3.2🔗

709 77 352
                                    

İyi okumalarrrr

Deniz Ada'dan devam

"Uyan artık."

Başımda ki ağrı ve duyduğum ses sinir hücrelerini tetiklerken gözlerimi sıkıca yummayı seçtim.

"Kime diyorum? Kalk."

Israrla kalkmamı isteyen kişiye gözlerimi açıp baktığımda daha da sinirlendim. Sert çıkan sesine karşılık sakin bir ses tonu ile "Orospu çocuğu." diye mırıldandım. Duymasına reğmen yüzünde tek bir mimik oynamadan gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.

Mavi gözlerimi onun gözlerinden alıp etrafıma bakınmaya başladım. Metalden duvarlar ve büyük sayılabilecek bir kapının dışında iki sandalye bulunan boş sayılabilecek bir mekandaydım. Loş ışık önümü aydınlatabilicek kadar parlaktı.

Nerede olabileceğimi bırak kendimi kutu gibi bir şeyin içerisinde hissediyordum.

"Odada inceleyebileceğin pek bir şey yok aslında ama sen bilirsin."

Çaprazımda duran sandalyeye oturmuş Gediz'in bana bakıp söylediği sözlerine karşılık "Aç şu kapıyı." diyerekten emir vermeyi yeğeledim.

"Sence açar mıyım?"

"Açacaksın."

"Yoksa? Ne yaparsın söylesene, üzerime güçlerinle fırlatabileceğin bir eşya dahi yok. Yorma kendini."

Yumruğumu sıkmaya başladım. Cidden canımı sıkıyordu. Buraya nasıl geldiğimi dahi hatırlayamıyordum, şaka gibi. En son ormandaydım ve babamlar ile beraber iki adımı gözetliyorduk, çalıların ardından bu soğuk kutu gibi odaya ne ara geldim?

Kaçırılmış olsam dahi o anı hatırlamam lazımdı. Çok mantıksız.

Gediz "Seni sinirlendirdim mi?" diye sorduğunda tekrardan ona baktım.

"Cidden buna mı sinirlendin Deniz? İnsanlar verdiğin emirleri yerine getirmediği için hep sinirleniyor musun...?"

Konuşurken oturduğu yerden kalktı. Karşıma geçip diz çöktü. Kaşlarım çatık bir biçimde yüzüne bakarken "Ne kadar da acınası.." dedi.

Sakinsin Deniz, istediği bariz bir şekilde ortada. Sinielenmeni istiyor. Derin nefes alıp vermeliyim. Evet.

"Neden derin nefes alıp veriyorsun Deniz? Bak ne diyeceğim,"

Ayağa kalktı, benden uzaklaştı. Sırtını demir kapıya yaslayıp aynı duygusuz bakışlarımı yüzüme kenetledi.

"Ben babanı, senin gözlerinin içine bakarken güçlerim ile et parçalarına ayırsam... Anneni dolunayda kontrolden çıkması için bir odaya hapsetsem ve o biricik Aşkınını göz yuvarlarından parmak uçlarına kadar kömüre dönüştürsem."

Tırnaklarım avuç içimi delmek üzereyken duraksadı, "Sinirlenir misin yine?" der demez dudağının kenarı biraz olsun yukarıya kıvrıldı.

"Seni lime lime ederim." dedim onu öldürecek gibi bakarken.

Ayağa kalktım. Avuçlarımın arasından kanlar damlarken ona doğru yürüdüm. İşaret parmağımı Gediz'e doğrulttum.

"Eğer onların kılına dahi zarar verirsen saatlerce işkence ederim sana. Öldürmem. Bana 'beni öldür' diye yalvarırsın."

Nefret dolu söylerimlerim karşısında rahat tavrını korudu. Sol elini kaldırıp elimi tuttuğunda anında geri çektim.

"Dokunma bana seni aşağlık pislik!"

Karaağaç KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin