Uçurumun kenarında duruyordun. Gözlerini kapatmış rüzgarı dinliyordun, dalgaların sesini, denizin kokusunu içine çekiyordun. Kollarını iki yana açıp bir adım attın ve durdun. Uçurumun tam ucundaydi.
Artık yaşamak çok zor geliyordu sana. Aileni kaybettikten sonra yıkıldın. Hep kendini suçluyordun. Buraya herşeye son vermek için gelmiştin. Hiç düşünmeden atlicaktin. Gözünden akan bir damla yaş ile birlikte son adımını da attın.
Ama düştüğünü hissetmiyordun. Yüzünde çok sert bir rüzgar hissettin bir anlık. Ve gözlerini açtığında denizde değil de boş bir arazide olduğunu gördün. Uçurum çok uzakta kalmıştı.
Sen şaşkınlığını bir tarafa bırakıp seni kurtaran o adama döndün. Beyaz saçlı mavi gözlü çokta yakışıklı birisi olduğunu fark ettin.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Diye bağırmaya başladın. "Seni kurtardım teşekkür ede bilirsin" diye cevap verdi karşında ki adam. "Ya sana mı kalmış beni kurtarmak. Kimsin sen ya" diye daha çok bağırmaya başladın.
"Beni Steve gönderdi seni kurtarmam için" diye bağırdı bu sefer adam. "Steve mı? O nerden biliyordu benim burda oldugumu?" Diye sordun bu sefer ses tonunu biraz azaltarak.
"Bunun sayesinde" dedi beyaz saçlı adam ve senin böynunda ki kolyeye dokundu. "Allah kahretsin. Beni rahat bırak ve git burdan" diye bağırdın tekrar. "Gidicem ama sen de geleceksin" dedi genç adam bu sefer ses tonu daha bir sert çıkıyordu.
"Hayır gelmiyorum" diye bağırdın. "Bağırmayi kez artık" diye bağırdı adam. "Sende" diye bağırdın. Sonra ikiniz de birden durdunuz.
Bir süre sessizlikten sonra adam derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı "Bak ben Steve'vin arkadaşı Pietro. O benden seni ona göturmemi istedi bende seni ona götüreceğim" dedi sakin bir ses tonuyla.
"Hayır" dedin ve arkanı dönüp gitmeye hazırlandin ama Pietro seni kolundan tuttu ve kaldirip sırtına attı ve hız gücünü kullanarak kuleye götürdü seni.
Seni tam Steve'vin karşısına bıraktı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen? Kolyemin içine GPS koymakta ne?" Diye bağırdin Steve've. "Senin böyle bir saçmalık yapicagini tahmin etmiştim" diye cevap verdi Steve.
"Ya sen benim babam mısın annem mısın? Sen kimsin bana karışıyorsun?" Diye sesini daha da yükselttin. "Sana abilik yapmaya çalışıyorum" diye bağırdı bu sefer Steve.
"Tamam belki sen beni ölen kardeşinin yerine koymaya çalışıyordum ama ben ne senin kardeşin Jenny'yim ne de sevgilin Scarlett. Benim hakkımda kararlar alamazsın" senin bu söylediklerin Steve'vin canını yakmıştı.
"Y/N odana çık hemen" diye bağırdı Steve parmagiyla merdivenleri göstererek.
"Bana emirler yagdiramazsin" diye bağırdın. "Sana odana çık dedim" diye bağırdı bu sefer daha da sert bir şekilde Steve.
Sen hemen odana koştun ve kapıyı kilitledin. Aslında sen burada kalmıyordun kendi evin vardı ama bazen buraya gelip kaldığın için burda bir odan vardı. Sen yatağa oturup ağlamaya başladın.
Sakinleşince Steve've soylediklerinin ne kadar ağır olduğunun farkına vardın ve her söylediğin kelimeden pişman oldun. Sonuçta Steve senin her zaman yanındaydı. Sana abılik yapıyordu. Herkesten koruyordu.
Sen ağlamaktan yorulmuştun ve uyuyakalmiştin.
Sabah erden kalktın ve aşağı mutfağa indin. Tam mutfağa girecekken salonda Steve'vi fark ettin. Kendini toplayıp salona girdin ve Steve'vin yanına oturdu.
"Uyumadin mı bütün gece?" Diye sordun çekinerek. "Uyku tutmadı" diye cevap verdi Steve televizyonun siyah ekranına bakarak.
"Steve, dün soylediklerimin hepsi sinirle söylenmişti. Zaten sonra çok pişman oldum. Özür dilerim. Sen hep benim iyiliğimi istiyorsun ve bunun için çabaliyorsun ama ben nankörlük yapıyorum. Senin değerini bilmiyorum. Çok özür dilerim" dedin. Steve sana taraf döndü. "Biliyorum senin için yaşamak çok zor ama o olayda senin suçun yok kendini boşuna suçlayıp böyle şeyler yapma. Beni endişelendirme bir daha" dedi Steve senin elini tutarak.
"Ama arabayı ben sürüyordum" dedin ağlayarak.
Sen 3 ay önce ailenle birlikte doğum gününü kutlamak için bir restorana gitmiştiniz. Geri dönüşte baban arabayı senin kullanmanı istedi ve sende seve seve kabul ettin, araba kullanmayı daha yeni öğrenmiştin ama iyi kullanıyordun.
Eve dönerken karşı şerbeten sarhoş bir sürücü arabayla size çarptı. Arabaniz takla atarak ters döndü. Seni kurtardılar ama annen ve babanı kurtaramadilar. Sen 3 ay boyunca hastanede yattın çok kötüydü durumun. Ve 1 hafta önce hastaneden çıkınca Steve seni binaya getirdi.
Steve've nerden mı tanıyorsun? Baban Shield'e çalışıyordu ve sen de yenilmezleri tanıyordun hatta çok yakındın onlara.
"Hayır Y/N senin suçun değil. Anladın mı senin suçun değil. Lütfen dünkü yaptığın şeyi tekrarlama. Benim için" dedi Steve. "Tamam. Söz" dedin ve sim sıkı sarıldın Steve've
"E nerden çıktı şu yeni çocuk? Neydi ismi?" Diye hatırlamaya çalıştin. "Pietro. Bir görevden sonra katıldılar bize ikiziyle birlikte" dedi Steve gülerek. "Vay bundan demek iki tane mı var?" Diye sordun heyecanla. "Ne oldu? Pek sevdin Pietroyu bakıyorum da. Hem ikiz kardeşi hiç benzemiyor ona daha olgun ve daha akıllı bir kız" dedi Steve.
"Demek ikizi kız. Hemen tanışmak isterim. Ha bu arada evet sevdim onu tam benim kafa. Inatçı birisi. Tabi bi de çok yakışıklı" dedin. "Y/N!!!" Dedi sert bir şekilde. "Ne?" Diye güldün. Steve de gülümsedi.
"Günaydın erkenciler" diye indi merdivenlerden Clint. Sen onun sesini duyar duymaz hemen ayağı kalktın. "Clint Seni çok özledim" diye atladın boynuna Clintin. "Ben de seni küçük canavar" dedi Clint sana sarılarak. "Dün yapmaya çalıştığın şeyi duydum. Bir daha yaparsan arkandan gelir seni mafederim. Bizi üzme Y/N" dedi Clint senden ayrılarak.
~
Bahçede ok atışı yapıyordum. Yeni bir ok aldım ve tam hedefe attım ama ok hedefe değmden yok oldu. Ne olduğunu anlamıyordum. Yeni bir ok alıp tekrar hedefe attım ama bu sefer de yok oldu. Bu sefer bir elime ok bir elime de taş aldım. Oku aynı şekilde hedefe attıp ardından hemen aynı yere taşı fırlattım. "Ah" diye bir ses çıktı ve elinde attığım ok'la Pietro duruyordu.
"Bravo yakaladın beni" dedi Pietro sana yaklaşarak. "E ben Clint Barton'nun öğrencisiyim. Kork benden." Dedin gülerek.
~
Şu deli çocuğu sevenler burda mı?😏Biraz üzücü bir bölüm oldu. Ama
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marvel ile hayal et
RandomHayal et: Peter ile aynı okulda okuyormuşsun, Pietro ile New York turuna çıkıyormuşsun, Steve ile görevlere gidiyormuşsun, Tony ile flörtleşiyormuşsun, Loki ile yaramazlıklar yapıyormuşsun, Clint ile bir sürü kavanoz turşu yiyormuşsunuz, Bucky ile s...