𝟙

6.4K 414 123
                                    

"Bay Jeon, yemek hazır. Bayan Jeon sizi bekliyor."

Jimin elindeki beyaz tişörtü ve gri eşofmanı yatağa bırakmış ve odadan ayrılmıştı. Merdivenlerden sessizlikle süzülüp yemek odasına vardığında kapıyı çalmadan yüzüne bir gülümseme yapıştırmış ve hafif tombul parmaklarını ahşap kapıya vurmuştu iki kez.

Daha sonra sakince içeri girmiş ve uzun masaya ilerlemişti. Karşısında Kore'nin en ünlü uyuşturucu baronlarından birisi oturuyordu. Ondan korkan bir sürü insan vardı lakin şimdi burada olsalar ve korktukları o adamı güzel karısıyla günün kritiğini yaparken görselerdi kesinlikle ondan korkmazlardı. Eğer şimdi onu hiç tanımayan birilerini getirseydiniz onun normal birisi olduğunu söylerlerdi. Yüzünden gülücükleri eksilmiyordu.

Yemek masasına oturmuş ve konuşan ikilinin dikkati Jimin odaya girdiği andan beri onun üzerindeydi. Jimin eve geleli daha bir hafta olmuştu. Alışmış gözüküyordu ama hala çekiniyordu. Bayan Jeon neşeyle konuştu.

"Jimin tatlım günün nasıl geçti?"

Boğazını temizleyerek cevap verdi Jimin.

"Gayet iyiydi baya-anne"

Jimin ilk geldiği günlerde yani Jungkook'la evlendiği ilk günden beri ailesi onunla iyi anlaşmaya çalışıyor alışması için çaba gösteriyordu.

Normalde kendi evlerinde olacaklardı ama bugünlerde düşmanları çoktu. Jungkook da babası gibi uyuşturucu baronuydu. Ve oldukça başarılıydı. Bu yüzden de çekemeyen insan çok fazla oluyordu. Jungkook da haliyle Jimin'i tehlikeye atmak, evde yalnız bırakmak istemiyordu.

Jimin üniversite okuyordu. Dersleri bitince direkt eve geliyordu. Çok arkadaşı yoktu sessizdi ve dürüsttü bu yüzden insanlar onu sevmezdi. Eh o da bunu çok sorun etmiyordu. Liseden beri arkadaşı olan hoseok ve üniversitede tanıştığı Taehyung ona yetiyordu. Taehyung ve Hoseok biraz gürültücü ve hareketliydi ama iyi insanlardı.

"Mührün hala acıyor mu canım?"
Konuşan Bay Jeon'du.

Eli kendiliğinden mührüne giderken yüzü hafif buruşmuştu. Bekletmeden cevap verdi.

"Hala biraz sızlıyor ve hafif hafif yanıyor baba"

Onlara anne baba demeye hala alışamamıştı. İlk geldiği günler ikisine de Bay ve Bayan Jeon diyordu. Tabii sonra Bayan Jeon onu tatlı bir şekilde azarlamış artık aile olduk resmiyete gerek yok demişti. Bundan sonra Jimin de dikkat etmeye başlamıştı.

Bu sırada duştan yeni çıkan Jungkook kapıda görünmüştü. Üstünde onun için bıraktığı beyaz tişört ve gri eşofman vardı.

Beraber yaşamaya başladıkları zamandan beri Jimin, Jungkook'un biraz pasaklı ve düzensiz olduğunu görmüş bu yüzden de onun kıyafetlerini istemeden ayarlamaya başlamıştı. Jungkook da hiç ses çıkarmadan onun ayarladığı kıyafetleri giyiyordu.

İkisi çok konuşmazdı. Bu evlilik ikisinin isteği üzerine değildi. Aileleri birbirini davetlerden tanıyordu. Ve çocuklarının iyi anlaşacaklarını düşünüp bu evliliğe karar vermişlerdi.

Jimin kimseye aşık değildi ya da hoşlanmıyordu. Bu yüzden ses çıkarmamıştı. Hem ailesi her zaman onun iyiliğini istemişti. Emindi ki Jungkook onun için iyi bir karardı.

Jungkook içinse ona bu konu açıldığında önce Jimin'i araştırmış, daha sonra onu biraz takip etmiş ve onun sessiz sakin bir insan olduğunu görünce kabul etmişti.

Jungkook sert ve soğuk birisiydi. Kimseye ilgi göstermeyi sevmez temaslardan nefret ederdi. Jimin'in ondan bunları istemeyeceğine emindi. Biraz da bu sebepten evliliğe onay vermişti.

İkili birbirini pek tanımıyordu. Küçük diyaloglar dışında hiç konuşmazlardı. Birbirlerini mühürlemişlerdi.

Genelde sadece omegalar mühürlense de Jeon ailesinde alfalar da mühürlenirdi. Onlar için mühür acısı beraber çekilmeliydi. Bu yüzden ikisi birbirini mühürlemiş başka da temasta bulunmamışlardı. Jungkook rahat yatmaları için iki tek kişilik yatak almıştı odalarına, bu sayede birbirlerine değmeden rahatça uyuyorlardı.

"Jungkook nerede kaldın bebeğim kaç dakika sürüyor duşun?"

Bayan Jeon hafifçe gülmüş ve konuşmuştu. Onun bu güzel gülüşüne eşi de katılmış ve yemek masası yine neşeye bürünmüştü. Jimin hafifçe gülümsemiş, Jungkook tepki göştermeden masaya Jimin'in yanına oturmuştu. Bugün gerçekten yorulmuştu annesinin kinayeli konuşmalarına dayanamazdı.

"Uzun sürüyor anne yorulduğum için sıcak su iyi geliyor ve çıkmak istemiyorum."

Cevap vermiş ardından yemeğine başlamıştı. Bir süre sessizce herkes yemeğini yemişti.

"Annenizle film izleyelim diyoruz çocuklar ne dersiniz?"

"Bugün yoruldum baba hemen uyumayı düşünüyorum Jimin isterse hep beraber izleyin."

Jungkook'un cevabından sonra anne ve babasının yüzü biraz düşmüş ama fark ettirmemişlerdi. Jimin için sorun değildi. Yorulmuş olabilirdi lakin annesi ve babası ile biraz vakit geçirmesi güzel olabilirdi. Ama karışamazdı sonuçta onun annesi ve onun babasıydı.

"Benim için uygun film izlemeyi severim."

"Ah bu çok güzel oldu tatlım. Seungbin geçen gün güzel bir film bulduğunu söylemişti. Onu izleyebiliriz. Sosyal medyaya atılınca biraz değişti. Artık film falan öneriyor."

Güzel başladığı cümlesine tatlı gülüşü ve hafif dalga geçer tonuyla devam etmiş, kocasını güldürmüştü. O genelde telefonu sadece arama yapmak ve mesaj atmak için kullanırdı. Ama karısının ısrarlarına dayanamamış birkaç sosyal medya hesabı açmıştı.

"Ah aşkım lütfen dalga geçme utandırıyorsun beni." Demişti.

Bu küçük konuşmadan sonra yemek sessiz ilerlemiş masada hüküm süren tek ses çatal bıçak sesi olmuştu.

Bu fici yazıyorum ama okuyan olur mu hiç bilmiyorum. Uzun zamandır aklımda olan bir kurguydu. Aklımda hayallerimde kalacağına wattpadde dursun dedim. Gözü çarpan okuyan olursa umarım beğenir. İlk bölüm öyle bir deneme oldu. Okuyan olursa dediğim gibi lütfen ilk kitabım olduğunu göz önüne alarak yorumda bulunun. 💜

Redamancy | Jikook |Where stories live. Discover now