beni bırakma

257 37 16
                                    

Artık evliydiler.
Kavuşmuşlardı.
Nikah kıyıldıkdan sonra babası piraye'yi dışarı çıkardı.
İnci taneleri'ni mutluluk'dan dökmeye başladı.
Oda'da yalnız olduğu için ağlamaktan çekinmiyordu. Her damla bir diğerine öncülük ediyordu.
Genç kız elleri'ni kalbi'nin üzerinde birleştirdi.
Sessiz bir tonda konuşmaya başladı.

'Elveda hasretlik, elveda  hüzün, elveda... '

Yaşlı adam'ın gözlerin'den bir damla yaş firar etti.
Dudaklarında bir söz;
'Elveda sevgili, elveda Mihriban yürekli, elveda... '

Ailelerin nezlinde gençler bir araya geldi.
Piraye'nin başı eğikdi.
Akif sevdiği kadın'ın narin ellerinden tuttu.
İlk defa o narin ellere dokunmuşdu.
Elleri'ni bırakarak tek eliyle hafifce piraye'nin çenesini tuttu.
Çimen gözlü eşi'nin başını kaldırdı.
Eşi'nin yeşillerin'de kaybolmak istiyordu.
Çimen gözlere uzun uzun baktı.
Akif boş'da kalan elini kalbinin üzerine götürdü.

-Burası senin

Sesi huzur veriyordu.

Piraye'de ona helal olan gözlere bakdı.
Elini kalbinin üzerine götürdü.

-Burası senin

Akif evine gitti ama bir gün beraber gideceklerdi.
Biliyorlardı.
Aşları aynı tencere'de pişecekdi.
Aynı pencere'den yağmuru seyredeceklerdi.
Aynı evin anahtarını taşıyacaklardı.

Zaman gitmek bilmiyordu.
Aylar geçmek bilmiyordu.
Akif evleri'ni hazır etmiş tüm işleri'ni kendi elleri ile yapmışdı.
Akif düğün için hazırlık yapıyordu.
Bakkal dükkanın dan kazandığı yetmez ise diye geceleri taksiye'de çıkıyordu.
Yine taksi'ye çıktığı bir gece idi.

Akif durak'da oturmuş bekliyordu.

-Akif kalk oğlum, dedi Rıfat.

Durağın sahibi kırklı yaşlarında ki Rıfat amca akife adresi verdi.

Taksiye geçti.
Aracı çalıştıp durakdan uzaklaşdı.
Genç adam yakın olan bir semte gidiyordu.
İçin'de uçuşan kelebekler koca adam'ı sevgi pıtırcığına dönüştürmüşdü.
Bazen durup dururken gülüyordu.

Çok geçmeden verilen adrese ulaşdı.
Gülen yüzü solarken kaşları'da çatılmışdı.
Yirmilerin'de iki genç yaşıtları olan bir genci dövüyorlardı.
Esmer olan yerde ki oğlan'ı tekmelerken bir diğeri küfrediyordu.
Dövülen gencin yüzü kanlar içerisin de kalmışdı.
Elleriyle başını korumaya çalışıyordu.

Akif hızla araba'dan indi.
Akif'i gören genç ondan medet umdu.

-Abi beni kurtar

Az önce ki sevgi pıtırcığından eser dahi kalmamışdı. Yüzünde korkulacak bir ifade vardı.
Gençlerin ortasına daldı.
Yumruğunu genci tekmeleyenin yüzüne geçirdi.
O sendeleyerken diğer arkadaşı akif'e yöneldi.
Akif'in sırtına yumruğunu geçirdi.
Dövülen genç endişeli gözler ile olanları izliyordu.
Akif dönerek gencin yakasını tuttu.
Kafasını geçirerek onu yere serdi.
Yumruğu yiyen genç yerden bulduğu kalınca bir sopa ile akif'e saldırdı.
Akif sopayı gencden güçlülle alarak onu'da yere serdi.
Dövülen gençler sinir ve korku karışık bakışları ile  akif'e bakıyorlardı.

Akif elini az evvel hunharca dövülen gence uzattı.

-Abi arkanda

Genç Akif'i uyaramadan esmer olan genç akif'i bıçaklamışdı.
Dudaklarından küçük bir inilti kaçtı.

-Ahh

Akif elini karnına götürdü.
Beyaz gömleği kan olmuşdu.
Akif yere düşerken o iki genç kaçarak oradan uzaklaşdı.

Bir eli karnında ki yaranın üstünde olan Akif başını kaldırarak sema'ya bakdı.

Ölmek istemiyordu.
Kendi için değil yari için istemiyordu.
'O bensiz yaşayamaz' dedi güçsüz çıkan sesiyle.

'O bensiz yaşayamaz'

İşde böyleydi.
Ben olmakdan vazgeçmek o gidince bir daha ben olamamakdı.
Bizi kaybedenin avuçlarında ben kalmazdı.

Yüzü kanlar içerisin de bırakılan genç güçlükle'de olsa ayağa kalktı.

Ayakda zor dururken yerde ki kahramanına bakdı.
Kahramanlık sırası ondaydı ama yapamazdı.
Adam ölünce onun üzerine kalacakdı.
Başka şahidi'de yoktu.

Evde onu bekleyen yaşlı annesi harap olurdu.
Akif'i yerde kanlar içerisinde bırakarak oradan uzaklaşdı.

Sokak ortasın'da bir akif kalmışdı bir de piraye.

Piraye bembeyaz gelinliğiyle akif'in baş ucunda oturmuşdu. Gelinlik Mihriban yürekli yarinin üzerine ne de yakışmıştı. Çok güzel olmuşdu.
Hafifden esen rüzgar genç kızın kömür karası saçlarının savrulmadına sebep oluyordu.
Yüzüne düşen bir tutan saçı nazikce yüzünden uzaklaştırdı.
Sevdiği adam'a tebessüm etti.
Akif'de sevdiği kadın'a tebessüm etti.

Akif'in göz kapakları kapanıyordu.
Açık kalsaydı da biraz daha o çimen gözleri seyretseydi.
Yanında seyre dalınası bir güzellik varken gözlerini kapatmamalıydı.
Akif Pirayesine sayfa sayfa şiirler yazacakdı.
Akif'in gözleri yavaşca kapandı.

Piraye'nin dudaklarından şu sözler döküldü;

-Beni bırakma şiir yüreklim

Ne düşünüyorsunuz?

Satır arası yorumları sevdiğimi biliyorsunuz

Kendinize çok iyi bakıyorsunuz

Anlaştık mı?

PİRAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin