Ahmed Akif

305 44 30
                                    

Belçin endişe ve heyecan karışık sesiyle;

-piraye ve akif kavuşamadı mı?

-Sabır kızım sabret

Belçin dirseklerini dizlerine ellerini yüzüne dayamışdı. Doğrularak dinlemeye devam etti.

Genç kızın yüreği param parçaydı.
Sanki bir avuç cam'ı ciğerlerine boca etmişlerdi'de nefes alamıyordu.

Genç adam heyecandan ne yapcağını bilemez bir haldeydi. Avuç içleri terlemişdi. İçi içine sığmıyordu.
Sevdiği kadın ile evlenecekdi.

Yüzükleri takmak icin ayaklandılar.

-Piraye gel kızım

Piraye bulunamamacasına kaybolmayı diliyordu.
Yok olsaydı'da bu evlilikden kurtulsaydı.

-Piraye gel kızım

Piraye ürkek bir ceylan gibi salona gitti.
Kalbini eline vermiş böyle yaşa demişlerdi.
Bir an için gözleri yerden ayrıldı.
Ama bu nasıl olur?
Genç kızın bakışlarında hem şaşkınlık vardı hem'de mutluluk.
Genç kız sessizce;

-Akif, dedi.

İsmi dudakların'dan dökülmüştü.
Akif'de duymuşdu.
Sevdiği kadının sesin'den ilk defa ismi'ni duymuşdu.
Adam gülümsedi.
Kadın adam'ın gülüşüne karşılık gülümsedi.
Utandı ve eğdiler başlarını.

Damadın babası seslendi oğluna.

-Hadi Ahmed akif yüzükleri ver de takalım

Belçin şaşkınlık ile söze atıldı.

-Siz... siz Akifsiniz

-Evet kızım ben piraye'nin Akifi'yim

-Ama dosyanızda Ahmed yazıyordu

-kimliğimde Ahmed yazar ama dedemin ismidir Akif herkes akif derdi

-Anladım

Belçin'in az evvel ki şaşkın yüzünün yerini duyduklarından tatmin olmuş bir yüz almışdı.
Yaşlı adam anlatmaya kaldığı yerden devam etti.

Yüzükler takılmış ve görücüler gitmişdi.
Piraye pijamaları'nı giyerek odasına geçmişdi.
Yatağın'da bağdaş kurup otururken ağzı kulaklarındaydı.
Sabah acı duyar iken akşam mutluluk'dan ne yapacağını bilmiyordu.
'Hayat ne de tuhaf' diye geçirdi içinden.

Piraye odaya giren kız kardeşi'nin sesiyle mutluluk deryaların'dan gerçek hayat'a döndü.

-Abla

-Söyle çiçeğim

Küçük kız elinde tutuğu beyaz zarfı ablasına uzattı.

-Abla bu zarfı Akif abi senin için verdi

Piraye sanki daha fazla gülmek mümkünmüşcesine 
Gülüşünü büyüttü.
Şair ruhlu sevdiği ona ne yollamışdı?

-Teşekkür ederim çiçeğim

Küçük kız oda'dan ayrılırken ardında heyecanlı bir piraye bırakmışdı.
Piraye elini kalbine götürdü. Kalbi adeta çıkacakmışcasına atıyordu.
'Durma kalbim bugün durma' diye geçirdi içinden.

Narin elleri arasın'da tuttuğu zarfı yüzüne yaklaştırdı.
Koklayarak öpdü.
Gözünden bir damla yaş firar etti.
Bu sefer mutluluk göz yaşıydı.
Zarfı açarak içindeki kağıdı eline aldı.

VAR

Sende bir ben var
Bende bir sen var
Kulağıma çalınan melodide
sesin var
Baktığım manzaraya
Gözlerin değmiş
Gülüşlerimde payın var
Dışımda ben
İçimde sen var
Kanatlarımda gölgen var
Kalbimde adın var
Sende bir ben
Bende bir sen var

Şiir yazmışdı kalbini sevdiği adam.
Şiir yüreklim.
Sarıldı mektuna.
Özlem ile
S

evda ile
Ümit ile
Sevdiğinin kaleminden dökülen kelimelere sarıldı.
Her bir harfine tek tek sarıldı.
Yatağına uzandı.
Sevdiğine kavuşamama'nın acısıyla açtığı gözlerini kavuşma arzusu ile kapadı.

-Çok güzel, dedi Belçin.

Yaşlı adam manidar bir ses tonuyla;

-Güzel, dedi.

Belçin şaşkın gözlerini kocaman açdı.

-Değil mi? ,dedi.

-Hayır bildiklerimizde şer, şer bildiklerimiz'de hayır vardı doktor kızım

Belçin yaşlı adam'ı söylediği her kelimede daha fazla merak duyuyordu.
Dinlediği hikaye'de şer'e dair hiç bir ayrıntı yokdu ki.
Belçin kol saat'ine bakdı.
Nöbeti'nin bitmesine az bir zaman kalmışdı ama hikayenin devamını'da çok merak ediyordu.
İsteksiz bir vaziyette oturduğu sandalye'den kalktı.

-Ahmet Amca benim zaman'ım bitti gitmem gerekiyor.

-Peki

Belçin kabul etmemesinden korkarak bir soru sordu.

-Bana hikaye'nin devamı'nı sonra anlatır mısınız?

Adam kısa bir süreliği'ne genç kızı'n yeşil hareleri'ne bakdı.

-Olur, dedi iç çekerek.

Nasıl bir yarası vardı da bu kadar içden iç çekebiliyordu.

-O zaman sonra görüşürüz Ahmed Akif

Ne düşünüyorsunu?

Satır arası yorumları sevdiğimi söylemiş miydim?

Kendinize çok iyi bakın.

PİRAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin