Mihriban

210 26 27
                                    

Sessiz geçen bir gecenin ardından yeni gün eşiğin de yeni gerçeker ile gelmişdi. Belçin hikaye'nin devamını çok merak ettiği için hızla kahfaltı yaparak hastaneye gitti.
Mesaisi başlamadan Ahmed bey'in yanına gitmek istiyordu.

-selamın aleyküm

-Aleyküm selam ve rahmetullah ve berekatullah

Belçin her zaman ki sandalyesine oturarak Ahmed bey'in başlamasını bekledi.
Artık az çok birbirlerini tanıyorlardı.
Yaşlı adam derin bir iç çekerek yaranın en büyüğünü anlatmaya başladı.

-Evlat... evlat haberi aldılar. İkisi de çok heyecanlanmışlardı. Hemen ailelerine haber verdiler. Yeni gelecek can için kurban kestiler. Evlerinde bayram havası esiyordu.

Genç adam karısının elini öperek gözlerine baktı.

-Merhaba güzel bayan tanışmamız mümkün mü? Yada şöyle söylemeliyim bana adınızı bağışlar mısınız ?

-Merhaba beyefendi adım Piraye, Piraye Tunalı

-Ne güzel bir isim ne güzel bir soyisim aynı sizin gibi

-Teşekkür ederim siz isminizi söylemediniz

-insanlar Akif der ama siz şiir yüreklim diyebilirsiniz

Akif ve piraye'nin küçük oyunu gülüşmeler ile son buldu. Çok mutluydular.
İmrenilecek derecede mutluydular.

Aradan bir kaç ay geçti ve Akif'in işleri bozulmaya başladı. Artık evine bile yetişemez olmuşdu.
Piraye'ye etkilenmemesi için durumu açmıyordu ama gerçekten de eşi'nin desteğine ihtiyacı vardı.
Takiye çıkmasına da piraye izin vermiyordu.
Bir kere korkmuşdu aynı olayların tekerrür etmesinden korkuyordu. Akif borç almaya mecbur kaldı. Şayet borç bulamasa bakkal elinden gidecekti ama hiç kimse Akif'e borç vermedi.
Kimisi elinde olmadığı için kimise de Akif'in herhangi bir güvencesi olmadığı için borç vermiyordu.

Akif tefeciye gitti.
Borç istediği Hakkı'nın çok tehlikeli bir adam olduğunu biliyordu ama başka çaresi de kalmamıştı. Akif Hakkıdan yirmi bin aldı.
İşleri biraz olsun düzeltti iki ay sonra kazandığı yirmi bini Hakkı'ya götürdü.

-Abi ben iki ay önce senden aldığım yirmi bini işlettim buyur paran

Hakkı sinir bozucu gülüşü ile Akif'in yüzüne bakıyordu.

-Koçum sen hiç faiz diye bir şey duydun mu?

-Abi aldığım borcu getirdim

-Kırk bin istiyorum

-bende o kadar para yok

-o'da benim sorunum değil

Hakkı elinde ki para'yı alarak Akif'i yapa paça kapıya attı. Akif ne yapacağını bilmiyordu.
Borç aradı ama bir türlü bulamadı.
Eli boş bir halde evine döndü.

-Hoşgeldin şiir yüreklim

-Hoşbulduk Piraye

Piraye endişe dolu bakışlarını eşinin üzerinde gezdiriyordu. Evleneli nerdeyse bir yıl olacakdı ama piraye akif'i hiç böyle görmemişdi. 
Piraye hamileliğinin neredeyse altı ayını doldurmak üzere idi.
Karnını tutarak eşinin yanına oturdu.

-Ay yüzlüm neyin var?

-Yok bir şeyim

Akif piraye üzülmesin diye olanları anlatmıyordu ama kullanılmayan sözler piraye'nin canını acıtıyordu. Akif farkına varmadan Mihriban yüreklisi ile arasına mesafe koyuyordu.

PİRAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin