Yinee zorlana zorlana yazılan bir bölümden hello ben hiç beğenmedim bölümü ama hiç bölüm atmamaktan iyidir.
Üç, dört bölüm sonra kitabı bitirmeyi düşünüyorum.
Bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı unutmayın..
Keyifli okumalar
•••
Kurdaleyi makas ile keserken kopan küçük alkış sesleri ile tebessüm ettim.
Sonunda kafeyi açmıştık.
"Hayırlı olsun kuzum." Selin'e teşekkür ederek elimdeki makası bıraktım.
İçimdeki heyecan hâlâ sönmemişti. Dışarı çıkıp mutluluktan çığlık atmak delicesine koşmak istiyordum.
"Hey hâlâ titriyor musun sen,otur şöyle." Selin kolumdan tutup boş bir sandalyeye oturmamı sağlarken derin bir nefes aldım.
"Sakin ol güzelim. Sabah bu kadar heyecanlı değildin." Yanağımı öpen Çağlar'a baktım.
"Ben sakinim zaten. Evet öyleyim." Kendimi telkinleyerek yerimden kalktım.
"Zeynep yarın kaçta geliyoruz." Eylül ve Sercan'a doğru baktım. İkisi Çağlar'ın bahsettiği Üniversite'den arkadaşlarıydı.İkisinide kanım ısınmıştı. İyi anlaşacağımızı umuyordum.
"Nur abla sabah altıda gelip mutfak işlerini halledecek. Elif'in sabah dersi yok sanırım sabah yediden öğleye kadar Sercan'da öğleden sonra gelir. Dönüşümlü olarak gelip gidersiniz. Bende burada olacağım zaten. Eğer üçümüz birden yetişemezsek birini daha buluruz." Diyerek yanıtladım onları. Birkaç gün sonra her şey rayına oturup bu manatona alışacaktık.
"Tamamdır o zaman." Sercan ve Eylül yanımızdan ayrılırken gözlerim kurulan büyük masadaki Nur ablanın örnek -tadımlık- yiyeceklerin başında olan insanlara kaydı. Birkaç saat içinde içerisi o kadar insan ile dolmuştu ki tek temennim hepsinin kalıcı olmasıydı
Sunuma koyulmadan önce hepsinin tadına bakmıştım. Nur ablanın eli gerçekten lezzetliydi.
"Zeynep kızım,şuan önemli bir iş yoksa ben çıkıyorum." Nur abla'ya doğru döndüm. Ve ona karşı gülümsedim.
Nur abla,Bartu'nun yardımı ile bulduğumuz eski aşçıydı. Onu ikna etmem epey zor olmuştu ama sonunda muradıma ermiştim.
"Çıkabilirsin abla. Yarın görüşürüz." Nur abla ile vedalaşarak bir köşeye geçtim. Ve etrafta olan insanları izlemeye koyuldum.
"Aşkım." Belime dolanan kollar ile kocaman gülümseyerek Çağlar'a baktım.
"Efendim aşkım." Diye yanıtladım onu, bir gün bile yalnız bırakmamıştı beni hep yanımdaydı. Çoğu şey zaten onun sayesinde olmuştu. Gerçekten mükemmel bir kalbi vardı. Tutuldukça tutuluyordum.
İçimdeki aşk,tarifi olmayan bir aşktı.
"Rahat mısın? İçine sinmeyen bir kısım var mı?" Başımı olumsuzca iki yana salladım. Her şey içime sinmişti.
"Yok sevgilim. Her şey istediğim gibi." Başımı göğsüne doğru yaslayıp beline sarıldım.
"Birazdan eve geçeriz. Sabahtan beri yoruldun." Sabah altıda beraber kalkmış buraya gelmiştik. Şuan saat öğleden sonra üçtü. Haklıydı aslında. Yorulmuştum fakat değerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATİL KÖYÜNDE AŞK
Teen FictionSıcak dudaklarının tenime değmesi karnıma sancılar girmesine sebep oluyordu. Yabancısı olduğum ne kadar duygu varsa hepsi Çağlar sayesinde gün yüzüne çıkıyordu. Dudakları boynuma doğru inerken başımı hafifçe geriye yatırarak daha fazla alan sundum...