𝟜

3.3K 359 94
                                    

"Alo anne nasılsınız? Sizi çok özledim."

Burnunu çekmiş, gökyüzüne bakarak gözyaşlarını geri göndermeye çalışmıştı.

"Jimin'im, bebeğim sakın üzülme biz çok iyiyiz. Sen nasılsın alışabildin mi? Biz de seni çok özledik. Bu hafta sonu damadımla bize yemeğe gelin demek için aramıştım. Abinler de gelecek. Ne dersin yavrum?"

"Bilmiyorum anne Jungkook'a sorayım. Ben boşum o da boşsa olabilir. Biraz alıştım sayılır Bay ve Bayan Jeon çok yardımcı oluyorlar."

"Bekliyorum sizi bebeğim. Biraz daha zaman geçince daha da alışacaksın anneciğim. Hiç sorun etme ve mutlu olmaya bak. Seni seviyorum kendine dikkat et. Görüşürüz."

"Ben de seni seviyorum siz de dikkat edin kendinize, görüşürüz."

Telefonu kapatmış ve çoktan önüne geldiği dondurmacının kapısını iterek içeri girmişti. Gördüğü dondurmalarla gözleri parlarken koşar adım almak için ilerlemişti. Çalışana istediklerini söylemiş, kocaman bir dondurma yapmasını sağlamıştı. Parasını ödemiş, yavaş yavaş yiyerek eve doğru yürüyordu. Normalde şoför gelip onu eve kadar götürüyordu ama bugün kendi gitmek istemişti. Evet tehlikeliydi, biliyordu fakat biraz kafa dağıtmak onun da hakkıydı.

Dondurması bitmiş ve o da eve gelmişti. Odaya çıkmış üstünü değiştirmek için banyoya yol almıştı. Geçen gün ki olay tekrar yaşanmasın diye kapıyı çalmış ses gelmeyince içeri girmişti.

Çok da farklı olmayan bir görüntüyle karşılaşmıştı bu sefer de. Buz dolu küvetin içinde yatıyordu Jungkook. Aynı bir ölü gibi. Esmer teni emindi ki buz gibi olmuştu. Kıpırdamadığını görünce koşar adım yanına gitmiş küvetin kenarına oturarak Jungkook'u dürtmeye başlamıştı, aynı zamanda konuşuyordu da.

"Jungkook, iyi misin? Uyuyor musun?"

Kaşlarını çatmış, başka hiçbir tepki göstermemişti. Devam etti Jimin. Daha sert dürtmeye başlamıştı bu sefer.

"Hey, uyansana iyi misin diyorum. Bu havada buz dolu suya girili-"

Cümlesini bitiremeden kolundan çekilmiş, küvete düşmüştü. Çok soğuktu. Sanki düştüğü an titremeye başlamıştı.

Jungkook ise kıkırdamış, doğrularak bütün dikkatini kucağına düşen sevimli eşine vermişti.

"S-sen aptal m-mısın? Bu suya nasıl girebilirsin. Hasta olursun."

Elini beline atmış biraz kendine çektikten sonra yüzüne iyice eğilerek konuşmaya başlamıştı.

"Ben alışığım, hasta olmam."

Çenesine elini atmış, dudağının kenarını yalamıştı. Jimin'in gözleri kocaman olmuş, elleri kolları bağlanmıştı.

"Dondurma kalmış." Jimin ona kocaman gözlerle bakarken açıklama yapmış, yavaşça onu üstünden iterek küvetten çıkmıştı. Jimin sızlanmış hemen gözlerini elleriyle kapatarak konuşmaya başlamıştı.

"Yah, napıyorsun sen, söylesene ç-çıkacağım diye."

Jungkook kahkaha atmış hızla giyinerek çıkmıştı banyodan. Ama aklına gelenlerle geri girmiş konuşmuştu.

"Jimin hızlı ol aşağıda misafirler var."

"Tamam."

Jimin buzlu sudan çıkmış-kesin hasta olacaktı-duş kabinine girerek hızlıca duş almış saçlarını kurutarak aşağı inmişti. Utanç hala bedeninde geziyordu. Neden öyle bir şey yapmıştı Jungkook.

Yemek odasına girdikten sonra herkesin önünda eğilmiş sessizce Jungkook'un yanına oturmuştu.

"Aman tanrım Jimin çok güzelsin."
Konuşan ellilerinde bir kadındı. Yeşil bir elbise giymiş, gümüş abartı takılar takmış güzel bir kadındı.

"Teşekkür ederim efendim."

Masada iki genç kız, bir yaşlı kadın bir de yaşlı adam vardı. Adam da kadın gibi ellilerinde gözüküyordu. Oldukça yakışıklı ve güler yüzlüydü.

"Jimincim, görmüşsündür davetlerde onlar Watanabe ailesi."

Bayan Jeon konuşmuş kuzguni saçlı kızı göstererek devam etmişti.
"Bu Youko kendisi Jungkook'un en yakınlarındandır. Beraber çalışıyorlar. Watanabe ailesinin en büyük kızı. O bir delta."
Daha sonra yanındaki Youkoya göre biraz daha küçük gözüken kızı işaret ederek,
"Akemi, en küçük kızları. Bir alfa. O da seninle aynı bölümü okuyor. İyi anlaşacağınızı düşünüyorum."

Jimin ikisine de küçük bir baş selamı vermişti. Kızlar çok güzeldi. Ikisini de sevmişti ama Youko'nun bakışları biraz garip gibiydi.

Bay ve Bayan Jeon çoktan arkadaşlarıyla sohbete başlamıştı. Diğerleri ise sessizce yemeğini yiyordu. Fakat Jimin'in bir anda hapşırmasıyla bütün masa ona dönmüştü. Herkes çok yaşa demiş ve sohbetlerine kaldıkları yerden devam etmişlerdi.

Jungkook kulağına iyice eğilerek konuşmuş tüylerini ürpertmişti.
"Hemen hasta mı oldun? İnanamıyorum Jimin."
Azarlar tonda konuşması Jimin'in tepesini attırmıştı.

"Yaa, isteyerek girdim zaten ben buzlu küvete. Senin yüzünden oldu. Çekmeseydin düşmezdim."
Kafasını kaldırmış Jungkook'un yüzüne doğru fısıldayarak bağırıyordu. Onu izleyen bir çift gözden haberi yoktu.

"Ne işin var benimle, merak edip bakmasaydın düşmezdin."

"Hah, merak etmedim ben tamam mı? Öldün mü diye baktım kıpırdamıyordun. Psikopat mısın sen buzlu suyun içinde uyunur mu?"

Sinirle yemeğine dönmüş ve devam etmişti. Aptal Jungkook.

                                ***

Yemek bitmiş herkes salona geçmişti. İş konuşuluyordu. Sıkıcı bir konu olmasına rağmen sıcak bir ortamdı.
Jimin konuşmalara pek katılmıyor koltuğun kenarlarıyla oynuyordu.

"Jimin'in jimnastikte çok iyi olduğunu duymuştum. Bir gün görmek isterim."

Henika hanım-kızların annesi-konuşmuş herkesin dikkatini Jimin'e toplamıştı.

Ellerini pantolonuna sürtmüş, yanında oturan Jungkook'a bakmış gözlerinde gördüğü şaşkınlığı umursamadan tebessüm ederek konuşmaya katılmıştı.

"Tabii ki efendim. Ben de sizin karşınızda performans sergilemekten onur duyarım."

Bunun gibi küçük sohbetlerle gece devam etmiş ilerleyen saatlerde de sıcaklığını kaybetmemişti.

Şimdi ise Jimin çoktan pijamalarını giymiş Jungkook'u bekliyordu. Hafta sonu işi var mı diye soracaktı. Karnına çektiği bacaklarına daireler çizerken banyo kapısının sesini duymuş kafasını ince bacaklarından çekip Jungkook'a döndürmüştü.

Yatağa oturan ve ardından hemen yatmaya yeltenen Jungkook'un onu yine görmezden geldiğini anlamıştı Jimin. Ama bu önemli bir konuydu. Kolunu tutmuş dikkatini ona vermesine zorlamıştı bir nevi.

"Bu hafta sonu işin var mı?"

"Hayır, neden?"

Odanın içinde gözlerini gezdirerek konuşmaya devam etmişti.
"Bugün annem aradı hafta sonu ikimizi yemeğe davet et-"

"Tamam gidelim."

Cümlesini bitirmesine bile izin vermeden konuşmuş, kolundan elini çekerek uyumak için pozisyon almıştı.
Jimin sinirle solumuş, arkasını dönerek uyumaya çalışmıştı.

Gittikçe kötüleşiyor gibi. Daha uzun yazmak istiyorum ama sıkılırsınız diye kısaltmaya çalışıyorum.
Sınava girenlere başarılar 💜💜
Hatalarım varsa affedin lütfen 🙏😉

Redamancy | Jikook |Where stories live. Discover now