2. Bölüm

10.4K 859 575
                                    

İki gün sonra

 
Elimdeki sıcak kahve fincanını masaya bırakarak, mutfağın son haline baktım. Ve memnuniyetle başımı sallayarak mutfağı gözden geçirmeye devam ettim. Buraya geleli henüz iki gün olmuştu. Günler yavaş ve zor geçiyordu. Ve hep aynı şekilde geçeceğine hiç şüphem yoktu. Çünkü bu eve ve içindeki anılara alışabileceğimi düşünmüyordum. Daha doğrusu alışmak istemiyordum. Maksadım ömrümün sonuna kadar bu evde yaşamak değildi. Bir iş bulup yeteri kadar para kazanır kazanmaz Gece Sitesi'nden ayrılmayı planlıyordum. Ama o gün gelene kadar burada yaşayacaktım. Ve o yüzden tek temennim para işini çabuk halletmekti.

Tabii şimdilik tek odağım geçici süreliğine kalacağım evin düzenini sağlamaktı. Ve yirmi yıldır kimsenin yaşamadığı evde yapılacak çok iş vardı. Her yer toz, pislik ve örümcek ağları içerisindeydi. Bu yüzden eve adım attığım ilk günden itibaren temizliğe başlamıştım. İşte şimdi de daha yeni temizliğini bitirdiğim mutfakta kahve molası veriyordum. Aynı zamanda da mutfağın son haline bakarak ne kadar mesafe kat ettiğimi gözlemliyordum. Kısa zamanda iyi iş çıkardığımı düşünüp rahatsız edici bir ses çıkartarak çektiğim sandalyeye oturdum. Ve tek elimle yorgunluktan ağrıların girdiği boynumu ovarak rahatlatmaya çalıştım. Ancak yalnızca boynumun değil tüm kaslarımın ağrıdığını hissediyordum. Çünkü temizlik işi beni düşündüğümden de fazla yoruyordu.

Ama beni asıl yoran temizlik değil evin her köşesinde gözümde canlanan anılardı. Girdiğim her oda da çocukluğuma dair bir anı zihnimde canlanmayı başarıyordu. Geçmişi bu kadar net hatırlıyor olmamı hayret verici buluyordum. Ne de olsa buradan ayrıldığımda daha küçük bir çocuktum. Ve zihnimde kalan tek şeyin babamın soğuk bedenini gördüğüm an olduğunu düşünüyordum. Ancak şu iki günde yalnızca yedi yılımı geçirdiğim bu evde düşündüğümden de fazla anı biriktirdiğimi anladım. Kendimi hem fiziksel hemde mental olarak yorgun hissettiğim halde dişimi sıkmaya çalışıyordum. Ve kendime buradan ayrılmak için birkaç ay veriyordum.

Aslında en azından konuşabileceğim bir insanın arkadaşlığı çok iyi olurdu, diye düşündüm kahve fincanını tekrar elime aldığım ve kahveden büyük bir yudum içtiğim sırada. Aksi takdirde konuşmak için hayali bir arkadaş bulmam gerekecekti. En azından Gece Sitesi'nde kalacağım süre boyunca iyi bir komşu bulmam hiç de fena olmazdı. Ancak iki gündür kapımı çalan hiç kimse olmamıştı. Çevre sakinlerinden en azından bir hoş geldin beklemiyor değildim. Ama sanki burada insanlık vaktinden de önce ölmüştü. Ya da yeni gelen komşuya hoş geldin ziyaretleri yapmak eskide kalmıştı.

İnsanlara varlığımı fark ettirsem iyi olur, düşüncesiyle dışarıya çıkma kararı aldım. Belki kafa dengi birilerini bulabilirdim. Ya da en kötüsü siteyi daha iyi gözlemleme fırsatı bulurdum. Aklıma yatan bu düşünceyle kahveden son bir yudum alarak mutfaktan çıktım. Direkt odama giderek üstüme ince bir ceket aldım ve topladığım saçlarımı açarak ayna karşında düzelttim. Artık dışarıya çıkmak için hazır olduğuma emin olduktan sonra tekrar aşağıya indim ve  kendimi dışarıya attım. Ve güzel havanın tadını çıkartarak sitenin yollarını adımlamaya başladım.

Hava siteye ilk geldiğim günkü gibi çok güzeldi. Ama çocukluğumda cıvıl cıvıl olan sokaklar şimdi çok boştu. Öyle ki etrafta koşuşturan gürültücü çocuklar bile yoktu. Sanırım bu duruma sevinmeliydim. Ama gene de sitenin bu kadar boş olması şüphe uyandırıcıydı.

Sadece geldiğim ilk günün sabahı alışveriş yapmak için dışarıya çıktığımda birkaç insanla karşılaşmıştım. Onlarda yüzüme bile bakmaya tenezzül etmeyen garip tiplerdi. Burada yaşayacağım günleri yalnız geçireceğim sanırım, diye düşündükten sonra dışarıya yeni insanlar tanımak için çıktığımı hatırlayarak etrafa bakına bakına yürümeye devam ettim.

Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi (2 Kitap) [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin