir şansımız varken şimdi olduğumuz gibi olalım?"

"Ne dersem diyeyim bir önemi olmayacak değil mi?" Draco üçünde gözlerini gezdirdikten sonra "Siz burada durun." dedi. "Ne olacağına karar verin, ben buna dahil olmayacağım. Burada durup Harry'nin nasıl öleceğine dair plan yapmayacağım."

Draco Harry ona seslenemeden kapıyı çarpıp çıktığında da Harry koltuğa oturdu. Ne kadar üzgün olduğu belli oluyordu. Tatia da bu yüzden onun yanına gelip "Onunla konuşabilirim." dedi. "Rahatsız olmayacaksan şimdi gidebilirim."

"Olmam. Şu an rahatsız olacağım şey bu olmaz." Harry gözleri dolmasın diye sadece ellerine bakarken Tatia kapıdan çıktı. Aiden Harry'e destek olurken de hızla Draco'yu buldu.

"Burada olacağını tahmin etmiştim." deyip yanına oturduğunda da Draco ona dönmedi bile. "Biriyle konuşmak istemiyorum."

"Draco anlamalısın, Harry senin için çok uğraşıyor. Ayrıca vampir olursa da bir sorun olmayacak, hala Harry olarak kalacak. Güçleri de onunla birlikte olacak. Gelmiş geçmiş en güçlü kişi olacak."

"Ölecek Tatia." Draco bunun düşüncesiyle bile kötü oluyordu. "Ben bu dünyadaki herkesi öldürebilirdim, eğer onun iyi olacağını bilseydim suçluluk bile duymazdım. Şimdi ise siz bana onun ölmek zorunda olduğunu söylüyorsunuz, neyi anlamamı bekliyorsun?"

"Onu çok sevdiğini biliyorum ama anlamıyorum Draco neden birlikte sonsuza kadar yaşayabilecekken birlikte ölmeyi tercih ediyorsun? Ölse bile geri dönecek, bir parçası hep insan kalacak."

Tatia anlayışlı bir ses tonuyla konuştuğunda Draco ona döndü. "Vampir olduğunda ne olacak peki? Bunca zaman korumaya çalıştığı insanları sadece yiyecek olarak gördüğünde kendisinden tiksinmeyecek mi sanıyorsun? Harry'nin kalbi vampir olabilmek için çok güzel, merhameti vampir olabilmek için çok fazla. Yapamaz. Bir daha hiç sıcağı hissetmeyecek. Sıcacık teni hep buz gibi olacak, ölü olacak. Canı acıyacak."