İKİ KADIN BİR ADAM & KELEBEĞİN AŞKI

Sonun Başlangıcı

Merhaba 💞

Yeni bir bölümle geldim. 🕯️

👉 Şuradan bana ulaşabilirsiniz, İnstagram hesabım : @tarotunhanibir kullanıcıdan bahset

.........................................................................

41. Bölüm

🌷🌷🌷

O gün yaşanılan her şey Canan ile benim aramda kalmıştı. Kalmalıydı da... Canan'ın bir süre buradan uzak kalması gerektiğini bildiğim için Tuğrul'u ikna etmiştim. İlk başta yanaşmasa da bir şekilde izin vermişti. Bir ayı geçmişti Canan İngiltere'ye döneli. Ara ara konuşsak da nasıl olduğunu tam olarak bilmiyordum. Çünkü bir zaman sonra aramalarıma dönmez olmuştu. Bu durum tedirgin etse de dün gece aramış, iyi olduğunu bir süre daha orada kalmak istediğini dile getirmişti. Serkan ile ilgili hiç bir sorumu cevaplamıyordu. Fakat sesinde bir şey vardı. Çözemediğim... Kondurmak istemediğim... Sanki... Sanki bir şeyler gizliyordu.

Serra ile beraber bahçede otururken minik cadı koşturarak bir yandan da kıkırdayarak bize doğru geliyordu.

" Serra anne?" diye seslendiğinde ağzım açık kaldı.

Az önce o anne mi demişti?

Serra ise sanki ona hep öyle sesleniyormuş gibi gülümsedi, kollarını açıp göğsüne sığanan afacanın tepesine öpücük kondurdu.
" Canım."
" Ben unuttum." dedi hemen.
Başını bana çevirip Serra 'ya döndü.  " Kimse bilmeyecekti." dedi.
" Sana istediğin zaman bana böyle seslenebileceğini söylemiştim, fındık kurdum."
" Evet ama. Babam ya kızarsa."
Uzun uzun mavi gözlerine baktı, küçük kızın. 
" Sana geçen akşam bir şey söylemiştim, hatırlıyor musun?"
Merakla ikisinin arasındaki sohbeti dinliyor, neler olup bittiğini merak ediyordum.
" Evet. "
Balım'ın sarı saçlarını okşayıp" Ne demiştim? " diye sordu.

Balım'ın elleri Serra'nın yanaklarını buldu, avuç içini yasladı, maviş gözlerindeki mutluluğu görmemek imkansızdı. Ardından kurduğu cümle ile gözlerim doldu.

" Anne kız arasına kimse giremez, demiştin."

" Evet, fındık kurdum. Bizim aramıza kimse giremez. Sen istemediğin sürece kimse..."

" Kimse." deyip başını Serra'nın boynuna gömdü.

Ağlamak üzereydim. Hormonlarım çıldırmış gibiydi ama böylesine güzel bir tabloyu görebileceğime ihtimal dahi vermiyordum.

" Her şey yolunda mı? "

Mirza'nın tok ve sert sesini işittiğimde gözümdeki yaşı elimin tersi ile sildim. Serra gözlerimi kısıp " Hiç olmadığı kadar." deyip adama kısa bir bakış atıp çekti gözlerini.

Mirza ise artık emin olduğum, sevdiği iki değerli insana uzun uzun bakıp iç çekti.  " Biraz konuşalım mı?" diye sordu, Serra'ya.

Balım'ın sırtını okşayıp " Hangi konuda?" diye sordu.

" Dün sana sunduğum teklifle ilgili?"