BÖLÜM 24

3.5K 174 26
                                    

AYAZ'IN AĞZINDAN..



Efe, Doruk ve ben sahilde oturuyorduk. Dolunay beni arayıp hemen eve gelmemi söyleyip kapatmıştı. Kardeşim olmasa bayağı küfür etmiştim bu tepkisine. Ama kıyamıyorum işte...

Neyse daha önemli bir konu var bu kıza ne oldu da bu kadar sinirli? Saçma sapan ergence bir mesele olduğunu düşünüyorum ama benimle ne alakası var?

"Ben de gelecek miyim kanka?" Efe'nin sorusuyla ona döndüm.

"Abicim hiç bilmiyorum ya saçma sapan bir konudur. Siz takılın, ben hallederim."

"Abi emin misin bak ben de geleyim. Zaten o tarafta işim vardı." bizim o tarafta ne işi var ki bunun. Neyse..

"Tamam gel hadi." diyip Doruk'a döndüm.

"Sen de bir an önce kafanı toparla ve Dolunay'ın karşısına çık. Kardeşime ihanet ediyormuşum gibi hissettirme." derin bir nefes alıp konuşmaya başladı Doruk.

"Tamam abi merak etme sen halledeceğim."

Doruk ile vedalaşıp arabayı eve sürmeye başlamıştım. Efe'den hiç ses çıkmıyordu. Ben de düşünceliydim. Ne mi düşünüyorum. Dolunay' ı... Doruk'u...

Efe benim tek dostumdur. Bir gün gelip de kuzenim senin kız kardeşini seviyor hem de altı yaşından beri diyeceğini hiç düşünmezdim.

Kimsenin farketmediği iz ama Doruk'un sürekli Efe'ye izden bahsederek Dolunay'ı anlatması... Böyle anlamışlar her şeyi...

Doruk'tan tek bir şüphem bile yok o kadar çok sevmişki Dolunay'ı yıllardır unutmamış, kalbinde yaşatmış. Aramış ama bulamamış.

Ama Dolunay'dan emin değilim. Efe, 'o da seviyor abi belli ya' dese de bilmiyorum. Çocukluk aklıyla ne sevgisi hem. Sevemez kimseyi. Oooffff geldiler yine..

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp arabayı park ettim.

Efe konuşmaya başladı.

"Kanka ne olmuş olabilir bu kadar sinirlenecek?"

"Bilmiyorum Efe göreceğiz şimdi." dedim sıkıntılı sesimle.

Tam zili çalacaktım ki kapı ben çalmadan açıldı. Ve bir adet kızgın boğamsı Dolunay...

"Gelsenize siz içeri. Ayrılmaz yalancı ikililer!" ne yalanı ya. Neeee! yok yaa öğrenmemiştir.

"Noluyo biricik kardeşim." diyerek ilerledim.

"İnsanlar biricik olan kardeşlerinin arkasından iş çevirmez. Biricik kardeşlerini kandırmaz. ABİCİM!" ben bunları hak etmiş miyimdir? Etmişimdir....

Efe konuşmaya başladı.

"Abine bağıracağına ne oluyor onu anlat."

"Ne mi oluyor? Size ben soruyorum asıl ne oluyor?" noluyor lan.

"Noluyo abicim anlat biz bilmiyoruz bir şey." Dolunay ayağı kalkarak tekrar bağırmaya başladı. Allahtan evde kimse yok ve biz dışarıda değiliz.

"Siz ikiniz Doruk'u nerden tanıyorsunuz?" Efe yüzüme baktı. Ve Dolunay'a döndü.

"Doruk benim kuzenim." konuşma gereği hissederek başladım.

"Önce bir otur ve sakin ol kardeşim." kolundan tutup kendime çevirdim.

"T-tamam sakinim." bu salondan çıkınca ilk işim o Doruk denen gerizekalıyı gebertmek. Yazın bunu bir kenara.

"Bak abicim. Doruk seninle zaten konuşacaktı. Efe'ye sık sık seni anlattığı için izi de anlatmış. Efe farketmese zaten kavuşamazdınız ki. Bize kızma. Hele bana hiç kızma abiyim ben her gelen kardeşini seviyorum diyecek ve sessiz mi kalacağım. Kalamam.. senin üzülmene de dayanamam."

Dolunay ağlamaya başlamıştı. Offf bu yaşta yaptığımız konuşmaya bakın yaa nelerle uğraşıyoruz. Ne kadar zormuş abi olmak...

"A-abi... ben özür dilerim bağırdığım için." daha sıkı sarıldım.

"Sen şimdi bunları düşünme. Eğer onunla görüşmek konuşmak istiyorsan ben ona güveniyorum. Her zaman görüşebilirsin." sadece benimle biter umarım bu mesele....

"İstiyorum." çağırın gelsin laaannn.





BÖLÜM SONUUUUUUUU...

🌸🌸🌸Yıldıza basmayı unutmayalım 🌸🌸🌸

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin