Bölüm 19 - Bir dilek tut

1.9K 261 29
                                    

Kelime sayımız: 920 

Jisung POV 

'Nasıl her şey yolundaymış gibi öylece oturabiliyor? Chan ona sarılırken bu şekilde rahat durabildiği için ona oyunculuk ödülü verilmeli. Daha birkaç saat önce merdivenlerde olanları hatırlamıyor mu yoksa?' 

 Ben düşüncelerime dalmış uzaklara bakarken Minji önüme bir tabak pasta koydu ''Ah, pasta yemeyi pek sevmem'' diyerek tabağı hafifçe ittim. 

''Ama bu çikolatalı? Ben yaptım!'' diyerek somurttu Minji.  

Ona gülümseyerek pastadan ufak bir parça aldım ve yedim, tepkime o da gülümsemişti. 

''Enfes olmuş!'' dedim başını okşayarak.  

Öğleden sonranın kalanı için odama çekildim ve gün boyunca Minho'ya bir bakış bile atmadım, ona veda da etmedim. 

''Hey Jisung, seninle biraz konuşabilir miyim?'' diye sordu Chan hafifçe kapımı aralayarak, ona başımı sallayıp yatağımdan kalktım ''Ters giden bir şeyler mi var? Bir süredir üzgün görünüyorsun'' dedi yatakta yanıma oturarak. 

''Hayır iyiyim, neden olmayayım ki? Sınavlar yaklaştığı içindir'' dedim gözlerine bakmadan gergince gülerek. 

''Ah evet, sınavlar yüzünden böyle olmak normaldir. Ama biliyorsun, Minho sizin okulda stajyer ve çok zeki biri, ondan sana özel ders vermesini isteyebilirim'' dedi Chan telefonunu çıkararak. 

''HAYIR!'' diye bağırdım telefonunu elinden alarak ''..şey, üzgünüm. Sadece başka şeylerle meşgul olacağından eminim, ona zahmet vermeme gerek yok..'' diyerek telefonunu geri verdiğimde onu cebine attı. 

''Jisung, sınavların yaklaşıyor olması dışında her şeyin yolunda olduğuna emin misin?'' diye sordu Chan bana iyice yaklaşarak. 

''Evet Chan, eminim. Baksana ne kadar mutluyum'' diyerek kocaman gülümsedim ve dişlerimi işaret ettim.  

Chan ayağa kalkarken bir iç çekti ''Bana her şeyi anlatabileceğini biliyorsun değil mi?'' diye sorduğunda onu onaylamak için başımı salladım ''Peki o zaman, iyi geceler'' diyerek odamdan çıkıp kapıyı kapattı, ben de kendimi yeniden yatağa attım. 

''Kahretsin, yalan söylediğimde hemen anlıyor'' diye bir iç çektikten sonra telefonumu alıp Minho'nun numarasına öylece bakmaya başladım, artık onu silmeye karar vermiştim.  

Telefonumu bir kenara bırakıp yastıklarımdan biriyle yüzümü kapattım ve içine bağırdım, sonra da uykuya daldım. 

*-*-*  

Ben Minho'yla konuşalı 1 hafta oluyordu.  

Onu okulda ve evde görüyordum tabii, ama ona olan duygularım yavaştan yok oluyor gibiydi, sonunda Chan'ın etrafındayken nefes alabilmeye başlamıştım.  

Okulun bitmesine 3 hafta kalmıştı ve okulla aramdaki bağ resmi olarak kesildiğinde üniversite için buradan UZAKLARA gidebilecektim. 

''Hey Jisung!'' bana doğru gelen ayak seslerine doğru döndüğümde Felix'i görüp gülümsedim.  

''Benimle gelir misin? Hyunjin düştü ve ayağa kalkamıyor!'' sözlerini duyduğumda gülümsemem düştü ve hemen sınıfa doğru koşmaya başladım.  

Başta sınıf çok karanlıktı, ama ben girdikten kısa süre sonra ışıklar açıldığında Changbin ve Hyunjin'i doğum günü şapkalarıyla gördüm, konfeti patlatıyorlardı. 

''DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN JİSUNG!!'' diye haykırdıktan sonra hepsi birlikte bana sıkıca sarıldılar. 

''Nereden bildiniz?!'' diye sordum gülerek. 

Abimin Sevgilisi -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin