Mühr-ü aşk

220 33 19
                                    

Genç kız yeni sabah'a gözlerini umutla açdı.
Gün eteğinde yeni umutlar ile gelmişdi.
Hala hayat'ı yaşamaya değer kılan şeyler vardı.
Belçin besmele çekerek güne başladı.
Piraye vuslat'a kavuşmuşdu ve Belçin hikaye'nin sonunu merak ediyordu.
Neler yaşandı?

Belçin yatakdan çıkmak için doğrulmuşdu ki çalan telefonun sesi ile durdu.
Sami yusuf-Hasbi rabbi çalıyordu.
Kısa bir arayışın sonunda telefonu buldu.
Telefonu bulmanın sevinici ile neredeyse sarılacakdı. Ekrana bakdı.
Arayan kişi Sevde idi.

-Alo

-...

-Ne?

-...

-Hemen geliyorum

Belçin kısa süren telefon konuşmasından sonra endişe ile yatakdan fırladı. Endişesi yüzünden okunabiliyordu. Dolap'dan hardal rengi bol bir tulumu eline geçirdi. Etekli bir tulum olduğu için rahatsız olmayacakdı. Pardösüsünün renginde bir şal takarak odadan ayrıldı.

Merdivenleri hızla inmeye başladı.

-Belçin dikkat et, düşeceksin

-Düşmem, dedi kapıya yönelerek.

Hızla pardesüsünü giymeye başladı.

-Kızım nereye gidiyorsun? Bir sorun mu var?

-Hastane'ye gidiyorum şimdi zaman'ım yok gelince anlatırım

-Tamam, Allah'a emanet ol kuzum

Belçin vestiyerden siyah, kol çantasını alarak dışarı çıktı. Hızla adımlar ile yürümeye başladı.
Belçim çok geçmeden hastane'ye ulaşmışdı direk hastaların odalarının olduğu kata yöneldi.
Oda'nın kapısın da bekleyen Sevde çaresiz bakışlarını Belçim'e çevirdi.

-Hocam gideceğim diyor başka bir şey demiyor

-Tamam ben konuşacağım

Belçin kapıyı tıklatarak gel komutunu bekledi.
Gel komutu gelmeyince seslendi.

-Ahmed amca gelebilir miyim?

Yaşlı adam genç doktorun sesini duyunca az da olsa yumuşadı.

-Gel

Belçin yavaş adımlar ile içeri girdi.
Yaşlı adam karşısında çimen gözleri görünce çatık kaşlarını indirdi.

Belçin her zaman ki sandalyesine oturdu.
Yeşillerini yaşlı adam'a çevirdi.

-Ben gideceğim

-Tedavin bitmedi

-İstemiyorum

-Ama hikaye'de bitmedi

Yaşlı adam önünde dikildiği pencereden uzaklaşarak yatağa oturdu.
Yaşlı adam genç doktora bir şiir ile cevap verdi.

BİTMEZ Mİ SANDIN?

Gençlik betmeyecek mi sandın
Güzellik gitmeyecek mi sandın
Mevsim geçmeyecek,
Yıllar gitmeyecek mi sandın
Belin bükülür, ruhun yaşlanır
Güzelliğin yok olur
Malın, mülkün kaybolur
Dünya'da misafirdin
Misafirlik bitmez mi sandın
Konup göçeni görmedin de
Kondum göçmem mi sandın
Dünyayı kalacak konak mı sandın
Çile çekmem, dert bilmem mi sandın
Bugün bastığın toprağın
Yarın altında olmam mı sandın
Sevdiklerim gitmez
Yalnız kalmam mı sandın
Söyle azizim;
Ömür bitmez mi sandın

Belçin şaşkınlıkla yaşlı adam'a bakıyordu.
Şimdi neden böyle bir şiir okudu ki?
Aşıklar kavuşdu sonra ne oldu da bu adam bu denli ölümü arzular oldu?

-gençlik, güzellik gitti beni bırak da ben'de gideyim.

-Neden?

Yaşlı adam elini kalbi'nin üzerine götürdü.

-Burası daha fazla taşıyamıyor

-bana izin ver, dedi.

İşaret parmağıyla yaşlı adam'ın kalbini gösterdi.

-orada ki yükleri atayım

Yaşlı adam sustu gözleri konuşdu.
'Mecalim yok hayat' diyordu sessizliği.
Kısa bir sessizlikden sonra başını yatak başına dayadı. Yorgun bedenine derin bir nefes armagan etti. Belçin anlamışdı yaşlı adam yüklerini atacakdı.

-iki genç de çok mutluydu.
Mutluluğu iliklerine kadar hissetmişlerdi.
Ömürlerinin en mesut günlerini geçiriyorlardı.
Sürekli olarak şükrediyorlardı.

Genç kadın bardakları ve yaptığı tahinli kek'i tepsiye bırakarak salon'a götürdü. Demlikleri de alarak oturdu. İki bardağı da çay doldurarak bir bardak çayı eşine uzattı.
Genç adam güler yüzüyle çay bardağını eşinin elinden aldı.
Adam bir dilim kek yedi ve eşinin çimen gözlerine bakdı.

-Eline sağlık canım

-teşekkür ederim

Kadın bir dilim kek aldı.
Tadına bakarken gözleri eşinin üzerinde idi.
Gerçekden tadı güzeldi.
Piraye'nin eli lezzetli idi ne yapsa güzel yapıyordu.

-Güzel

-Mihriban yüreklim

-Söyle şiir yüreklim

-sana neden Mihriban yürekli dediğimi biliyor musun?

-Mihriban türküsünü çok sevdiğim için mihriban yüreklim diyorsun

-Evet ama bir sebebi daha var

-Ne?

-kızımız olursa adı Mihriban olsun istiyorum.
Kızı mihriban annesi Mihriban yürekli olsun

Piraye gülümseyerek cevap verdi.

-Peki erkek olursa da mı mihriban olacak?

-Hayır, erkek olursa ismini sen verirsin

Akif ve Piraye gülüşmeye başladılar.

Belçin merak ile lafa atıldı.

-Bebekleri mi oldu?

Yaşlı adam gözleri dolarak genç kıza cevap verdi.

-Hayal kuruyorlardı

-Sonrasın da bebekleri oldu mu?

Belçin Ahmed bey'in bir evladı olup olmadığını merak ediyordu. Adam cevap vermeyince kadın sormakdan vazgeçti. Alacağı tek cevap 'sabır' olacakdı ve belçin bunu biliyordu.

Genç adam eşinin ellerini tuttu.

-Hayır ile gelsin de ne zaman geldiği yada cinsiyeti önemli değil? Hayatımıza gelerek Mühr-ü aşkımızı tamamlasın

Ne düşünüyorsunuz?

Satır arası yorumları sevdiğimi biliyorsunuz

Kendinize çok iyi bakın.

PİRAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin