final

1.5K 90 198
                                    

But there's nothing to be afraid of
Even when the night changes
It will never change me and you

"Baba ben çıkıyorum!" Andrea çalan kapı ziliyle kapıya koşturunca Harry ona gülümseyip "Tamam canım!" diye seslendi. Draco merdivenlerden inip kızına bakarak "Nereye?" diye sorunca ise Andrea'nın kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.

"Şey baba, ben arkadaşımla buluşacaktım ya hani. O geldi işte onunla biraz dolaşıp geleceğim."

Draco onu onayladıktan sonra burnuna dolan kokuyla kaşlarını çattı. Harry hissetmiş gibi yanlarına geldiğinde de kızına bakıp onun korkusunu geçirmek adına "İyi eğlenceler güzelim." diyerek sarıldı. Andrea da hemen babasına sarılmıştı.

Ayrılır ayrılmaz kapıyı açıp karşısındaki kumral kıza sıcacık bir gülümseme sundu. Kapıyı hemen kapattı ancak daha sonra babasının "O BİR KURT!" diye bağırışını duyup alt dudağını dişledi.

"Özür dilerim." Andrea hemen karşısındaki kıza bakınca kız ona gülümsedi. "Sorun değil." dediğinde de Andrea "Hemen geliyorum." diyerek tekrardan içeriye girdi.

"Baba! Bağırmasana! Duyuyor seni." dediğinde Draco gözlerini kısıp ona baktı. Sonra kapıya doğru "KIZIMDAN UZAK D-" diye bağıracakken Harry onun ağzını kapatıp kendisine doğru çekti. "Draco!"

Lidia parlak sarı saçlarını topuz yaptığı tokadan kurtarırken yanlarına geldiğinde Andrea ablasına baktı. Ancak onun da güldüğünü ve bu durumdan keyif aldığını görünce üfledi. Şimdi bir tek Harry babasına güvenebilirdi, çocukluklarından beri değişmeyen tek şey buydu.

"Baba o benim arkadaşım, gerçekten kötü birisi değil." Andrea masumca Draco'ya bakmaya başladığında içten içe başarılı olacağını biliyordu. Çünkü babası Harry de kendisine böyle baktığında dayanamıyordu ve Andrea Harry'nin kopyası olduğu için aynı şeyler onun için de geçerli oluyordu.

Draco tam sakinleşmese de Harry kolunu okşayıp ona bir tebessümle bakınca iç çekti. Ancak o onaylayacakken Lidia araya girdi. "Arkadaşın mı sadece?" diye sorunca Andrea kıpkırmızı olarak ablasına baktı.

"Ne?" Draco neredeyse bayılacakmış gibi bir ses tonuyla sorunca Lidia da sıkkınca bir nefes verip Draco'ya sarıldı. "Evet baba, maalesef ailemizde kızlardan hoşlanan bir kişi var." diye alay ettiğinde de Andrea daha da kızararak bakışlarını ayakkabılarına çevirdi.

"Canım benim, çık sen. Arkadaşına da selam söyle, bir gün yemeğe gelsin." Harry kızına sarılıp konuşunca Andrea da sıkıca babasına karşılık verirken gülümseyip fısıldayarak teşekkür etti.

"Ben de vampirim, duyabiliyorum." Draco mızmızlanınca da babasından ayrıldıktan sonra yeniden masum bakışlarla ona bakıp Draco'ya yaklaştı. Kollarını açtığı gibi Draco dayanamamış kızına sıkıca sarılmıştı.

"Dikkat et." dediğinde de Andrea gülümseyip babasının yanağından öptü. "Ederim babacığım."

"Ben de çıkıyorum." Lidia konuşurken Harry'e sarılınca Harry onun yanağından öptü. "Tamam güzelim."

"Akşam erken gelin, herkes burada olacak çünkü." Draco kapıyı açıp karşısındaki kumral kurt kıza bakışlarını dikip konuşunca kızları onu onaylayıp el sallayarak uzaklaştılar.

Draco da kapıyı kapattıktan sonra Harry'e baktı. Harry ona onaylayamıyormuş gibi baktığı için de "Ne var?" diye sordu. "Kesin sana benzediği için bir kurt buldu onu da. Ben ikinizi de kurtlardan kıskanmak zorunda mıyım? Nefret ettikçe dibimizde bitiyorlar!"

𝐑𝐞𝐝𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐓𝐨𝐰𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin