kula sabır gerek

195 30 24
                                    

'Yükün en ağırı ne? '

Belçin çıkışda Levent ile karşılaşdı.

-iyi misin?

-iyiyim

Belçin gözlerini kaçırıyordu.
Levent daha fazla dayanamayarak aklında ki soruyu sordu.

-Neden gözlerime bakmıyorsun?

Bu soru belçin'i şaşırtmıştı levent'te müslümandı sebebini biliyor olmalıydı.
Levent ise aksine anlamıyordu onu etrafında da kapalı kadınlar vardı ama hiç biri belçin kadar kendini sakınmıyordu.

-Ben islamın kızıyım tabi ki de namahrem olan bir erkekden bakışlarımı sakınacağım

-etrafımda seni gibi tesettürlü kadı lar var ama onlar senin kadar dikkatli

-ben etrafında ki kadınları bilemem onların hatalarını da yargılayamam ben ne olması gerekiyorsa öyle davranıyorum

Belçin Levent'in cevap vermesine izin vermeden oradan ayrıldı.
Belçin'de kendine çeken bir şeyler vardı.
Levent her geçen gün belçin'e daha fazla hayran oluyordu.

Belçin uzaklaşdiktan sonra;

-Banane ertafında ki kızlardan, dedi.

Belçin kendine tiraf edemese de kıskanmışdı ama hangi vasıfla?

Hastane'den çok uzaklaşmışdı ki önünde bir araba durdu. Araba'nın etrafından dolanmaya çalişsa da araba ki insanlar buna izin vermiyordu.
Sitemkar bir ses ile.

-çekil önümden, dedi.

Araba'nın camı açılınca şöför koltuğunda oturan Zeyd göründü.

-Zeyd abi

-Sanada Merhaba belçin

-Eve dönüyordun gel beraber gidelim

Zeyd belçin'in ne kadar akrabası olsalar da belçin'in namahrem olan bir erkekle aynı arabaya binmesi uygun değildi.

-Abi sen git ben gidiyorum

Arka koltukda oturam Menesa başını ön tarafa uzatarak konuşdu.

-Gel sofi bende buradayım

Menesa Belçin'i sinirlendirmişdi

-Gelmiyorum Cadı

Zeyd kardeşini bildiği için konuşmaya atılmıyordu ama belçin'in şalını dikkatlice bakınca endişe ile lafa atıldı.

-Belçin başına ne oldu?

Belçin elini kan'ı kurumuş başına götürdü.

-Hasta saldırdı

Belçin Zeyd'in ısrarı ile arabaya bindi.

Menesa mahçup bakışlarını Belçin'e ikram ediyordu.

-Özür dilerim

Belçin yolda Zeyd ve menesa'ya hastane'de olanları anlattı. İkisi de çok üzülmüştü.

Güler yüzle kapıyı açan Havva'nın yüzü Belçin'i görünce soldu ve hemen genç kızı soru yağmuruna tuttu.

-Belçin ne oldu? Kafana ne oldu? Kim yaptı? Şikayetci oldun mu? Ağrıyor mu? Nasılsın?
Nasıl oldu?

-Yenge dur önce bizi içeri al

Havva kenara çekilirken gençler eve girdiler.

-çabuk konuşun yoksa üçünüzü de fena yaparım

--bizimde başımız yanacak, dedi Menesa.

-Sinir krizi geçiren hastam yaptı ama şimdi iyiyim

-Şikayet etmedin mi? Hadi karakola gidiyoruz

-Yenge dur. Düğün günün'de kocasını kaybeden bir kadından şikayetci olamam hem geçti bak, dedi.

Elini başına gotürerek.

-Ahh demek ki geçmemiş

Menesa;

-Demek ki neymiş burnumuzu her şeye sokmuyormuşuz

-Ya Menesa

Belçin zeyd'in odasına çıktığını görünce Yengesine döndü.

-Ben duş alayım Menesa'da sana olayı anlatsın tamam mı?

-Tamam ama bu elimden kurtuldun demek değil

Belçin odasına kaçarken ardından yengesinin sesini gelmeye devam ediyordu.

-benden kaçamazsın küçük hanım

Belçin duş aldıkdan sonra ilk yardım çantasında bulunan eşyalar ile başını sardı. Menesa tüm olayı Annesine anlatınca Havva hanım biraz yumuşamış belçin için de üzülmüşdü.
Havva ve Menesa sofrayı hazırlarken menesa yakınıyordu.

-Bende kafamı kırdırıcam belki o zaman işlerden kurtulurum

-şikayet etme Menesa belçin hasta tabi sen çalışacaksın

Sofraya oturan ev ahalisi sakince yemeklerini yemeye başladılar ta ki Menesa ağzını açana kadar.

-Kadın'a ne oldu?

-Hangi kadın?

-hangi kadın olabilir Gelinden bahsediyorum

-Sakinleştirici verildi şimdi uyuyor ama uyanınca dünya başına yıkılacak

Zeyd;

-ikisi için de üzüldüm

Havva hanım sözü aldı.

-Çok zor insan diğer yarısını kaybedince yureği boşalıyor, dedi eliyle kalbini göstererek.

Havva hanım eşini kaybetmişdi.
Uğruna şehrini, adını, dinini değiştirdiği yarini, diğer yarısını kaybetmişdi.
Hüzünle başını eğdi.

-Adem... ,dedi. Adını zikretmek dahi ayrılık hasretini 
Yüreğine kavuşturmuştu.

-Adem'i kaybedince dünya başıma yıkıldı şayet yüreğim de islam olmasaydı bu denli büyük bir acıya katlanamazdım. Haberini alınca bedenim boşaldı, dizlerim'de derman kalmadı.
Dünyamı üstüne kurduğum insan gitmişdi.
Yurdum, yarim, nefesim, baharım, yağmurum, ömrüm gitti. Yaşama sevincim gitti.

Havva hanımın gözlerinden bir damla yaş firar etti.
Menesa annesinin elini tuttu.

-sonra baktım ki benim isyan etme lüksüm yokmuş.
Ben Allah'ın biricik kuluyum nasıl olurda verdiğini geri aldı diye isyan ederim? Zor olacak ki imtihan olsun demiş ya Mevlana celaleleddin rumi zordu hemde çok zordu ama derdi veren dermanı'da verdi. Sonra evlatlarım vardı.
Bana kaybettiğim nefesi evlatlarım geri verdi.

Belçin yengesinin dolu dolu bakan gözlerine baktı.

-Evet yenge biz Allah'ın biricik kuluyuz
Allah'ın kuluna olan merhameti bir annenin bebeğine olan merhametinden çok daha fazladır.
Önce imtihan ederek sınar ve sonra sabreden kullarına mükafatlarını verir. Bu yüzdendir ki kula sabır gerekli. Ya Sabır

Bölüm nasıldı?

Kendinize iyi bakın.

Menesa hakkında ne düşünüyorsunuz?

PİRAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin