Koşar adımlarla odasından çıkan Aref, kapıyı açar açmaz az önce ona seslenen Kaan ile karşılaştı. O sıra tam bir kez daha kapıya vurmak için hazırlanan Kaan'ın eli havada kalmıştı. Yavaşça elini indiren genç vampir,"Hazırlıkların tamamlandığını haber vermek için geldim," dediğinde kapıyı hızla ardından kapatan Aref'in bir şeyden kaçarcasına endişeli olduğunu fark etti ve merakla arkadaşının suratına bakarak, "Bir sorun mu var Aref?" diye sordu.
Ancak Aref, arkadaşının sorduğu soruyu duyamayacak kadar dalgındı. Çünkü aklı birkaç saniye önce ona sarılan Su ile meşguldü. Kaan'ın ona seslendiğini duyduğu gibi genç kadını o halde bırakıp odadan çıkan Aref, şimdi tekrar içeriye girmek ve genç kadını sakinleştirmek istiyordu. Fakat bu isteğine engel oldu. Çünkü bir insana merhamet etmek ona, daha doğrusu bir kan emiciye yakışmayan bir hareketti. Vampirler için insanlar yalnızca doyumsuz kan isteklerini gidermelerini sağlayan birer avdan ibaretti. Fakat Su'yu tanıdığından beri genç kadının damarlarında ki kanı arzulamayan Aref, aksine onu Ehil'in ve Kayra'nın elinden kurtarmıştı. Aslında bunu yalnızca Sanguinarius'un selameti için yapmıştı. Ama deminden beridir deli gibi atan kalbi aynı şeyi söylemiyor gibiydi. Kalbini susturmak istercesine elini göğsüne koyan Aref, bir süre o şekilde bekledi ve dakikalar önce elini koyduğu yerde ki başı düşündü. Başını göğsüne koyan Su'yun hıçkırıkları hâlâ kulaklarında yankılanıyor gibi hissetti. Ama bu yaptığının yanlış olduğu düşüncesiyle elini göğsünden hızla çekti. Ve tam bu esnada omzunda bir el hissetti.
Elin sahibi Kaan, endişeyle baktığı arkadaşına, "Kardeşim iyi misin?" diye sordu bir kez daha.
Silkelenerek kendine gelen Aref, "İyiyim," diye cevap verdi. "Niye soruyorsun?"
Aref'in omzunda ki elini çeken Kaan, "Biraz dalgın görünüyorsun da ondan soruyorum," dedi.
"Sana öyle gelmiş," diyen Aref, hemen konuyu değiştirdi. "Sen naptın? Herkesi avluya topladın mı?"
Kafasını evet anlamında sallayan Kaan, "Herkese haber verdim," dedi. "Hatta Ehil bile aşağıya indi."
Hâlâ önünde durduğu kapıdan uzaklaşmaya başlayan Aref, "Tamam bizde inelim o zaman," dediği sıra elini koridora doğru uzatarak arkadaşına önden gitmesi için izin verdi. Ve Kaan'ın işaret ettiği noktaya doğru hareketlendiğini gördükten sonra tekrar kapıya yaklaştı. Hata elini kapıyı aralamak suretiyle metal kola doğru götürdü. Ama hemen vazgeçti ve tekrar kapıdan uzaklaşarak hızlı adımlarla arkadaşının ardından yürümeye başladı.
O sıra merdiven sahanlığından Kara köşk'un avlusunda toplanmaya devam eden kan emicilere bakan Ehil, birazdan yapacağı konuşmayı düşünüyordu. Onları sabahın köründe avluya toplanmasını sebebinin kurtlar olduğunu söylemek vampir lideri biraz endişelendiriyordu. Çünkü Sanguinarius'u elde ettikten ve kan emicilerin lideri olduktan sonra düzeni sağlamak için bir sürü kural koymuştu. En büyük kural ise insanlardan ve Gece Sitesi'nden uzak durmaktı. Aksi takdirde bedeli ölüm ile ödenirdi. Ve şimdi onların karşısına geçip kızının kuraları çiğnendiğini söylemek kurduğu tüm düzeni altüst edebilirdi. İşte bu yüzden Kayra'nın hatasını örtbas etmek için iyi bir yalan bulması gerekiyordu.
Onu böyle bir duruma sokan kızına oldukça öfkeli olan Ehil, öfkesini bizzat Kayra'dan çıkarmaktan geri kalmamıştı. Yaklaşık yarım saat önce Kayra'nın tabiri ile Aref ona durumu yetiştirdiği gibi soluğu kızının odasında almış ve yaptığının ne kadar aptalca olduğunu, onlar için pahalıya patlayacağını bir de o Kayra'ya anlatmıştı. Ancak Kayra, tıpkı Aref 'e de dediği gibi, "Abartıyorsunuz! " diyerek karşılık vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi (2 Kitap) [Düzenleniyor]
ParanormalGenç kadın uyumak üzereydi ki, aşağı kattan gelen seslerle irkildi. Yattığı yerden hızla doğruldu ve duyduğu sese kulak kabarttı. Aşağıdaki sesler gelmeye devam ediyordu, içini bir korku kaplamıştı. Yavaş ve temkinli adımlarla odadan çıkıp, aşağı ka...