Muhammet aracına bindiği gibi soluğu Muhittin'in yanına gider. Muhittin onu kapıda karşılar ve ofise geçip otururlar.
Muhittin: Konuşman pek iyi geçmemiş gibi ?
Muhammet: Beni küçümsüyorlar ama gücümü görecekler. Hepsini yok edeceğim.
Muhittin: Hah şöyle. Ben de acaba bunun atarı gideri sadece bize mi işliyor diye düşünmeye başlamıştım.
Muhammet: Şakayı kes Muhittin. Masaya oturacak adam bırakmadılar lan. Masa kurulmadan dağıldı amına koyim.
Muhittin: Küfür sana yakışmıyor. Evet gerçekten dediğin gibi oldu ama bedelini de öderler. İlk hedefimiz kim olsun ?
Muhammet: Bilmem ki.
Dediği sırada içeriye Ali girer. Cangilin masa üyesinin burada ne işi olduğunu anlamaya çalıştıkları sırada Ali konuya girer.
Ali: Beyler. Ben ölen Kadir'in arkadaşıydım. Masadaki adamı da diyebiliriz buna. Eğer kime saldıracağınızı düşünüyorsanız bir fikrim var.
Muhittin: Neden güvenelim sana. Dostum dediğin adam şu an mezarda.
Ali: İster güvenin ister güvenmeyin. Mezarda olma sebebi ben değilim ailevi meseleleri. O masada sözüne en çok rağbet gören Can. O yüzden Can'ın kardeşi Ahmet'i öldürebilirseniz Can'ı geçici olarak saf dışı bırakabilirsiniz.
Muhammet: Evet Ali haklı. Can ailesine çok düşkündür böyle bir darbe onu bitirir.
Muhittin: Ahmet'i nasıl öldüreceğiz peki.
Ali: Orasına karışmam. Fikir benden icraat sizden. Hadi göreyim sizi.
Der ve çıkıp gider.
Muhittin: Ahmet'i ben bi takip ettireyim bakalım ne çıkacak ortaya.
Muhammet: Ahmet'i Can kardeşi gibi görür. Onun ölümü emin ol büyük bir darbe olacaktır.
Muhittin: Merak etme o iş bende.
Der ve pis pis güler. Muhittin'in adamı Ahmet'i 3 gün boyunca takip eder. Ahmet genelde kardeşi Efe ve Yiğit'e uğramadan eve gitmez. Efe ve Yiğit her ne kadar Can abilerinin yanında çalışmak isteseler de buna ne Ahmet ne de Can izin verir. Onlar da normal yaşantılarına mecburen devam edip bir aile kurarlar. Ahmet'te sürekli onları kontrol eder, kendi yaşantılarından dolayı onların başına bir iş gelmiş mi acaba diye bakar sonra da Can'a bilgi verir. 3. Günün sonunda Cangilin tarafında da bir merak ortaya çıkar.
Can: Kartal, Emre, Ahmet ve Sefa olum bak bunlardan 3 gündür ses çıkmıyor. Büyük bir şey planlıyor olabilirler, siz buradayken hazır sizi uyarayım. Kendinize çok ama çok dikkat edin. Düşmanlarımız hiç güçsüz değiller. Kartal ve Emre'nin yatak odalarına kadar girdiler bir keresinde.
Ahmet: Endişelenme abi. Bizim hangi düşmanımız güçsüzdü ki.
Can: Ben uyarmış olayım da.
Kartal: Zeynep'in haberi yok ama onu tam tamına 12 adam izliyor. Mossad bir kere onu kaçırmıştı bir daha olmasın diye büyük önlem aldım.
Emre: Ben de Elif'e aynı şekilde önlem aldım. Yanındaki sekreteri bile benim adamım.
Can: Aynen tam da olması gerektiği gibi.
Muhittin Ahmet'in yine bir gün Efe ve Yiğit'i ziyaret ettiği sırada operasyon düzenleyip evi ateşe tutar. Dışarıdan çok fazla merminin geldiğini gören Ahmetgil hemen yere yatar. Arada bir fırsat buldukça karşılık veren Ahmet telefonuyla hemen Can'ı arar o sırada bir adamı Efe'nin arkasında görür. Efe vurulmasın diye Efe'nin arkasına geçip adamın attığı kurşunlara kendini siper eder. Ahmet iki göğsünden bir kafasından mermi yer. Can'da zaten Ahmet'i oradan alıp eve gitmeyi düşündüğü için olay yerine yakındır. Telefondan silah seslerini duyunca daha da hızlı bir şekilde olay yerine varır. Muhittin'in adamları Can ve adamlarının kalabalık olduğunu görünce geri çekilirler. Can içeriye girdiği zaman Efe ve Yiğit'i sapasağlam görse de Ahmet'in 3 kurşun yemiş bedenine gözü takılır. Ahmet'in baş ucuna dik çökerek Ahmet'in kafasını kucağına alıp öylece yukarıya bakar. Gözlerinde bir sitem, bir hüzün ve bir öfke vardır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
ActionBu kitap tamamen EDHO'dan esinlenerek üretilmiş hatta ve hatta EDHO yan sanayi bir kitap denebilir. Yazım yanlışlarına gerçek anlamda ayar olan herkesin uzak durması gereken bu kitap bir mafya hikayesini konu almaktadır. Ticaretin ön planda olduğu m...