Varlığını fark eder etmez ona doğru koştuğum adamın yanına vardığımda acı acı inlemeye devam ediyordu. Kısık sesine rağmen onu fark ettiğim için şanslı sayılırdı. Tabii içinde olduğu durum için aynı şey söylenemezdi. Derin derin solumasına ve inlemesine rağmen baygın olan adama doğru eğilerek onu dikkatlice süzmeye başladım. Bakışlarım ilk önce boynunda ki yaraya kaydı. Vampir kadının dişlerinin izini görebildiğim yara hafifçe kanıyordu. Yaşadığı saldırıya rağmen hâlâ yaşıyor olduğunu görmek beni oldukça şaşırtmıştı. Ancak bu şekilde kan kaybetmeye devam etmesi kısa sürede ölmesine neden olabilirdi. O yüzden boynunda ki yaranın daha fazla kanamasını engellemem gerekiyordu. Hemen etrafıma bakınarak yaraya baskı yapabileceğim bir şey aradım. Ancak bulunduğum noktada imkânlar kısıtlıydı. Tek çare olarak boynumda ki ince fuları çıkartarak yere çömeldim ve tek elimle hâlâ inlemekte olan adamın yarasının üstüne bastırdım. Aynı zamanda da,"Beni duyuyor musun?" diye sorarak onunla iletişim kurmaya çalıştım. Tabii ondan herhangi bir tepki gelmedi. Zaten maksadım bilincinin açık olup olmadığını anlamaktı.
Yaralı adamın bilincinin açık olmadığına emin olduktan sonra vakit kaybetmeden onu hastaneye yetiştirmenin daha mantıklı olacağına karar verdim.Ve hastaneyi aramak için boşta kalan elimi pantolonumun cebindeki telefona attım. Ancak evden çıkmadan önce pantolonumun arka cebine koyduğum telefon şimdi yoktu. Bu kez yaralı adamın boynunda ki yaraya baskı yapan elimi de çekerek ceplerimi iyice kontrol ettim. Ama telefonuma ulaşamadım. Zihnimde olay yerinde ki ikiliden kaçmak için taş duvardan atladığım zaman canlandı. Ve muhtemelen telefonu duvardan atlarken düşürdüğümü fark ettim. Dikkatsizliğime lanet okuduktan sonra yaralı adamın ceplerini yoklamaya başladım. Mutlaka telefonu vardır, diye düşünerek ilk önce ceketinin cebini yokladım. Neyse ki yanılmamıştım. Elimi attığım yerden telefon ve araba anahtarı çıktı. Hemen elime aldığım telefonun kenarında ki tuşa basarak ekranını açmaya çalıştım. Ancak telefon kapalıydı. Bu kez de telefonu açmak için parmağımı aynı tuşa uzun uzun basılı tutum. Fakat tüm çabam karşılıksız kaldı. Çünkü muhtemelen şarjı bitmiş olan telefon açılmıyordu. "Bir bu eksikti," diye mırıldanarak parmağımı tuşdan çektim.
Anlaşılan bu gün şans benden yana değildi. Elimi neye atsam bir aksilikle karşılaşıyordum. Derken gözüm hâlâ elimde tuttuğum anahtara kaydı. Anahtarı dikkatlice süzüp,"Anahtar varsa araba da vardır," diye mırıldandım sesli düşünerek. Araba hem kendimi hem de yaralı adamı kurtarmam için çok iyi bir çözüm yolu olabilirdi. Çömeldiğim yerden kalktım ve bir araba görme umuduyla sağa sola bakınmaya başladım. Ama ne yazık ki görünürde hiç araba yoktu. Yalnız araba değil etrafta yaşama dair hiçbir şey yoktu. Ama hemen ümitsizliğe kapılmak istemiyordum. Ve bu yüzden yaralı adamın ilk koşarak geldiğini gördüğüm yöne doğru gidersem arabayı bulabileceğimi düşündüm. Ama onu yolun ortasında savunmasız bir şekilde bırakarak gidemezdim. Çünkü başına kötü bir şey gelebilirdi. Hoş şimdi ki halinden daha kötü ne gelebilirdi ki başına?
Gözlerimi güvenli bir yer bulmak için etrafta gezdirmeye başladım. Tabii vampirlerin olduğu bir yerde güvenli bir yer bulmak düşünüldüğü kadar kolay değildi. Sıra sıra dizilen fakat yaşama dair pek bir belirtinin olmadığı görkemli evlere umutsuzca bakındım. Giderek Gece Sitesi'nde benden başka kimse yaşamıyor düşüncesine girmeye başlıyordum. Çünkü sitedeki insan sayısı yok denilecek kadar azdı. Var olanlar da pek dost canlısı sayılmazlardı. Aslında okuduğum blogda yazılanlar ve yaşlı kadının anlattığı geçmişi düşününce insanların tüm vakitlerini niçin evlerinde geçirdiklerini anlıyordum. Şayet bundan sonra bende aynısını yapacaktım. Ama önce bu geceyi sağ salim atlatmam lazımdı. Hayal kırıklığıyla asılan suratımı yaralı adama çevirdim ve onun için en güvenli yerin kaldırım kenarı olacağına karar verdim. Yolun ortasında durmasından iyidir en azından, diye düşünerek yaralı adama doğru eğildim ve koltuk altlarından sıkıca tutup onu belirlediğim noktaya doğru sürüklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi (2 Kitap) [Düzenleniyor]
ParanormalGenç kadın uyumak üzereydi ki, aşağı kattan gelen seslerle irkildi. Yattığı yerden hızla doğruldu ve duyduğu sese kulak kabarttı. Aşağıdaki sesler gelmeye devam ediyordu, içini bir korku kaplamıştı. Yavaş ve temkinli adımlarla odadan çıkıp, aşağı ka...