Hey hey kimler gelmiş, kimler gelmiş? Yeni bölümü okumak için dünyanın en tatlı insanı mı gelmiş? Merhaba şirin kız. Uzun zamandır beklediğin Pietro bölümü bu, evet doğru gördünüz.
Hadi iyi okumalar...
Sen Pietro ile gittiğiniz bir hafta süren görevden yeni dönmüştünüz, binaya girerek asansöre bindiniz ve 14 katta çıkmak için gerekli sayının üzerine bastınız. Aynı asansörde olmak ikinizi de önceden fazlasıyla geriyordu, birbirinizden nerdeyse nefret ediyordunuz. Ama bu görev sayesinde aranızdaki buzlar biraz olsa da erimişti, daha samimi olmuştunuz, e sonuçta bir hafta boyunca aynı evde kalıp aynı yatakta yattınız, çünkü ev tek kişilikti.
Asansör yolculuğun gayet sesiz geçtikten sonra toplantı salonuna girdiniz. Seni direk kollarını kocaman açarak karşılayan kişi Thor oldu.
- Hoşgeldiniz. Seni çok özledim minik midgardlı. ( diyerek seni iki koca ve güçlü kolları arasına alarak kaldırdın )
- Ben de seni özledim koca adam ama biraz daha beni yere bırakmazsan yüksek ihtimallen kaburgalarımı kıracaksın. ( diye zor nefes alarak söylendin )
- Dödünüz ha? Sizi öldü sanmıştım. Çok güzel günlerdi. ( diye şakasını da yaptı tahmin etiğiniz kişi)
- Ben de seni çok özledim Tony ( diye gülümsedin Tony'e doğru)
- Nasıl geçti görev? ( diye sordu en normal kişi Steve. Siz cevap vermeden önce birbirinize baktınız Pietro ile)
- Her şey gayet iyi geçti. Bilgileri aldık ( diye cevap verdi Pietro )
- Artık gidebilir miyiz? Çok yorgunum. ( diye söylendin yol seni baya yormuştun ve eve gidip bir güç aldıktan sonra yatağına uzanarak bütün yorgunluğun uyku ile birlikte atmak istiyordun. Mükemmel bir plandı.)
- Fazla bir yere kaybolmayın akşam partı var gelmeyenin evine gelip bizzat pijamaları ile alarak getiririm. ( dedi Tony ve size bir şey söylemeye izin vermeden odayı terk etti)
- Ne partisi ya? Sen de parti yapmaya sebep arıyorsun! ( diye bağırdın arkasından, duyduğuna emindin ama pek takmadığına da emindin)
Siz görev raporunu verdikten sonra binadan ayrıldınız ve Pietronun arabasına bindiniz. Seni o bırakacaktı evine. Sakin ve huzurlu bir yolculuktan sonra evine varmıştınız. Arabadan inmeden önce ona döndün.
- Biz niye arabayla gidiyoruz ki? Senin hız gücün yok mu? ( diye sordun ses tonunda biraz alaycılık vardı)
- Bir seni sürekli kucağıma almam gerekecek ki sen buna baya söylenirsin. İki ben de senin kadar yorgunum her zaman gücümü kullanamam ( diye açıklama yaptı Pietro sorduğun soruya)
- Akşam görüşürüz o zaman
- Görüşürüz ( sen tam kapıyı açmıştın ki inmeden aklan bir şey geldi. Sinsi gülümsemenle Pietroya taraf döndün. Arabanın kapısı hafif aralık tutuyordun diyeceğin şeyden sonra tam zamanında kaçmak için)
- Maksimoff! ( diye seslendiğinde ne söyleyeceğini dikkatli bir şekilde dinlemek için sana taraf döndü kaşlarını çatarak ona soyadı ile hitabet etmenden pek hazmetmiyordu ve sen de bunu bal gibi biliyordun ama neyse) Hani gittiğimiz görevin üçüncü günü bir bara göreve gitmemiz gerekiyordu ama sen uyuya kaldığın için ben gittim ya?! İşte o gün sen benimle gelme diye kahvene uyku ilacı katmıştım ( son bir kaç kelimeyi hızlı söyleyerek birden arabadan indin )
- Seni hayin ( diyerek daha bir kaç dakika önce açtığı kot ceketini sen tam arabanın kapısını kapatmadan senin yüzüne fırlattı) Bunun hesabını soracam senden ( diye seslendi kapı kapanmıştı ama sen yinede duyuyordun onu. Kahkaha atarak yere düşen ceketi alıp evine doğru yürüdün)
Sonunda evine girmiştin. O kadar yorgundun ki hemen kendini yatağa attın ama uyumak için hiç vaktin yoktu. Hemen bir duş alıp hazırlanman gerekiyordu. Bunların hiçbirini yapmak istemiyordun sadece hiç bir şey düşünmeyip uyumaktı tek isteğin. Gözlerini kapatarak bütün bir haftayı düşündün. Pietro ile birlikte geçirdiğin o bir haftayı.
Göreve giderken, yani New-York'tan ayrılırken onu boğarak öldürmeye hazırdın. Nefret doluydu kalbin ona karşı. Ama şimdi ona en ufak bir nefret kırıntısı bile kalmadı kalbinde. Onun yerine anlayış, saygı ve sevgi doldurdu kalbin. Nasıl olmuştu da böyle değiştirmişti ona karşı fikrini? Bu çok kolay olmamıştı. Haftanın ilk günleri sabaha kavga ile başlıyor günü kavga ile bitiriyordunuz. Sürekli bağırıp birbirinizden ne kadar nefret ettiğinizi kusuyordunuz. Sonra daha sakin olmaya başladınız. Kahvaltıları sessiz geçiyor, görevleri başarı ile tamamlıyordunuz.
Ama asıl yakınlaştıran şey ise sen kabuslar gördüğünde sana sarılarak saçlarını okşuyordu bu sayede seni sakinleştirerek. Asla yanından ayrılmıyordu, sen korktuğunda sana sıkıca sarılarak güvende olduğunu söylüyordu. Bunlar o kadar güzeldi ki o son gün o evden ayrılmak istemiyordun çünkü biliyordun New-York'a döndüğünüzde her şey orda olduğu gibi olmayacaktı. Her şey yine eskisi gibi olacaktı. Sürekli didişip birbirinize atar yapacaktınız. Ona ihtiyacın olacağını biliyordun. O yetmiyordu sana şimdiden eksikti.
Bu bölüm bütün Pietro ile bölüm bekleyenlere gelsin, çok fazlasınız biliyorum.
Merhaba arkadaşlar tabiki de burda bitmedi devam edecek ikinci part da gelecek. Ama size bir haberim ve bir de sorum var.
Şimdi öncelikle yakında bu hayal et'e yeni bir hikaye yazıcam ve hikaye biraz uzun olacak belki bir kaç part olabilir. Sizden istediğim hikayenin baş rolünü belirlemek çünkü ben hiç karar veremedin. İstediğiniz kişiyi yazabilirsiniz (Loki hariç o pek uymuyor hikayeye).
Habere gelicek olursam yakında yeni bir kitap yayınlıcam ( evet biliyorum zaten bu hariç daha iki bitmemiş hikayem var ama ne yapayım böyle ilham geliyor yazıyom) neyse hikaye çok eğlenceli ve aşk dolu olacak. Bütün hikayelerimde olduğu gibi tabi ki de dram bol bol var ama daha çok aşk var çünkü bu kitapta tam 5 tane çiftimiz olacak ve bu çiftlerden birinde de Pietro olacak. Bu hikaye gibi orda da önce nefret ile başlayan büyük ve romantik bir aşk hikayeleri. Evet aksiyon pek yok ama aksiyonlu hikayelerim zaten var onlardan sıkıldım. Neyse çok uzattım. Takipte kalın yakında sizlerle olacak bu hikaye.
Hadi kendinize iyi bakın, seviyorum sizi kuşlarım 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marvel ile hayal et
RandomHayal et: Peter ile aynı okulda okuyormuşsun, Pietro ile New York turuna çıkıyormuşsun, Steve ile görevlere gidiyormuşsun, Tony ile flörtleşiyormuşsun, Loki ile yaramazlıklar yapıyormuşsun, Clint ile bir sürü kavanoz turşu yiyormuşsunuz, Bucky ile s...