Kelime sayımız: 665
Jisung POV
''Jisung uyan! İşe gidiyorum, Minji'yle ilgilen lütfen!'' Chan bana seslendikten sonra dış kapının kapandığını duydum.
''Hafta sonundayız ya, daha yeni geldiği halde neden işe gidiyor ki?'' diye sordum kendi kendime örtümü üzerimden atarak ''Tanrım! Beni korkuttun!'' dedim tam karşımda tamamen giyinik kardeşimi görünce ''Sen nereye gidiyorsun?'' diye sordum yatağımdan kalkarak.
''Sana söylemiştim Jisung! Bugün arkadaşımın partisi var, beni götüreceğine söz vermiştin!' diye sızlandı Minji.
''Ne zaman söz verdim ya?'' diye sordum kardeşime bakarak, cidden bu sözü verdiğimi hatırlamıyordum ''Minho'ya söylesene seni o götürsün, Chan'ın odasındadır''
''Jisuuuuung!'' diyerek daha fazla sızlandı Minji.
''Tamam tamam burada bekle'' dedikten sonra Minho'ya bakmak için Chan'ın odasına gittim, ama orada değildi ''Kimse var mı?'' diye sordum yatağa doğru giderek.
''Oh my my my, oh my my my'' Minho'nun şarkı söylediğini duyunca gözlerim banyoya kaydı.
Vücudunun alt kısmına bir havlu sarılıydı ve saçlarından su damlıyordu, yutkunarak birkaç adım geri çekildim ama Minho tam o anda arkasını dönüyordu.
Onu görmemişim gibi hızlıca odanın kapısına gittim ''Şey.. Minho, bizi bir yere götürmene ihtiyacımız var'' dedikten sonra odadan çıkıp kapıyı ardımdan kapattım ''Ne kadar da aptalım'' diye düşünerek kızardım.
*-*-*
''Hazır mısınız bakalım?'' diye sordu Minho biz koltuktan kalkarken ''Jisung? Pijamalarınla mı çıkacaksın?'' diye sorarken güldü.
''Sadece Minji'yi bırakıp geleceğiz nasıl olsa'' diyerek evden çıktım.
Kısa bir araba yolculuğundan sonra Minji'yi bıraktık, ama Minho dönüşte arabayı eve doğru sürmüyordu.
''Ev bu tarafta değil?'' dedim ona doğru dönerek.
''Evet, ama benim evim bu tarafta. Sadece birkaç şey almam gerekiyor'' diyerek arabayı park etti.
Arabadan indiğinde onu takip ettim, eve girdiğimizde de onu beklerken salondaki koltuğa oturup etrafa baktım, her şey aynıydı.
Sonrasında ayağa kalkıp odasına gittiğimde birkaç eşya topladığını gördüm ''Bundan sonra tamamen bizimle mi yaşayacaksın?'' diye sordum kapıya dayanarak.
''Ah hayır, bunlar senin için'' diyerek kıyafetlerle doldurduğu çantayı bana uzattı.
''Benim için mi?'' diye sordum çantanın içine bakarak.
''Evet, Chan fazla eşyan olmadığını söyledi. Ben de bunları pek giymiyorum, o yüzden sana verebileceğimi düşündüm'' diyerek gülümsedi ben eşyaların bedenlerine bakarken.
''Bekle bekle, sen L beden giyiyorsun. Bunların hepsi M, yani tam benim bedenim, üstelik üzerlerinde hala etiketleri var'' dedim yüzüne bakarak, Minho kızarmıştı.
''Ne kadar garip, kesmeyi unutmuş olmalıyım'' dedi elini ensesine atarak ''Neyse gidelim hadi''
Arkasından yürürken biraz yavaştım, çanta epey ağırdı.
'Minho bunları benim için satın mı aldı?' diye düşünürken de kendi kendime gülümsedim.
''Gidip birkaç işimi halletmeliyim, seni bırakayım'' diyerek arabayı evime sürdü.
''Tamam, sonra görüşürüz o zaman'' diye gülümseyerek arabadan indim.
''Jisung bekle, bana telefonunu verir misin?'' diye sorduğunda ona telefonumu uzattım, bir şeyler baktıktan sonra onu geri verdi ''Numaramı kaydettim, bir şey olursa beni arayabilirsin artık'' diye gülümsedikten sonra da arabayla uzaklaştı.
Eve girdiğimde direkt odama gidip çantadan kıyafetleri çıkardım. Yeni olsalar bile Minho gibi kokuyorlardı, bunu onları katlayıp yerleştirirken fark etmiştim.
Bir süre sonra telefonumun titrediğini gördüm, onu alıp baktığımda ekranda Minho'nun adı vardı.
Minho
Jisung..Jisung
Efendim?Minho
Yok bir şey, sadece iyi olduğundan emin olmak istedimJisung
İyiyimMinho
TamamJisung
TamamMinho
TamaaammJisung
Yemek hazırlamaya başlamamı ister misin?Minho
Hayır lütfen öyle bir şey yapma
Yakında evde olurum
Minji'yi öldürmeyelim değil mi? :DJisung
Yemeklerim o kadar da kötü değil be!Minho
Öyle diyorsan öyle olsun
-Görüldü''Numaramı bu yüzden mi istemiş yani?'' diyerek güldüm.
Ben sıkılıp evde dönüp dururken zaman geçti ve sonunda dış kapı açıldı, gelen Minho'ydu ''Minji nerede?'' diye sordum.
''Arkadaşının evinde kalmak istedi. Chan'ı arayıp sorduğumda kalabileceğini söyledi, ben de onu orada bırakıp geldim'' dedi Minho ensesini ovuşturarak.
''Anladım, peki sen iyi misin?'' diye sordum, gözleri kırmızıydı ve bütün vücudu ağrıyor gibi yürüyordu.
''Yorgunum sadece'' diyerek kendini koltuğa attı.
Koltuğun arkasına geçip omuzlarını ovmaya başladım ''Bu iyi geldi işte'' diyerek gülümsedi ve başını arkasına yasladı, göz göze geldiğimizde yüzüm ısınmaya başladı.
''Evet, bazen Chan işten geldiğinde ona masaj yaparım'' dedim göz teması kurmaktan kaçınarak.
''O sana hiç masaj yapıyor mu peki?'' diye sorarken sesi neredeyse hiç çıkmıyordu.
''Ben çalışmadığım için hayır, ama bana masaj yapılmasını da pek sevmem zaten'' diyerek güldüm.
Koltuğa baktığımda uyumuş olduğunu fark edip gülümsedim ve yavaşça üzerine bir örtü örttüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Sevgilisi -MinSung-
Fanfiction-Tamamlandı- ''Ama sen abimle birliktesin!'' ''Biliyorum, ama nedense seninle olmak istiyorum.'' ⚠Bu kitap, ağır dil ve +18 sahneler içermektedir⚠ En iyi sıralama: #1 minsung #1 hanjisung #1 turkce #1 seungjin #1 jackson #1 jacksonwang