BÖLÜM 20

3.1K 174 16
                                    

Elbise aldıktan sonra ayakkabı ve takı işlerini de halletmeye gitmiştik. Bütün gün ayakta durmak beni oldukça yormuştu.

"Kızım istersen şuradaki cafede bir şeyler içelim." reddemeyeceğim bir teklifti benim için şu an. Hemen anneme döndüm.

"Olur yaa çok yorgunum ben de. İyi gelir bize de."

Kol kola girip cafeye ilerledik. İçeri girdiğimde ben pahalıyım diye bağıran aydınlatma sistemi gözümü almıştı. En yakın masaya ilerledi annem. Ben de peşinden gittim. Garsona siparişlerimizi vermiş gelmesini bekliyorduk. O sırada abim Atakan'la mesajlaşmaya başlamıştım. Bayağıdır konuşmuyorduk. İhmal etmiştim onu. Annemin sesiyle telefondan kafamı kaldırmak zorunda kaldım.

"Ayaz'ın arkadaşı Efe değil mi şu Dolunay?" annemin baktığı yere baktım. Evet Efe'ydi.

"Evet anne." diyerek kestirip attım. Yanında kız vardı zaten daha fazla bakamazdım.

"Bizden tarafa geliyor Dolunay." offf anne ne yapayım ama geliyorsa? İçimden söylenmeye başlamıştım.

"Gördüm annecim."

"Nalan teyze nasılsın?" geldi ailemizin aşık olduğu çocuk. Kıskanmadım saçmalamayın..

"İyiyim Efe sen nasılsın?" Ben yokmuşum gibi konuşun ya.

"İyidir Nalan teyzem."

"Yanındaki kız kimdi? Sevgilin mi yoksa hayta?" yuh ama anne ne soruyorsun çocuğa. Kafamı Efe'ye çevirdim. Vereceği cevabı istemsizce merak ediyordum.

Bana bakarak konuşmaya başladı.

"Hayır, bir arkadaş zaten bu görüşmeden sonra eski bir arkadaş oldu benim için." eski bir arkadaş derken daha çok bastırmıştı kelimelere. İlginç tepkileri kafamı karıştırıyordu.

"Anladım oğlum işin yoksa bir kahve içelim." anne.. anne.. anne.. davet etmezsen ölürsün..

"Nalan teyzem çok isterdim ama sınav senesi malûm dakikalar bile önemli."

"Haklısın canım daha sonra diyelim o zaman."

"Öyle diyelim Nalan teyzem." diyip annemle sarıldılar. Ben de nezaketen ayağa kalktım.

"Görüşürüz Dolunay." hep konuşurken gözümün içine bakıyordu.

"Görüşürüz Efe." diyerek tebessüm ettim.

Efe gittiğinde kahvelerimiz de gelmişti. Annemle biraz kendimize gelmeye başlamıştık.

"Efe ne kadar iyi çocuk değil mi Dolunay?" annemin konuşmasıyla anneme döndüm.

"Öyle tabii anne de ne alaka şimdi."

"İlkokuldan beri tanışıyorlar Ayaz'la kendi oğullarımdan ayırt etmem keşke sende onun gibi biriyle sevgili olsan ya da onunla. Çok yakıştırıyorum sizi." annemin konuşmasının bitmesiyle öksürük krizine girmem bir oldu.

"Ö-Öhö.."

"Dolunay iyi misin kızım?" ayy bir de panik oluyor yaa hem beni bu hâle sok hem de endişelen çıldırtıcak beni.

"İyiyim anne şöyle imaları kessen daha iyi olacağım ama."

"Ne dedim şimdi ben Dolunay? Çocuk az önce gözünün içine bakarak konuştu. Anneyim ben anlarım var bir şeyler." yuh ama ya ajan mısın be kadın.

"Sen yanlış anlamışsın bence. Bu konuyu kapatalım burada."

"Tamam öyle olsun o zaman. Hadi eve gidelim."

Hesabı ödeyip arabaya ilerlemiştik. Sessiz geçen yolun ardından eve varabilmiştik.

Eve girer girmez kendimi odama attım. Duş alıp rahatlamak istiyordum. Sürekli kafamda annemin cafede dedikleri yankılanıyordu. Bu olaydan  kurtulmam lazımdı.

Uyuya kalmamın ardından üç saat geçmişti. Akşam yemeği saati geldiği için aşağıya indim.

Bizimkiler salonda oturuyorlardı. Hemen Mert abimin yanına oturdum. Bana sarılarak konuşmaya başladı.

"Günün nasıl geçti güzelim. Aldığın kıyafet içine sindi mi?" bütün gözler bana dönmüştü.

Ben konuşmadan annem konuşmaya başladı.

"Bir içim su oldu kızım bir içim su. Çok güzel elbise aldık." yaa canım annem ne güzel konuştu.

"Biricik kızım ne giyse yakışır." babamın sesiyleona döndüm.

"Teşekkür ederim babacım."

"Görecek miyiz elbiseni abicim?" Aras abimin sorusuyla konuşmaya başladım.

"Şey yarın görsek sürpriz olsa size."

"Çok merak ediyorum ikiz." ahh ikizim bir şeyi de merak etme ya etme.

Olumsuz anlamda kafamı salladım.

"Israr etmeyin Dolunay nasıl isterse öyle olsun." canım Mert abim yine kurtardı beni.

Fısıldayarak "teşekkür ederim." dedim kulağına.

"Umarım bunu dediğime pişman olmam yarın." yüzüm düşmüştü ama çaktırmamaya çalıştım.

"Olmazsın abi ya olmazsın.."

"Eee hadi acıktım ben yemeğe geçelim." Ayaz abimin konuşmasıyla ayaklanmıştık.

Sonunda yemek yeme kahve içme sohbet etme faslımız bitmişti. Annem, babam ve abilerim ortaklık hakkında konuşmuşlardı birazcık. Davet de en büyük konulardandı. Onlar konuştukça ben de heyecan yapmıştım yarın için.

Ortakları merak ediyordum, davet nasıl olacak merak ediyordum.

Bunları düşünerek uykuya daldım.



DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin