BÖLÜM 2

17.4K 619 205
                                    

HELLOOO..

KEYİFLİ OKUMALAR...

Sonunda gerçek ailemin evine gelmiştim. Burası bizim evimizden de büyüktü. Ve gerçekten güzeldi. Ama yüz ifademi sabit tutmaya özen gösterdim. Sonuçta onlar ilk defa gördüğüm insanlar. Sokakta gördüğüm birilerinden farkları yok.

Biyolojik babam Kenan Bey kapıyı çaldı ve orta yaşlı bir teyze açtı. Üzerindeki kıyafetlerden evin çalışanı olduğunu anladım.

"Hoş geldiniz Kenan Bey" babam baş selamı verip içeri girdi. Sonra peşinden biz de girdik. Salona geçtiğimizde şaşkınlığım daha da arttı. Resmen şu an kendimle mücadele ediyorum tepki vermemek için. Evin dışı güzel fakat salon daha bir güzel. Bembeyaz mobilyalar gri halı ve o mükemmel TV ünitesi özel tasarım olduğu besbelli.

Annem bana gülümseyerek "Gel otur kızım" onu onaylayıp oturdum.

İkizimin ismini bilmediğimi farkettim o an. Ona dönüp "İsmin neydi senin tam tanışamadık"

"Ege. Eğer o baban olacak adam seni bizden ayılmasaydı senin de ismin Ece olacaktı"

Yuh ama artık bu kadar olur. Ece benim en sevdiğim kız ismiydi.

"Peki" dedim. Diyecek fazla bir şey de yoktu zaten.

Annem lafa girdi hemen. "Kızım eğer sende istersen kimliğini değiştirirken Ece'yi de ekleyebiliriz."

Aslında olabilirdi Dolunay Ece Taş kulağa hoş geliyor. "Olabilir." dedim.

Babam yerinden kalktı. "Ben kimlik işlerini halledeyim Dolunay dinlensin odasında. Akşam abileri de gelir oturur konuşuruz"

Abilerim mi? Ne demek abilerim? Kaç tane ki bunlar?
"Abilerim derken" dedim hemen.

Annem "Evet canım üç tane abin ve ikizin var. Beş çocuğumuz var bizim."

Bu kadın bu fizikle nasıl dört kez doğum yapmış pes vallahi. Fiziği çok güzel. Aşırı genç durması da ilginç.

"Anladım Nalan Hanım. Şey izninizle kalacağım odaya çıkabilir miyim?"

"Olur. Ege göstersin odanı." suratı bayağı bozuldu şu an sanırım hanım dediğim için. Ama ne yapabilirim ki hemen anne diyip kucağına atlayamam, daha çok erken.

Ege ile üst kata çıktık. Odamın kapısına gelince durdurdu beni ve konuşmaya başladı " Bize alışmaya çalış. Biz senin gerçek aileniz. Abimler biz doğmadan önce çok beklemişler bizi ama en çok da seni. Prenses abisi olmak istemişler. Doğumdan eve sadece ben gelince çok üzülmüşler. Belli bir süre beni kabul etmemişler." Öyle bir hüzünle söylemişti ki bunları o an çok üzüldüm Ege'ye. Keşke ailemden ayırmasalardı beni. Onlarla birlikte büyüseydim. O evdeki abim Atakan bana karşı iyiydi sevgisini de verirdi bazen anlaşamasak da mutlu etmeye çalışırdı beni hep. Ama yine de kendi abilerimle büyümek isterdim.

"Denemeye çalışacağım Ege." Ege kafasıyla onayladı.

"Hadi geç içeri bir şeye ihtiyacın olursa yan odadayım."

"Tamam ikiz." dedim ve hızlıca içeri girdim. Eminim ki şu an şoktan çıkıp odasına gidememiştir.

Odaya girdiğimden beni beyaz kıyafet dolabı, mor kelebekli perdeler, çalışma masası, makyaj masası, kitaplık karşıladı. Nalan Hanım gerçekten dekorasyon konusunda çok iyi. Tam hayallerimde olan odaymış gibi geldi bu oda bana. Ya da gerçek annem hazırladığı için öyledir. Bu düşüncelerimden ayrılıp balkona çıktım. Manzara gerçekten mükemmeldi. Deniz ve ormanın buluşması. Sonsuz gökyüzü, sıra sıra ağaçlar ve deniz kokusu... Mutlu olmak için bu manzaraya otuz saniye baksam yeterdi bee.

Balkondaki salıncağa oturup hemen Batu'ya mesaj atmaya karar verdim.

Gönderilen: Minik Ayı
"Ailem sandığım kişiler ailem değilmiş. Babam beni kendi bebeğiyle değiştirmiş. Şu an gerçek ailemin yanındayım. Beni merak etme. İyiyim. Seni seviyorum bebişim."

Batu mesajı okuyunca eminim çok şaşıracak. Böyle anlatmak istemezdim bu olayı ama şu an konuşmak istemiyordum. Ararsam kapatmaz. Ben bunları düşünürken telefonum çaldı. Oflayıp telefonu elime aldığımda ATAKAN AŞKIM yazısını gördüm. Atakan abim... Ne diyeceğim şimdi. Neyse diyip hemen yanıtladım.

"Efendim abicim" belli bir süre ses gelmedi. Tekrar "Abi iyi misin? Bir ses ver korkutma beni" dedim. Sonra derin bir iç çekiş geldi.

"Dolunay duyduklarım doğru mu kardeşim."

"Evet abi babam beni ailemden ayırmış. Benimle yaşamak istediler. Ben babamın yüzünü görmeye dayanamam. Kavga etmemek için geldim. Sen de okuldaydın. Haber vermedim." hızlı bir şekilde konuşup nefes aldım.

"Bak güzelim aynı kandan olmamamız bizim abi kardeş olduğumuzu değiştirmez. Ben her zaman senin aşkın, abin, dostun, baban olucam. İlk derdinde sıkıntında bana gel. Olur mu bebeğim?"

"Abi ben sensiz yapamam zaten. Her zaman benim biricik Atakan Aşkım olacaksın. Her zaman yanında olucam" çok duygulanmıştım şu an. Yıllardır abim dediğim adam bir yabancıymış ama bu önemsiz o hâlâ benim abim.

"Tamam güzelim dikkat et kendine. Seni seviyorum. Yeni evinin konumunu at. En kısa sürede gelicem" onaylayıp kapattım telefonu ve hemen konum attım.

Batu'dan mesaj vardı. Oha nasıl olur nasıl diye bir kaç şey zırvalamış. Cevap vermeden içeri girdim. Yatağa yatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Uykumun en güzel yerinde biri "Kızım hadi uyan. Yemek hazır" diyordu. Gözümü araladığımda Nalan Hanım'ı  gördüm.

"Uykun ağırmış." diyip güldü. Çok güzel gülüşü vardı. Herkesten kıskanılacak derecede. Tıpkı benimki gibi.

"Öyledir."

"İstersen bir duş al rahatla sonra aşağı gel yanımıza." Nalan Hanım demese aklıma gelmezdi. Şu an ihtiyacım da vardı rahatlamaya. "Tamam Nalan Hanım."

Nalan Hanım odadan çıktıktan sonra kısa bir duş aldım. Askılı triko ve yırtık jean giyip aşağıya inmeye başladım. Aşağıya geldiğimde salonda oturuyorlardı. Fakat yanlarında tanımadığım üç kişi daha vardı. Tahmin etmesi zor değil abilerim..

Nalan Hanım beni görünce "Gel kızım abilerinle tanış." hemen yanlarına ilerleyip ikizimin yanına oturdum. İkizim bana gülümsemişti. Bende ona kısa bir tebessüm ettim.

Babam Kenan lafa girdi. " Bak dolunay en büyük abin Aras. 27 yaşında. Şirketimizde çalışıyor." Aras abime baktığımda bana gülümsüyordu. Aras abimden gözümü çekip yanındakilere baktım. Bir saniye bir saniye onlar niye bana kötü kötü bakıyorlar. "Aras abinin yanındaki Mert abin. 21 yaşında mimarlık okuyor." Başımla onayladım babamı.

Mert abime döndüm. Bakışları daha da sertleşmişti. Gerilmemeye çalışarak yüzümü sabit tuttum.

" Ve en küçük abin Ayaz. Taş Koleji'nde okuyor. Ege de orda seni de kendi kolejimizde okutmak isteriz." ne cevap vereceğimi bilmeyip "nasıl isterseniz." dedim.

Başıyla onaylayıp "hadi yemeğe çocuklarım." dedi. Hep birlikte masaya ilerledik. Ben ikizim ve Mert abi arasına oturdum. Mert abinin gözlerini üzerimde hissedebiliyorum. Bu beni ister istemez geriyor. Ana yemeğe geçtiğimizde evin çalışanı geldi. Elinde benim telefonumu tutarak " Dolunay Hanım sizi ATAKAN AŞKIM diye biri arıyor."

Babama bakıp müsade istedim başıyla onayladı. Yerimdem kalkarken Mert abinin "Bir de sevgilisi varmış görüyor musunuz?" dediğini duydum ama aldırış etmedim.

Şu an abimle gerçekten konuşmaya ihtiyacım vardı. Onunla konuşup Mert'in bakışlarından kaçmak istiyordum.

Bölüm Sonu...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin