14.Bölüm
Müdür, içeri giderek bir üst rütbesine durumu anlatır. Kartal'da dışarda adamlarıyla birlikte çıkacak neticeyi beklemektedir. Müdür, Kartal hakkında tutuklama kararı çıkartamaz ama tutuklunun sevki için gerekli izinler alınır. Fark edilmesin diye arka taraftan sadece 2 araçla birlikte suçluyu bu karakoldan çıkarıp 2. Karakola götürmek için hazırlık başlar. Karakol içindeki hazırlıktan haberi olmayan Kartal beklemeye devam eder. Kudret, Kartal'ın eline düşmediği için çok mutlu bir şekilde kendisi için hazırlanmış olan araca biner ve araç 2. Karakola doğru yola çıkar. İkinci karakola gelindiği zaman Kudret araçtan indirilerek karakol mensuplarına teslim edilir. Kudret, içinden " Bu salak Kartal'da orada beklesin dursun. Ben zaten iki güne kalmaz çıkarım buradan." Tarzı düşünceler geçirir. Onu alan karakol mensupları Müdür'ün Kudret ile görüşmek istediğini söyleyip onu müdürün odasına götürürler. Kapı çalınır Kudret içeri girer ve hayrete düşer. Şaşkınlık ve korkudan tir tir titremektedir. Karşısınca müdür ile çay içen Can'ı görür. İçeri geçip oturduğu sırada Kartal'da içeriye giriş yapar. Kudret'e bir tane yumruk atarak geçip yerine oturur. Kudret, ayağı kalkıp yerine oturarak;
Kudret: Ama... ama bu nasıl olur ?
Kartal: Şimdi sen yarım akıllı olduğun için polisin seni koruyabileceğini sandın. Oysaki bizim elimiz kolumuz çook uzun.
Can, Müdür Bey'e dönerek: Yardımlarınız için sağ olun Müdür Bey. Gerisini biz hallederiz.
Der ve Sefa'ya işaret eder. Sefa, Kudret'i alarak Cangilin araca bindirir. İstikamet Can'ın mekanıdır. Mekana varınca araçtan Kudret'i indirip karşılarına oturturlar.
Kudret: Ben bir cahillik ettim. Hepinizden özür dilerim bırakın beni gideyim.
Kartal sinirlenerek: Ulan sen benim karım, sen benim çocuğum hakkında kötü kötü oyunlar kuracaksın; planlar yapacaksın. Ben de seni affedip bırakacağım öyle mi ?
Kudret: Haklısın Kartal abi. Ben ettim sen etme.
Kartal: Ben sana çok ama çok güzel şeyler edeceğim sen hiç merak etme.
Der ve Can'a döner. Can'da eliyle "buyur senindir." İşareti yapınca Kartal içeri gider. Eline elektrikli testereyi alıp geri döner. Elektrikli testereyi çalıştırdığı sırada Kudret, korkudan çığlıklar atmaya başlar. Kartal, hiç çığlıklara aldırış etmeden elektrikli testere ile onu doğramaya başlar. Kafasını bir yana, kollarını bir yana, bacaklarını dahi bir yana kesip atar. İşi bitince geçip Can'ın yanına oturur.
Kartal nefes nefese: Hele itlere bak yav. Lan kim ki bu şerefsiz bize iş koyacak.
Can: Artık kim olduğunu ben bile tanıyamıyorum. O nasıl kesmek öyle.
Kartal, yüzüne sıçramış kanı eliyle silip: Beğendin mi çok titiz çalıştım.
Can: Evet, taktir ettim. Çok sanatsal çalışmışsın. Hadi eve git de bi temizlen. Burayı bizim çocuklar hallederler.
Kartal: Eyvallah usta.
Der ve aracına binip evine gider. Kapıyı hizmetçi açar ama Zeynep'te kocasının bu halini görünce merakına yenik düşerek sorar.
Zeynep: Bu hal ne Kartal ?
Kartal: Sizi yani seni ve oğlumu rahatsız eden, canınıza kast etmeye çalışan o şerefsizin canı bin parçaya bölündü. Klasik şeyler merak edilecek bir şey yok.
Der ve üst kata çıkarak duşa girer. Ertesi gün Kudret'in hasım edilen oğlu Berk, babasının testereyle kesilmiş olduğunu duyunca öfkeden deliye döner. Can kimdir ? Kartal kimdir ? Bunların masasının üyeleri kimdir ? Düşmanları kimdir diye güzel bir araştırma yapınca hala yaşayan tek düşmanları Bahattin'in adına ulaşır. Aracına atlayıp hızlıca Bahattin'in oteline gelip ve onunla görüşür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
ActionBu kitap tamamen EDHO'dan esinlenerek üretilmiş hatta ve hatta EDHO yan sanayi bir kitap denebilir. Yazım yanlışlarına gerçek anlamda ayar olan herkesin uzak durması gereken bu kitap bir mafya hikayesini konu almaktadır. Ticaretin ön planda olduğu m...