İyi okumalarrr!
Deniz Ada'dan devam
"Biraz gülümsemeyi deneyebilirsin"
Aşırı neşe saçan direksiyon başındaki babama bakıp gözlerimi devirdim.
"Beni kendini beğenmişlerle dolu bi okula yazdırıyorsun ve gülümsememi mi bekliyorsun.."
"En azından Aşkın yanında olucak" dediğinde ön koltukta oturan aşkın arkasını dönüp bana göz kırptı.
Kesin bütün kızlar etrafina toplanır yine..
Durduk!
Ben gelecekte ki deniz, ihtiyacınız olduğu yerlerde araya girip bilgilendirme yapıcam.
Binevi anlatıcınızım.
Aşkın anaokulundan beri ennnn yakın arkadaşım ve evet o erkek. Altı yaşımdan beri yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez ve nasıl desem.. Doğmamış erkek kardeşim gibi kereta!
Çocukluk aşkın mı vaarr' diyip dalga geçenlere kafa göz dalıyorum. İğrenç bi espiri.
Neyse devammm;
Arabanın camından dışarıya bakmaya başladım. İncenik yağıp yere düşen yağmur taneleri sonbaharın habercisiydi sanki.
Devalsa okul binasının önünde durduğumuzda babam "karaağaç koleji.. Antalya'nın en iyi ve en büyük kolejlerinden birine giderken kavga çıkarmamanızı umuyorum." dedi uyarır bi ses tonuyla.
"Bu kadar büyük olması aşırı gereksiz.." diye mırıldanırken arabadan indim ve kapıyı kapattım. Aşkın'da arabadan indiğinde babam ikimize de öpücük atıp arabayla gözden kayboldu.
Bu adam nasıl bu kadar neşeli aklım almıyor.
Aşkın kolunu omzuma attığında okula doğru yürüyorduk. İçeriye girip koridorda ilerlerken bi yandanda etrafımdaki öğrencileri inceliyordum.
Herkes kendi halindeydi.
Gözüme yerde oturup sırtını dolaplara yaslayan bi çocuk çarptı. Kendi halinde önündeki kağıdı karalarken başka bi çocuk gelip birden yakasından kavrayıp oturduğu yerden kaldırmıştı.
Sırtını dolaplara vurup "sen hangi hakla işime karışırsın?!" demişti yüksek ve sert çıkan sesiyle.
Onlara doğru yöneldiğimde aşkın kolumu kavradı "okulun kabadayısıyla da uğraşma ilk günden." dediğinde umursamadım ve elinden kurtulup koşarak yanlarına gittim.
"Sen ağır olsana bi"
Diğer çocuğun yakasını bırakmadan bana bakmaya başladı. Tahmin ettiğinden daha sert baktığı için yutkundum.
"Kaybol minik şey."
Yumruğumu sıkıp kaşlarımı çattım. Tam çocuğa ağzıma geleni sayıcaktım ki ani değiştirdiğim kararla birlikte yanağına sıktığım yumruğu geçirdim.
Çocuk karşısındakinin yakasını bırakıp üstüme yürüdüğü sırada aşkın gelip önüme geçti.
"Bak o bücür kıza söyle ben bir kere uyarırım"
Aşkın "desene o zaman ikinci yumruğu benden yiyeceksin?" dediği sırada çocuk daha çok sinirlenmişti.
Başka biri gelip sinirli olanın omzuna kolunu attı ve "yine niye boğa gibi burnundan soluyosun aq" dedi.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Aşkın çocuğa "bir daha görüşmeyiz umarım" diyip benimle birlikte tam tersi tarafa yürümeye başladığında gülümsedim.