Jimin ve Jungkook birbirine bakmış, daha sonra kapıdaki hizmetliye dönmüşlerdi.
Herkes boş boş birbirine bakarken kapının arkasından bir ses gelmiş, hem ikiliyi hem de hizmetliyi korkutmuştu.
"Ah, geldi demek, yukarı getirsinler kurmaya başlasınlar canım."
Hizmetli ensesinde beliren Bayan Jeon'u duyup ürkmüş, hızla kapının önünden çekilmiş, ona yol açmış ve aşağı inmişti.
"Şaşırdınız değil mi? Beni kandırabileceğinizi mi sandınız?"
Jungkook yatakta çoktan oturur pozisyona gelmiş bunun nasıl olduğunu düşünürken saf saf annesine bakmaya başlamıştı.
Bayan Jeon kıkırdamış ve ona saf saf bakan iki çocuğa olayı anlatmaya başlamıştı."Dün siz çıkınca Jungkook'a bir dosya geldi. Çalışma odasına dosyayı götürürken hizmetliyi elinde nevresimlerle sizin odanıza girerken gördüm. Dosyayı koydum ve odanıza bakmaya geldim. Önce şaşırdım tabii ama Jungkookun böyle bir şey yapacağını tahmin etmem lazımdı. Ben de size söylemeden çift kişilik yatak aldım."
Konuşmasını bitirdikten sonra gülümseyerek göz kırpmış ve onlara cevap hakkı tanımadan odadan çıkmıştı.
Bayan Jeon çıktıktan sonra yatağı kurmak için hizmetliler gelmiş, işlerine başlamışlardı.
Yatak yarım saat sonra hazırlanmış tek kişilik yataklarından eser kalmamıştı.
İkisi de yan yana yatağa oturmuş, sessizce etrafı izliyorlardı.
"Kapıdan tarafa ben yatarım sen de camın olduğu tarafa yat."
Yastıklarla bariyer yaparken konuştu Jungkook.Onu bu kadar mı sevmiyordu? Tiksiniyor muydu ondan?
Ayağa kalkarak banyoya gidip dişlerini fırçalamış, ellerini yüzünü yıkayıp çıkmıştı. Yastık bariyerinin diğer tarafına geçerken bunun ne kadar saçma bir şey olduğunu düşünüyordu. Dizilerde görürdü ve o insanların aptal olduğunu düşünürdü, sonuçta ne kadar bariyer olsa da aynı yatakta yattıkları için kokuları biraz karışacaktı birbirine.Üstünü örtmüş, sırtını dönerek uyumaya çalışmıştı. Bir yandan da acaba evlilik konusunda ailesine uymamalı mıydı bunu düşünüyordu. İlk günler sorun etmiyordu ama artık istemeden hayal ediyordu. Acaba Jungkook'la birbirlerini severek evlenseler sarılarak mı uyurlardı? Birbirlerinin kokularını işaretlerler miydi?
Bunları düşünürken uyuyakalmış, düşünceleri daha sonra beynini kemirmek için orada yerlerini almıştı.***
Kampüse girmiş amfiye doğru yürüyordu. Bugün az daha geç kalıyordu. Uyanamamıştı. Ne kadar kabul etmek istemesede Jungkook'un kokusunun üstünde bir etkisi vardı. İşin garip tarafı ise ilk tanıştıklarından beri kurtları asla anlaşamamıştı. Nasıl kokusu onu rahatlatabilirdi?
"Günaydın pis hain bir ararsın arkadaşını uyanabilmiş mi uyanamamış mı diye?"
Taehyung'un yanına oturmuş tripli ve biraz alaylı sesiyle konuşmuştu. Bugün geç kalmanın getirisiyle biraz kötü bir enerji yayıyordu. Birilerinden ilgi almalı ve bu enerjisi iyiye çevrilmeliydi. Eh, bu ilgiyi vermesi gerek kişi de Taehyung'tan başkası değildi.
"Günaydın huysuz bebek. Her sabah altıda kalktığından arama gereği duymuyoruz nerden bilelim geç kalacağını ben de daha yeni geldim."
Konuşurken Jimin'i kolundan çekmiş göğsüne yatırmıştı. Bir yandan saçlarını okşuyor bir yandan konuşuyordu. Tartışmasız dünyanın en iyi arkadaşından birisiydi Taehyung. Diğeri de Hoseok'tu ama şu sıralar biraz yoğundu ve buluşamıyorlardı.