another universes

1.3K 110 153
                                    

"Gel hadi, dikkat et." Draco taşların arasından Harry'e elini uzatınca Harry onun elini tutup "Hala nereye gittiğimizi söylemeyecek misin?" diye sordu. Draco ise "Birazdan göreceksin." diyerek Harry'nin elini bırakmadan ilerlemeye devam etti.

Biraz daha yukarı çıktıklarında Draco "Geldik." deyince ise Harry büyülenmiş gibi etrafına baktı. Çok yüksektelerdi ve bulutlar bile görünebiliyordu, sanki onlara dokunabilir gibi hissediyordu. Bu kadar yüksekte olmalarına rağmen durdukları çimenlik yerde çiçekler de vardı. Ve kocaman tahtadan bir ev vardı, Harry için orası şu an şato gibiydi.

"Muhteşem." dediğinde de Draco gülümsedi. "Öyle. Hep başka insanların görmediği bir yer görmek istiyordun, burayı kimsenin gördüğünü sanmıyorum."

Harry onun hatırlamasına gülümsedikten sonra Draco'nun dudağına uzun bir öpücük kondurdu ve bu sefer de o Draco'nun hızlanan kalbini duyarak gülümsedi.

Daha sonra da burada istemsizce hissettiği bir bağ ile "Burada büyü var." dedi Harry hafifçe yere dokunduğunda hissettiği titreşimle, Draco ise ona bakıp "Evet." diye onayladı onu. "Burada eskiden teyzem yaşıyordu."

"Teyzen cadı mıydı?" Harry şaşkınlıkla sorduğunda Draco "Evet." deyip hafifçe başını salladı. "Ama annem değildi ve olmadığı için mutluydu açıkcası."

"Güçlü müydü peki?" Draco ile birlikte eve yürürlerken sorduğunda Draco "Çok." diyerek burukça gülümsedi. "Ben ne zaman mutsuz olsam benim için havai fişekler patlatıp duruyordu, burası o kadar güzel oluyordu ki hiç gitmek istemiyordum."

Birlikte gıcırdayan tahta kapıdan içeri girdiklerinde Harry daha çok şaşırdı. Evin dışı ne kadar eskiyse içi o kadar yeniydi. Mobilyalar yeniydi, yerler parıldıyordu. Duvarların boyası sanki az önce yapılmış gibi duruyordu ve öyle şık düzenlenmişti ki Harry hiçbir yerden gözlerini alamamıştı.

"Ölmesine rağmen büyüsü geçmedi." Draco onu bilgilendirince Harry kenarda duran çerçeveyi eline alıp çok mutlu duran Draco ve Aiden'ın fotoğrafına baktı. Gülümseyerek "Çok tatlıymışsınız." deyince ise Draco onun arkasından beline sarılıp çenesini Harry'nin omzuna yerleştirerek elindeki fotoğrafa baktı. "O gün ilk kez dişim çıkmıştı, Aiden o yüzden bu kadar gülüyordu."

Harry de gülünce ise Draco onun boynuna bir öpücük bıraktı. "Gel sana odamı göstereyim."

"Gerçekten mi?" Harry buna çocuk gibi sevinince ise Draco gülümseyip "Gerçekten." dedi. "Burası çok büyük olduğu için bizim de odamız vardı, teyzem sürekli gelmemizi istiyordu."

"Buraya nasıl geliyordunuz?" Harry merakla sorduktan sonra "O zamanlar vampir değildin ve buraya gelmek imkansız." diye ekleyince Draco orada duran duvarın kenarındaki düğmeye bastı.

Duvar açılınca ise Harry tamamen bir boşluk görerek duraksadı, boşluktaki rüzgar sert bir şekilde onlara çarpıyordu. "Buradan geliyorduk, buranın en aşağısı bizim evimizdi ama şimdi hiçbir şey yok. Teyzem büyüyle asansör gibi bir şey yapmıştı. Bak şimdi."

Draco boşluğa doğru adım attığında Harry korkuyla nefesini tutsa da Draco düşmedi, bastığı yerde bir basamak oluştu. "Buraya gelmek bununla bile üç saat sürüyordu."

"Büyüyle bunların yapılabileceğini bilmiyordum." Harry itiraf ettiğinde Draco boşluktan çıkıp merdivenlerden ilerledi, Harry'nin elini tutuyordu. "Artık biliyorsun, sen de yapabilirsin."

"Yapamam, nasıl yapıldığını bilmiyorum." Harry onunla ilerleyip yeşil rengine boyanmış odaya girdiğinde Draco'nun odasının camları yüzünden bulutların üzerinde gibi durduğunu fark etti, çok güzel duruyordu.

𝐑𝐞𝐝𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐓𝐨𝐰𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin