Bölüm 12 - Çorba

2.2K 284 210
                                    

Kelime sayımız: 888 

Jisung POV 

Gözlerimi kırpıştırarak uyandığımda Chan'ın yatağında yatıyor olduğumu fark etmem birkaç dakikamı aldı.  

'Buraya gelip yattığımı hatırlamıyorum?' diye düşünerek yataktan kalktım ve yavaşça kapıyı açtım, sessizce kendi odama girmeyi başarmıştım.  

''Bu bir şaka olmalı'' diyerek gülmeye başladım.  

Hyunjin kafasını tamamen yastığıma gömmüştü ve ölü gibi yatıyordu, bütün yatağı da kaplamıştı.  

Onu uyandırmak istemediğim için geldiğim gibi sessiz şekilde odamdan çıktım ve mutfağa indim, iner inmez de kahvaltı hazırlayan Minho'yu gördüm. 

''Günaydın Jisung, iyi uyuyabildin mi?'' diye sorarak bana doğru gülümsedi. 

''Ah, gayet iyi uyudum'' diyerek sandalyenin birine yerleştim ''Minho, dün gece nerede uyudun?'' diye sordum Chan'ın odasında uyandığımı hatırlayarak.  

Çünkü Minho bu hafta için bizdeydi ve Chan'ın odasında kalıyordu. 

''Koltukta. Dün gece sana yıkanan kıyafetlerini vermek için odana geldim, ama arkadaşının sana yapışmış olduğunu gördüm. Bundan rahatsız olmuş gibiydin, o yüzden seni Chan'ın odasına götürüp koltukta yatmaya salona indim'' diye açıkladı gözlerime bile bakmadan. 

''Anladım'' dedim hafifçe kızararak. 

''Dün gece sana söylediklerimi duydun mu?'' diye sordu bana bir tabak pankek uzatarak. 

''Dün gece mi?'' diye sordum kafam karışmış şekilde. 

''Evet, sen banyodayken'' 

''Hayır duymadım-'' ben lafımı bitiremeden dağınık saçlı bir Hyunjin mutfağa girdi ''Günaydın Hyunjin, bir daha yastığıma salyalarını bırakırsan seni öldürürüm'' diyerek güldüğümde bana el sallayıp banyoya gitti ''Bir dahaki sefer diye bir şey olmayacak zaten'' dedim kendi kendime yemeğime dönerek. 

''Günaydın millet!'' dedi Minji masada kendi yerini alarak ''Vay be, berbat görünüyorsun'' bu sırada Minho'nun ona uzattığı tabağı da aldı. 

''Ben mi?'' diye sordum kardeşime dönerek. 

''Bu sefer sana demedim Jisung, Minho'dan bahsediyorum. Gözlerinin altındaki torbalara baksana'' diye somurttu ''Hasta falan mısın yoksa?'' diye sorduğunda Minho'ya baktım ve cidden betinin benzinin atmış olduğunu fark ettim. 

''Sanmıyorum, dün gece uyuyamadım sadece'' dedi iyi görünmeye çalışarak.  

Minji ve ben birbirimize baktık, bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydık, Minho cidden hasta gibiydi. 

''Hayır bu bahane yeterli değil!'' dedi Minji.  

Yerinden kalkarak Minho'yu Chan'ın odasına sürükledi, ben de hemen arkalarındaydım ''Uzan bakalım sen şöyle. Jisung, şimdi okula gitmem lazım, sen de burada kalıp Minho'ya göz kulak olacaksın'' dedi okul çantasını sırtına alarak ''Merak etme Minho yakında eve döneceğim, Chan hasta olduğunda ona hep ben bakarım'' dedikten sonra da bize el sallayarak odadan ayrıldı.  

Bir süre sessiz kaldıktan sonra Minho'ya baktığımda o sadece gülüyordu. 

''Komik olan ne?'' diye sordum başımı eğerek. 

''Kardeşin, o harika'' dedi. 

''Ah öyledir, bizim onunla ilgilendiğimizden fazla ilgilenir bizimle'' dedim gülümseyerek, ama Minho'ya doğru baktığımda onun gülümsemesi yavaşça düştü ve gözleri kapanmaya başladı.  

Elimi alnına koydum ''Minho, yanıyorsun!'' diyerek yerimden kalktım ve hızlıca mutfağa inerek nemli bir bez alıp odaya döndüm.  

Yatağın kenarına oturup Minho'nun saçlarını alnından çektim ve bezi oraya koydum ''Chan yarın dönüyor, sanırım her şey eski haline dönecek'' dememden hemen sonra omzumda bir el hissettim. 

''Ben artık gitsem iyi olur'' dedi Hyunjin bana gülümseyerek. 

''Ah peki, dikkatli git'' dedikten sonra Minho'ya döndüm.  

Bir süre sonra dış kapının kapandığını duyunca Minho'ya annemin özel çorbasından yapmaya karar verip mutfağa indim. Annem hayattayken biz ne zaman hasta olsak bize bu çorbadan yapardı, bazen sırf ondan içmek için hasta taklidi yaptığımız bile olurdu.  

''Nerede bu kitap?'' diye sordum dolapları karıştırarak ''İşte buldum!'' diyerek onu çıkardım ve her adıma uyarak çorbayı pişirmeye koyuldum.  

Yemek yapma yeteneğim olmasa bile bu çorbanın mükemmel olmasını istiyordum. 

Minho ben alnına bezi koyar koymaz uykuya dalmıştı, bu da bana çorbayı hazırlayacak zamanı tanıdı, bitirince tadına bakmak için bir yudum aldım.  

Tam olarak annemin yaptığı gibi değildi, ama kötü de olmamıştı. Yavaş ve sessiz bir şekilde odaya girdim ve çorbayı yatağın yanındaki komidine bıraktım ''Minho uyan, bir şeyler yemelisin'' dedim hafifçe omzunu okşayarak, ama cevap vermedi.  

Bir iç çekerek yataktan kalktım ama aniden bileğimden tuttu. 

''Beni bırakma'' dedi Minho dönüp ona baktığımda. 

''Minho?'' diyerek ona yaklaştım, ama aniden gözlerini açtığında irkilip popo üstü yere düştüm ''Uyanıksın! Sana yemek yaptım'' dedim gergince yerden kalkarak. 

''Seni korkuttuğum için özür dilerim'' dedi yavaşça dik oturarak, bitkin görünüyordu. 

Yatağın kenarına yeniden oturup çorbayı kucağıma aldım ''Aç bakalım'' dediğimde ağzını açmış olmasına güldüm, ama yine de onu beslemeye karar vererek kaşığı ağzına doğrulttum. 

''Vay be, hiç de kötü değilmiş'' diye gülümsedikten sonra hafifçe öksürdü. 

''Al bakalım, sana ilaç da getirdim'' diyerek ona ilacı uzattım. 

''Teşekkür ederim Jisung'' dedi gülümseyerek. 

''Sorun değil'' diyerek kaseyi yeniden komidine koydum, Minho bu arada elimi tutmuştu ve yeniden uzandı.  

Ona gülümseyerek yere oturdum ve uykuya dalmasını izledim. Benim de gözlerim düşmeye başlamıştı ama Minho elimi hafifçe çekiştirdiğinde onları açtım. 

''Orada uyuma'' diyerek beni yanında uzanmam için kendine doğru çekti. Yanına yattığımda kollarını belime sarması beni gülümsetmişti.  

Gözlerim yavaşça kapanırken ben de yüzümde kocaman bir gülümsemeyle uykuya daldım. 

Chan POV 

''Döndüğüne inanamıyorum! Yarın geleceksin sanıyordum!'' dedi Minji ben onu okuldan almaya gelince. 

''Size sürpriz yapmak istedim'' diyerek güldüm arabayı evimizin önüne park ederken. 

''Jisung seni gördüğüne çok sevinecek!'' dedi kardeşim ben evimizin kapısını açar açmaz içeri girerek. 

İçeri girip çantalarımı kenara koyduktan sonra kapıyı kapattım ''Annemin çorbası mı kokuyor burada?'' dedim gülümseyerek. 

''Jisung nerede? Uyudu mu yoksa?'' diye sordum, saat akşam 9 olmuştu sonuçta.  

Bütün evde onu aramaya başladım, ama hiçbir yerde yok gibiydi. 

''Belki Minho'yla birlikte senin odandadır'' dedi Minji koltuğa yerleşip televizyonu açarak. 

''Neden birlikte benim odamda olsunlar ki?'' diye sorarken güldüm. 

Minji bir şeyleri unutmuşçasına elini kendi alnına vurdu ''Ah, sürpriz yaptığın için sana söylemeyi unuttum! Minho hasta olmuş''  

''Hasta mı?'' diyerek yavaşça odama çıktım ve kapıyı açtım ''Neler oluyor şimdi burada?'' diye sordum kendi kendime.  

Minho Jisung'a sıkıca sarılmış halde benim yatağımda yatıyordu. Ve iki de uyuyordu. 

Abimin Sevgilisi -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin