BÖLÜM 19

4K 219 21
                                    

Akşam yemeğini yemiş bahçeye çıkmıştım. Hava çok karanlık olmasa da karanlıktı. Ve yıldızlar müthişti. Gökyüzüne bakarak düşünmeye başladım.

İlayda ile konuşmamızın üzerinden beş gün geçmişti. Okulda İlayda'nın yüzüne bakmıyorduk. Ege eskiden arkadaş olduğu Kübra ile oturmaya başlamıştı.

Batu'ya olanları anlattığımızda çok sinirlenmişti. Hatta 'nefret ediyorum kendimden ona karşı duygularım olduğu için' diye bağırmıştı.

Annemlerin ortaklarıyla verecekleri davet günü yarındı. Bugün annemle alışverişe çıkacaktık. Her ne kadar elbise giymeyi sevmesem de bu davet için günlerce uğraştılar. Sırf bu yüzden rahatımı bir günlük erteleyebilirim bence.

Özellikle Aras abim gece gündüz demeden çalışıyordu. Mert abimden öğrendiğim kadarıyla bu ortaklık gerçekten çok önemliymiş. İşler daha fazla büyüyecekmiş. Daha çok para kazanacaklarmış.

Ayrıca yarın akşam kuzenlerim Emir ve Eren de burda olacaklar. En sevdiğim kuzenim Dilek hasta olduğu için dayım ve yengem gelemiyorlarmış. Bu durum beni biraz üzse de sağlık söz konusu olduğu için fazla takılmamıştım.

Üşüdüğümü hissettiğimde oturduğum yerden kalktım. Elinde battaniye ile gelen Ayaz abimi gördüğümde durmuştum.

"Hava buz gibi.. Ne zaman geçmeyi düşünüyorsun içeri?" iki dakika gelmesen geçmiştim bee abi.

"Ayaktayım farkındaysan gidiyordum."

"Kalmak istersen sohbet edebiliriz ha?" gözlerimin içine sevimli sevimli bakarsan reddedemem ki ama.

"Olur." dedim. Der demez battaniyeyi omzuma örttü. Tekrar oturduk.

"Anlat bakalım kardeşim.. Batu, İlayda falan ne iş. Ege ile sizi konuşurken duymuştum tam anlamadım." bizi mi dinmiyormuş canım abim. Bakın kendi söyledi 'duymuştum' dedi. Dinlemiş yani..

Derin bir nefes aldım. Hızlı bir şekilde bütün her şeyi anlatmıştım.

"Böyle işte abi." son dediklerimi şaşkınlıkla dinlemişti.

"İlayda zeki bir kızdı ya çok sevmiş olmalı Edis'i. Gerçekleri göremeyecek kadar çok."

"Sanırım öyle evet ama şöyle bir şey var sevgili abim gerçeklerin elbet bir gün ortalığa çıkma gibi bir huyu vardır. Söylediklerine pişman olacak. Göreceksin." çok kırgındım İlayda'ya.

"Haklısın bebeğim. Gel kalkalım artık." diyerek elimden tuttu. Bende ona ayak uydurdum.

Odamızın olduğu kata geldiğimizde Ayaz abime döndüm.

"İyi geceler en yakışıklı abim."

"İyi geceler bebeğim."

Odama girip sadece uyumak istiyordum. Öyle de yaptım. Uyuyarak düşüncelerimden, sorunlarımdan kaçtım.

Sabah evde rahatsız edici bir gürültü vardı. Gözlerimi açmak istemiyordum. Sağ tarafıma dönerek iyice yorganın altına sindim. Huzurlu huzurlu uykuma devam edecekken üzerimdeki yorganın çekilmesiyle kaşlarımı çattım. Kim bu hadsiz? Gözlerimi açtığımda karşımda Mert abim vardı.

Ayyy en sevdiğim abim Mert!

"Günaydın uyanmaya niyetin yoktu müdahele etmek istedim." nolur sen bana müdahale falan etme ya nolur.

"Günaydın çok iyi yapmışsın abicim. Saat kaç peki?"

"Yedi." kaşlarım çatılmıştı. Hafta sonu beni bu saatte neden uyandırıyordu.

