İyi okumalaarrr
Deniz Ada'dan devam
Neymiş efendim bulunduğumuz binanın çatısına çıkacakmışım?
Yok ya.
Yedinci katın çatısına hangi deli çıkar Allah aşkına? Beni öldürmek falan mı istiyorlar ne anlamadım gitti.
Bütün gece diretmelerine rağmen kabul etmedim tabi Aşkın benimle konuşana kadar- Çocuğumun ikna kabiliyeti yüksek lanet olsun ki.
Yedinci katta bulunan yatakhane gibi bir yer vardı. Garip gelecek ancak tertemizdi? Tek bir toz tanesi görmemiştik. Babam bununda sebebini açıklamadı.
Toz falan görsek Kıvanç geri giderdi adım kadar eminim. Şuan ise mışıl mışıl uyuyor.
Saat gecenin ikisi falan olması lazımdı. Telefonumu çantama koymuştum. Şuan ise koridorda duruyordum. Koridorun sorunda ki boydan camın önünde durmuş ayın aydınlattığı ormana bakıyordum. Arada mavi gözlerim güzel gökyüzüne kayıyordu.
Biz bu katta dururken babam elektirik santralini bulmuş ve bütün binayı aydınlatmıştı. Tabii gece gece tüm ışıklar yanmayacağından geri kapattı ama istediğimiz zaman açabilirdik. Annem ile babam beraber aşağı kata iniyorlardı en son. Öyşe görmüştüm yani. Geliriz dediklerinden de sorgulamadım.
Herkes uyurken ben burada planı düşünüyordum.
Söylediklerine göre ben çatıya çıktıktan sonra rahatça görebileceğim çok yüksek bir bina olacakmış. Bu ormanın ilerisinde bulunan bir şehirde ki bina. On beş katlı mı demişti babam ne... Öyle hatırlıyorum.
Onun tam konumunu bulmak için telefonumla resmini çekicekmişim. Çok saçma cidden. Madem bir şehir var ve bu şehirde ki bina farkrdilecek kadar büyük, neden fotoğraf ile konum belirliyoruz?
Sorsam da cevap vermediler ya neyse.
O büyük bina tam olarak ne bilmiyorum fakat yarısı şirket dediler. Nedense içimden bir ses o binanın yarısının adını bildiğimi söylüyor. Hatra bi okul olduğunu...
Ne diyorum ben?
Mantığını kullanıyorsun gerizekalı, devam et.
Dolaylı yoldan Gediz haklı diyorum resmen
Ya haklıysa cidden?Ki öyle görünüyor.
Of....
Arkamda duyduğum adım sesleri beni gerdi. Karanlıktı ve önümü aydınlatan tek ışık ay ışığıydı. O da pencereden vuruyordu ve loştu zaten. Arkamı tamamen dönüp gözlerimi kısarak baktım önümde ki insan silüetine.
Yaklaştığında kim olduğunu anlayıp geri adım attım.
"Senin burada ne işin var?"
Gediz işaret parmağını dudaklarıma bastırıp "Sus" diye fısıldadı. Yüz ifadem git gide sinirli bi hâle bürünürken kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum mırıldanarak.
"Duyman gereken şeyler var" derken alt kata inmeye başladı yavaş adımlarıyla.
Birilerinin konuştuğunu duyduğumda susup dinlemeye çalıştım. Sesler uzaktı. Yeterince yakın olamadığımdan anlayamıyordum kelimeleri.
Altıncı kata indiğimizde Gediz kolumu bırakıp ışığının yandığı bir yer gösterdi. Kapısı kapalıydı. Kapının anahtar deliği ve altındaki boşluğundan ışıklar vuruyordu.
Zeminde ses çıkartmamaya özen gösterirken kapının yanına kadar ilerledim.
Annem'in söylediklerini dinlemek için beklemeye başladım. Belli ki babamla konuşuyorlardı. Ya da belki de tartışıyorlardır?