Bölüm 5 - Çanta

2.6K 333 40
                                    

Kelime sayımız: 649

''Kahretsin artık buradan çıkmak istiyorum'' dedi Jisung kendi kendine öğretmeni arka planda hala dersi anlatırken.

Camdan dışarı bakarken çenesini avcuna dayadı ''Minho'nun okula gittiğini söylediğini hatırlıyorum, ama nereye gidiyor acaba?'' diye düşündü dışından ''Belki buradadır?'' diye sorguladı bir an ''Yok olamaz, onu illaki buralarda görürdüm'' diyerek bu düşünceyi kafasından attı.

Zaman geçsin diye de kafasını sırasına bıraktı.

''Merhaba arkadaş!''

Jisung kafasını kaldırıp baktığında Hyunjin'i gördü ''Arkadaş değiliz, ve sana benimle konuşabileceğini kim söyledi?'' diye sordu sandalyesinde dik oturarak.

''Şöyle ki, seninle konuşma iznini kendi kendime verdim, ve sana okuldan sonra Felix, Changbin ve benimle takılmak ister misin diye soracaktım'' dedi Hyunjin yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.

''Ne için?'' diye sordu Jisung.

''Okul bittiğinde ders çalışmak için grupça toplaşma gibi bir şeyler. Gelir misin gelmez misin?''

''Sırf bu dersi geçmem gerektiği için geleyim bari'' dedi Jisung, sonra da başını tekrar sırasına kapattı.

''Harika, nerede yaşadığını zaten biliyoruz, saat 5 gibi görüşürüz o zaman!'' dedi Hyunjin.

''Ne? Nerede yaşadığımı nasıl bilebilirsiniz??'' diye sordu Jisung, ama Hyunjin çoktan kendi sırasına dönmüştü.

*-*-*

Jisung zil çalar çalmaz yerinden kalktı ve hemen kulaklıklarını taktı. Eve yürümesi çok uzun sürmemişti, kapıdan girer girmez ''Evdeyim'' diye seslendi ve direkt odasına doğru yol aldı.

Eşyalarını yere bırakıp kendini de yatağına attı ''Bir hafta geçti ve Chan hala onu eve getirmedi, acaba bir sorun mu var?'' diye sordu kendi kendine.

Birden aklına Minho'nun ilk tanıştıklarında ona nasıl baktığı geldi ''Buraya geldiğinde beni tanımıyormuş gibiydi, parkta olanları hatırlamıyor mu acaba?'' diye sorgularken telefonunu eline aldı.

''Suratım bir daha görüldüğünde hatırlanamayacak kadar çirkin ve basit mi ki?'' dedi ön kamerasından kendine bakarak ''Yaaaani çok da kötü değilim'' dedi, komik suratlar yapmaya başlamıştı.

''Vay be, çirkin suratlar yaparken normalden daha yakışıklı görünüyorsun Jisung'' dedi Minji kapından abisini izleyerek.

''Git başımdan!'' diye bağırdı Jisung kız kardeşine bir yastık fırlatarak.

Ama Minji yastığı atlattı ve kapıya dayandı ''Sanırım Minho'nun burada olduğunu haber vermemi istemiyorsun?'' diye sordu.

''Minho mu?! Burada mı?!'' diye bağırarak yatağından fırladı sincap çocuk, hemen saçlarını düzeltmeye başlamıştı.

''Bir dakika ne yapıyorum ben ya?'' diye sordu kendine, sonra da saçlarını yeniden dağıttı ''İşte, böylesi daha iyi'' dedi ve aynada kendine baktı.

Minji abisine şaşkın şekilde bakarken Jisung odasından çıktı ve salona gitmek için aşağı indi. Merdivenlerden Minho'nun koltukta bilgisayar kullanıyor olduğunu gördü 'Çok iyi görünüyor' diye düşünürken de yutkundu.

''Hey Minho, burada ne yapıyorsun?'' diye sordu koltukta onun yanına yerleşerek.

''Selam, bana bir saniye ver şu cümleyi de bitireyim- ve bittiiii'' dedi Minho bilgisayarını kapatarak.

Hemen sonra Jisung'a doğru dönmüştü ama sincap hızlıca kafasını çevirdi.

''Ben- sana eşyalarını getirmek istemiştim'' diye başladı Minho ''Onları odamda bırakmışsın, ıslak ve kirli oldukları için yıkayıp geri vereyim dedim'' diye bitirdi Jisung'a siyah bir çanta uzatarak.

''Ah evet, üzgünüm, tamamen unutmuşum'' dedi Jisung utanarak, sonra da ayaklandı ''Bekle, unutmadan'' dedi ve odasına koştu.

Geri geldiğinde Minho'ya başka bir çanta uzattı ''Bunlar da seninkiler, ödünç verdiğin için teşekkürler''

''Ne demek, teşekkür ederim'' dedi Minho çantayı alarak.

Sonrasında oda garip bir sessizliğe bürünmüştü.

'Parktaki olay dışında neyden bahsedebileceğimi bilmiyorum. Büyük ihtimalle o olayı hatırlamıyor bile' diye düşündü Jisung, ortamın gerginliği ve sessizliğinden dolayı parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.

''Neyse, başka bir şey yoksa ben artık gideyim'' dedi Minho ayağa kalkıp bilgisayarını toparlarken.

Jisung da ayağa kalkıp gülümsemek dışında hiçbir şey yapamadı. Birlikte kapıya doğru yürürlerken gerçekten büyüğüne diyecek hiçbir şeyi yoktu.

''Hey Jisung?'' diye seslendi Minho Jisung tam kapıyı kapatırken.

''Efendim?'' diye sordu sincap kapıdan dışarı bakarak.

''Sadece özür dilemek istedim. Bilirsin, parktaki kazadan dolayı'' dedi Minho gülerek ''Ama konusunu açmadığına göre sanırım unutmuştun''

''İnan bana, o olayı asla unutamam'' dedi Jisung da gülerek, kalbinin de yine hızlıca atmaya başladığını fark etmişti.

'Başkasına ait olan birine düşmeye kesinlikle karşıyım' diye düşünerek hemen başını iki yana salladı.

''O zaman sonra görüşürüz?'' dedi Minho elini uzatarak.

''Evet, görüşürüz'' dedi Jisung Minho'nun elini sıkarak.

Kapıyı kapattıktan sonra da sırtını ona dayadı ve derin nefesler aldı ''Kendimi toparlamak zorundayım'' dedi kendi kendine.

Oldukça büyük bir problemin içine düşmek üzere olduğunu biliyordu.

Abimin Sevgilisi -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin