Olayın şokundan çıkıp Ege'nin kolundan tutup ayağa kalkmasını sağladım. Biraz daha üçümüz birlikte Edis'e ve yanındaki kızıla bakarsak bizi farkedeceklerdi.
"Batu hadi gidelim, yürü." son kez arkasına sinirli bakış atıp bana döndü.
"Daha fazla izleyemeyeceğim zaten yürüyün." o kadar haklıydı ki..
"İlayda ile konuşup bu olayı anlatmalıyız daha fazla muhattap olmasın bu şerefsizle."
Her ne kadar birine şerefsiz gibi bir itamda bulunmak istemesemde ikizim Ege bu sefer haklıydı. Aynı olay benim başıma gelse büyük hayal kırıklığı yaşardım. Bu süreçte İlayda'nın yanında olacaktım. O bunları yaşamayı haketmedi.
Hiçbir kız aldatılmayı haketmez.
Hiçbir insan aldatılmayı haketmez.
"Sakin olun, şu an hepimiz sinirli ve gerginiz yarın İlayda ile konuşuruz."
Batu da haklıydı. Şu an bu kafayla konuşmak gerginliğe yol açabilirdi. Sakin olup üzgün ifademizden çıkmamız lâzımdı.
Hemen araya girme gereği duydum.
"Akşam İlayda'yı arayıp bize ders çalışmaya gelmesini söyleyeyim. Evde kimse yok zaten."
Ege'ye bakarak devam ettim. "Sorun olmaz değil mi?"
"Saçmalama ikiz orası senin de evin ne sorunu olacak. Ayrıca annemler de yok çok iyi olur."
Arabaya binmiş eve gidiyorduk. Kimse konuşmuyordu. Resmen ölüm sessizliği oluştu. Oysa ne kadar çok eğlenmiştik bugün. Deli gibi kahkaha atmıştık. Uzun zaman sonra neşeli bir gün geçirmiştim. Sonu böyle olmamalıydı ya.
Batu'yu bırakıp tekrar eve gidiyorduk. Neden bitmiyor bu yol?
Sahiden neden bitmiyor bu gün?
Yaşamamış olmayı dilerdim son iki saati..
Eve gelmiş odama geçmiştim. Üzerimi değiştirip yatağa geçmiştim. Uyumak için gözümü her kapattığımda zihnime İlayda düşüyordu.
Batu'dan sonra değer verdiğim tek arkadaşımdı İlayda. Mutsuz olacağını bilmek beni çok üzüyordu.
İlayda'yı aramanın vakti gelmişti. Telefonumu elime alıp aradım. Üçüncü çalışta açtı.
"Dolunay?" aramamı hiç beklemiyormuş gibi şaşkın sesi geldi. Ahh güzelim yarına sakla şaşkınlığını.
"İlayda, nasılsın?" uzatmak istemiyordum. Uzatırsam gözüm dolacaktı, hissediyordum.
"İyi sen?" buruk bir gülümseme oluştu suratımda.
"İyiyim. Aslında şey için aramıştım sınavlar yeni bitti ama biraz ders mi çalışsak?" saçma bir nedendi ama ne yapayım..
"Olabilir, yarın öğlen iki gibi uyar mı?"
"Olur olur yeter ki gel." ne diyorum kıza ya, neyse..
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz.."
Telefonu kapatıp tekrar uzandım yatağa. Daha fazla düşünmemek adına yastığıma sarılıp uyudum.
Sabah güneşin gözüme vurmasıyla uyanmıştım. Güneş bugün daha az parlak doğmuştu sanki. Hava duygularıma göre şekillenmişti..
Dün annemleri görmemiştim. Onlar evden çıkmadan yetişmek istiyordum. Hızla üzerimi giyinip aşağı indim.
"Günaydın.." neşeli olmak zorunda hissetmiştim kendimi ama yapmacık neşe olmuştu.
"Günaydın kızım gel."
"Ne bitmek bilmez hazırlık bu anne, kaç saat göremedim sizi." dudak büzmüştüm.
Ayaz abim kahkaha atarak konuştu.
"Bizi mi özledin sen, kıyamam." pislik şey dalga geçiyor.
"Hıh." diyerek kahvaltı etmeye başladım.
"Biliyorum annecim bu aralar biraz boşladık sizi ama çok güzel işler peşinde baban ve abin, sabredin sadece bu günlerin acısı çıkacak."
"Sana güveniyorum anne." diyerek gülümsedim.
Kahvaltı bitmiş, Ege ile oturuyorduk. Batu; İlayda ile konuşmamıza katılmayacaktı. Hepimiz için en iyisi buydu. Ege yanımda olsun istiyordum. Bir erkek gözüyle konuşmaya dâhil olması iyi olabilirdi.
"İlayda gelmek üzeredir kara kara düşünmeyi kes ikiz!" kolumu sarsarak söylemişti bunu.
Haklıydı ama kendime de gelemiyordum. Çok mu abarttım acaba? Hayır abartmadım. Ruh halim hiç iyi değil. Kendimle olan savaşım bitmiyor.
"Tamam ikiz, tamam.."
Kapı çalmıştı, elim titreyerek Ege'ye döndüm.
"Sen bahçeye çık, biz de oraya gelelim."
Sakin olmaya çalışarak kapıya yöneldim. Derin bir nefes alıp vererek kapıyı açtım.
"Hoş geldin İlayda."
"Hoş buldum."
"Gelsene içeri." diyerek kapıyı daha fazla açtım. Salonu işaret ettim.
"Gel bahçeye çıkalım, rahat ederiz." bahçe kapısını işaret ederek gülümsemiştim.
"Olur canım."
Bahçeye çıktığımızda Ege bize bakıyordu. Masaya oturduk. Herkes birbirine bakıyordu. Konuşamayacağımı anladığımda Ege'ye kaş göz işareti yaptım.
"Şey İlayda aslında biz seninle konuşmak için şey yaptık."
"Ne konuşmak için şey yaptınız Ege?" burada lafa girmek istedim.
"Biz dün Edis'i bir kızla avm'de öpüşürken gördük.. ohh be rahatladım." diyerek İlayda'ya döndüm.
Bana sinirli bakıyordu. Üzgün bir şekilde baktım suratına.
"Beni bunun için mi çağırdınız buraya yalanlarınız için mi? Batu mu planladı bunu? Bu kadar mı pislik biriydi arkadaşın Dolunay? Sende oyununa alet olacak kadar mı küçüldün?"
Efe ile ağzımız açık İlayda'yı dinliyorduk. Bu kız gerçekten salak. Dünden beri kendimi paralıyorum, yanında olayım diye. Dediği şeylere bak.
"Asıl sen nasıl bu kadar salak olabildin? Körü körüne sevebildin bir şerefsizi. Kimsenin bir plânı falan yok. Olanı anlatıyoruz sana." sonlara doğru iyice bağırmıştım.
"Sakın bir daha benim özel hayatıma burnunuzu sokmayın inanmıyorum size. Edis öyle bir şey yapmaz bana." asıl ben sana inanmıyorum İlayda.. Bu tavırlarına inanmıyorum..
Bahçeden çıkmaya yeltenmişti.
"Gerçek olduğunu anladığında bu sefer yanında olmayacağız, şimdi gidebilirsin."
Son bir bakış atıp kapıdan çıktı.
Ege ile birbirimize bakakalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionÜç abisi ve ikizi olduğunu öğrenen Dolunay'ın hayatını okumaya hazır mısınız? #yeniailem 1. sırada (01.06.21) #ikizim 1. sırada (09.06.21) #eskisevgili 1. sırada (03.08.21) #kanka 1. sırada (29.08...