"Dalga mı geçiyorsun? Komik değil abi." gülerek konuşmaya başladı. Tekrar söylüyorum gülerek. Yok kafayı yiyeceğim ben artık.

"Hayır, davet için alış veriş yapacaksınız unuttun mu?" unutmadım ama sabah yedide uyandırılmak için iyi bir neden değil. İçimdekileri dışıma da vurmaya karar verdim.

"Unutmadım ama bu alışveriş uykumu bu saatte bölecek kadar önemli değil!"

"Hayır önemli hadi kalk artık." oylayarak kalktım yataktan. Sinir krizi geçirmemek elde değil.

Şu an ne mi yapıyoruz hemen anlatıyorum. Annemle moda evlerinin olduğu bir sokağa geldik. Ben avm'ye gideriz sanıyordum burası biraz sürpriz oldu.

Vitrindeki elbiselere, gelinliklere, abiyelere baktıkça tebessüm ediyordum. Gerçekten güzel tasarımlardı. Pahalı olduklarını belli ede ede sergiliyorlardı.

"Tatlım hadi şuraya gidelim." annem eliyle bir yeri göstermişti. Gösterdiği yere baktığımda 'LALİN MODA EVİ' yazıyordu. İsmi hoştu.

Annemi başımla onaylayıp hemen arkasından ilerlemeye başladım.

İçeri girdiğimizde benden bir kaç yaş büyük duran tatlı bir kız bizi karşılamıştı.

"Hoş geldiniz Nalan Hanım." aa aaaa aaaa annemi tanıyor.

"Hoş buldum. Müge yok mu?" Müge de buranın sahibi olmalı. Bugün ne güzel tespitler yapıyorum ama.

"Üst kattalar efendim. Geldiğinizi haber vereyim." kız yukarı çıkmıştı.

"Müge benim yakın arkadaşımdır Dolunay. Ayrıca buranın sahibi. Çok yetenekli bir kadın bayılacaksın elbiselere."

"Eminim öyledir annecim." etrafa göz gezdirdiğimde çok güzel kıyafetler vardı. Ayrıca çeşit çeşit kıyafetler ve cansız mankenler. Ben hayran hayran etrafa bakarken Müge Hanım gelmişti sanırım.

Kafamı gelen kişiye ,Müge Hanım, çevirdiğimde bu kadar güzel bir hanımefendi beklemediğimden oldukça şaşırmıştım.

"Ahhh Nalan'cığım hoş geldin hayatım." anneme sarılarak söylemişti bunları.

"Hoş buldum hayatım. Nasılsın?"

"İyiyim canım sen de çok iyi görünüyorsun."

"Teşekkürler. Bu kız da Ece olmalı. Çok sevindim onu kaybetmediğine." annem beni ona anlatmış. Hiç unutmamış beni.

"Evet, tanıştırayım Dolunay Ece." beni göstermişti.

"Merhaba memnun oldum Müge Hanım." diye saçma bir cümle kurmuştum.

"Ahhh tatlım hanım deme lütfen, abla diyebilirsin." samimi bir konuşması vardı.

"Tamam Müge abla."

"Hadi o zaman sana elbise seçelim."

Yaklaşık bir saattir deli gibi elbise deniyordum. Elbiseler güzeldi ama tarzım değildi. Annem kırılmasın  diye giyip çıkartıyordum. Koltukta daha fazla yayılmaya başladım. Kollarım ağrımıştı.

En sonunda elinde güzel bir elbiseye gelen Müge ablayı gördüm. Beyaz uzun bir elbiseydi.

"Dolunay bu tam senin tarzın dene hadi." gördüğüm kadarıyla yırtmacı vardı. Boyum biraz uzun olduğu için güzel duracağına emindim.

"Hadi kızım bekleme daha fazla. Üzerinde görelim." anneme başımı salladım. Müge ablanın elinden elbiseyi alıp denemeye gittim.

Aynadan kendime bakmalara doyamıyordum. Annem ve Müge abla beğeniyle bana bakıyorlardı.

"Anne, biraz dekoltesi fazla mı? Üç tane abim var benim biliyorsun."kahkaha atarak konuşmaya başladı.

"Benim kızım istediğini giyer, sen kıskanç abiciklerini hiç düşünme."

Umarım öyle olur annecim...




DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin