1.2🔗

1.6K 181 354
                                    

İyi okumalarrr<3

Defne'den devam

"Aşkın! Beklesene, hey!?"

Telefonuma gelen mesajla koşmayı bırakıp ne yazdığına baktım.

Deniz:bu son sayfada ki semboller ne anlama geliyor bi fikrin var mı?

Defne:eski türk alfabelerinden biri olması lazım, şarjın varsa bak hangisi olduğunu farkedersin zaten

Deniz:tamamdır

"Çocuk gitmiş, sen burda telefonla ne halt yiyorsun?"

"Orda Deniz'i göremediğinde geri gelicek." diyip arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Barış arkamdan gelirken "Nasıl bu denli eminsin Deniz'in orda olmadığından?" diye bi soru yöneltti. Benim bir şeyler bildiğimi tahmin ettiğini düşünüyordum. İlla ki şüphelenmiştir.

Sorusunu yanıtsız bıraktığımda aniden bileğimi kavrayıp "o fotoğraftaki Deniz miydi?" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum.

"Bırak."

"Söyle."

"Hayır, değildi! Eminim çünkü Deniz şuan yüzme havuzlarının olduğu yerde değil."

"Nerde?"

"Barış-"

"Defne bir şey biliyorsun ve gizlersen iyi olmayacak."

"Eren'le beraberlerdir heralde ama nerdeler bilmiyorum"

"Yalan söylüyorsun."

"Hayır!" diyip kolumu aniden geri çektim.

"Defne"

"Dinlemiyorum."

Bana doğru attığı adımlar aramızda ki mesafeyi kapatırken geri geri gidiyordum. En son arkamdaki duvara dayanmadan önce sağa doğru yürüyecektim ki kolunu duvara dayadı.

"Napıyosu-"

Yüzünü yüzüme yaklaştırduğında çeneme ve yanağıma vuran nefesi ister istemez kalp ritmini bozmuştu. Neler olduğunun farkına bile varmamıştım. Biraz daha yaklaşması gözlerimi kapatmama neden olurken hızlıca telefonumu elimden alıp geri çekildi.

"Hey...hey!"

"Öyle kalırsın."

Benden uzaklaşıp telefonumu da götürürken arkasından koşup telefonuma uzandım. Kolunu yukarı kaldırıp almamı engelliyordu.

"Ver şunu!"

"Şifreyi söyler misin yoksa telefonu mu kırmam lazım?"

"Bana vermen lazım."

"Keyfin bilir" diyip telefonumu fırlatmak için gerildiği sırada "170418" diyiverdim.

Alt dudağımı dişleyip kızgın gözlerle Barış'a bakmaya başladım. O ise şifreyi girip Deniz'le olan mesajları okuyordu.

"Demek bizden saklıyacaktın"

"Öyle gerekiyordu. Sen zorla güzellik yapana dek."

"Afedersin ama istemesen söylemeyebilirsin şifreni"

"Ne? Kırıcaktın!?"

"Beni diğerleriyle karıştırma." dedi ve telefonumu avcuma koydu.

"Ayrıca sır saklayabiliyorum, biliyor musun bilmiyorum ama.."

Karaağaç KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin