Bölüm 27 - Yeni duygular

1.6K 225 120
                                    

Kelime sayımız: 625

Jisung POV

Çığlık atan çocukları duyunca bütün vücudum ürpermişti ''Hyunjin, istemiyorum'' diyerek dudaklarımı büzdüm yanımdakinin kolundan çekiştirerek.

''Çok tatlısın, ama söz veriyorum ki eğlenceli olacak'' dedi Hyunjin beni hızlı tren sırasına sürüklerken.

Önümüzdeki sıra biz en öne gelene kadar hızlı hızlı kısaldı, biz yerlerimize oturunca da görevli bizi sıkıca bağladı.

''Sanırım kusacağım'' dedim tren yavaşça yükselirken.

''Bu harika olacak!'' dedi Hyunjin heyecanlı bir şekilde.

Ona bakınca bu kadar mutlu görünüyor olmasına dayanamayıp gülümsedim.

''Hazır mısın?'' diye haykırdı elimi tutup havaya kaldırarak.

''Ne?!'' diye bağırdım tren aniden aşağı inmeye başladığında.

Saçlarıma rüzgar vururken bütün vücudumun sarsıldığını hissediyordum, gözlerimi de sıkıca kapatmıştım.

Midemin bozulmadığını fark edince gözlerimi yavaşça açtım ve gülmeye başladım ''Bu harikaymış!'' diye bağırdım Hyunjin'e bakarak, o da bana gülüyordu.

''Sana eğlenceli olacak demiştim'' diye güldü biz trenden inince.

''Hemen dönerim'' dedikten sonra hızlıca tuvalete gittim.

İşim bittiğinde saate bakmak için telefonumu çıkardım ve Minho'nun bana mesaj atmış olduğunu gördüm.

Minho

Minho
Jisung, kulak misafiri oldun galiba ama
Chan ve ben ayrıldık.

Jisung
Duydum, ona nasıl bu kadar sinirlenebilirsin?
Ona aynı şeyi yaptığın halde?

Minho
Biliyorum, o an çok sinirliydim.
Ama biten bitmiştir. Ji, bu artık birlikte olabileceğimiz anlamına geliyor.

Jisung
Sana söyledim Minho, senden hoşlanmıyorum artık.

Minho
Ji yalan söylüyorsun, yalan olduğunu biliyorum
Aramızdaki bağı sen de gördün, hissettin

Jisung
Minho yapamayız, bunu Chan'a yapamam

Minho
Bu gece bana gel, lütfen

Jisung
Olur, ama sadece konuşacağız

Minho
Tabi ki Jisung

Jisung
Orada görüşürüz o zaman

Minho
Ayrıca, Hyunjin denen çocuğa dikkat et

Jisung
Ne? Neden??

Minho
Bir sebebi yok, sadece dikkatli ol tamam mı?

Jisung
Tamam?

Telefonumu cebime atıp geri döndüğümde Hyunjin komik şapkalar takıyordu ''Neden onun etrafında dikkatli olayım ki?'' diye sordum kendi kendime ona doğru koşarken ''Hyunjin, artık gidip yemek yesek nasıl olur?'' diye sordum kafasındaki şapkaya gülerken.

''Evet tabii!'' diye gülümsedi Hyunjin şapkayı satın alıp benim kafama geçirerek ''Aww, çok tatlı'' diyerek yanaklarımı sıktığında gülerek göz devirdim.

Yemeğimizi yedikten sonra otobüse binmekle uğraşmak yerine eve yürümeyi tercih ettik.

''Hey Jisung, bugün cidden güzel zaman geçirdim'' dedi yere bakıp saçlarını geri atarken.

''Ben de çok eğlendim'' diye güldüm ne kadar tatlı davrandığını düşünerek.

Bu sırada evimin önüne varmıştık bile.

''O zaman belki de, başka zaman bir randevuya daha çıkarız ne dersin?'' diye sordu ellerimi tutup gözlerime bakarak.

Yine kızarmaya başladığım için bakışlarımı kaçırdım.

''Belki de. İyi geceler Hyunjin'' ben cümlemi bitirir bitirmez dudaklarımız birleşmişti, Hyunjin'in ellerinin titrediğini hissedebiliyordum.

Çok gerilmiş olduğunu düşünürken ben de onu öpmeye başladım.

Elleriyle belimden tuttuğunda ben de kollarımı boynuna doladım, bir süre sonra Hyunjin öpücükten ayrılıp bana gülümsedi.

''İyi geceler Jisung'' dedikten sonra alnımdan da öptü ve el sallayarak gitti, ben de eve girdim.

''Biz az önce..?'' kızarırken elimle ağzımı kapattım, kalbim hızlı hızlı atıyordu.

Dudağımı ısırarak mırıldanmaya başladım, mutlu bir şekilde merdivene ulaştığımda Minji bana seslendi.

''Hey Jisung, randevun nasıldı?'' diye sordu randevu kelimesinin altını çizerek.

''Güzeldi aslında'' dedim yüzüm kızarmış halde, Minji bana gülümsedikten sonra odama gidip kendimi yatağa attım ''Ondan hoşlanıyor muyum geçekten?'' diye sordum kendi kendime yastığıma sarılarak.

''Hoşlanıyorum değil mi?'' dedim ve bir iç çekip telefonumu çıkardım ''Hass.. Saat 11 olmuş bile'' diyerek yataktan kalktım ve üstümdekileri hızlıca çıkarıp yerine bir eşofman takımı giydim.

Aynaya dönüp bakmadan odamdan çıktım ve aşağı inip kapıya koştum.

''Hey, nereye gidiyorsun?'' diye sordu Minji ben kapıyı kapatıp çıkarken.

Kar yağmaya başlamışken Minho'nun bir zamanlar beni götürdüğü otobüs durağına koştum. Şansıma otobüs benden birkaç saniye sonra geldi ve beni Minho'nun evine götürdü.

Eve vardığımda zile basmadan önce derin birkaç nefes aldım.

Kapı açıldığında içeri girip ''Merhaba?'' der demez bir çift kol beni kucaklamıştı.

''Seni çok özledim'' dedi yumuşak bir ses kafasını boynuma gömerek.

''Minho, burası neden bu kadar karanlık?'' diye sordum parmaklarımı saçlarında gezdirirken.

''Jisung benden nefret etme, lütfen benden nefret etme'' diye yalvardı ağlamaya başlarken.

Onu yavaşça bıraktım ''Neden senden nefret edeyim ki?''

Abimin Sevgilisi -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin