Yiğitin dediklerini düşünürken yiğit de o arada odadan çıkıp gitmişti.Yiğit hakkında hiçbir bilgiye sahip değildim onun hayatını hiç sorgulamamıştım,merak da etmemiştim.Daha iki dakika önce Yiğitin bir üvey kardeşini olduğunu,annesininde üvey kızkardeşinin yabancı ülkelerde yalnızlık çekmemesi için onun yanında kaldığını öğrenmiştim.
Hava kararmıştı balkonda o eşsiz mardinin havasını içime çekmem rahatlamam için yetmişti gerçi bu kadar stresli bir hayatın içinde ne kadar rahatlanabilirse. Yiğit hala ortalıkta yoktu hala aklım ondaydı peki neden onu aklımdan çıkaramıyordum daha dün onunla evlenmemek için annem ve babamın gözlerinin içine yalvarırcasına bakan gözlerim peki neden şimdi gözlerim Yiğiti arıyordu.
Konağın avlusunda akşam yemeği yedikten sonra yatak odasına çıkarak kendimi yatağın üstüne bırakarak yorgun bedenimi özgürlüğüne kavuşturdum.
Sıçrayarak birden kalktığımda yanaklarımdaki nemi hissetmem bir olmuştu.Kafayı yemek üzereydim uykumda bile benim hayatımı mahveden adam peşimdeydi yine eski hayatıma mahkum kalıcaktım.Uyku ilaçları,korkudan dışarı adım atamama bir yıl önce tamda bunları yaşamıştım Oğuzun benim hayatımı zindana çeviren planları psikolojimi yerlebir etmişti.Yattığım yerden kalkarak odada göz gezdirdim yine Yiiğit yoktu onun yokluğunu fırsat bilerek telefonumu elime alarak Defnenin numarası tuşladım.
" Defne?Defne?" dakikalardır kulağımda tuttuğum telefondan sadece kesik kesik gelen soluk sesleri dışında hiçbir ses yoktu.Aramayı kapatarak odadan çıkmak için adımımı atmıştım ki telefonun ekranında Defne yazısını görmem bir olmuştu.Telefonu açarak kulağıma tuttum.
" Güzelim! seninle telefonda konuşmam bana yetmiyor.O güzel yüzünü yakından incelemem lazım." duyduğum ses? kahretsin Oğuz!
Ses tonumu kendimden emin ritimde tutmaya çalışarak " Defneye ne yaptın?Pislik herif yetmedi mi benim hayatımı mahvettiğin ondan ne istiyorsun senin istediğin benim!"
" Bakıyorumda küçük nehirimiz güven patlaması yaşıyor.Yanındaki o adamdan güç alıyorsan yanılıyorsun o gücü sana veren de alan da ben olucam nehir unutma Defneye de sana yaptıklarımı yapmak isterdim ama o işimi görmez" Cümlesini bitirdikten hemen sonra aramayı sonlandırmasıyla benim yere düşmem bir olmuştu çevremdeki herkese zarar veriyordum.Defnenin başına benim yüzümden birşey gelirsen ne yapardım ben?Burada kaç saattir oturuyordum bilmiyorum Yiğitin geldiğine bakılırsa bayadır burda oturuyordum.Yiğitin sarhoş bakan gözleri bir anda beni görmesiyle sanki ayılmışa benziyodu.
" Nehir! ne oldu bu halin ne?" Yiğitin ses tonu endişe kaynıyordu.Aslında bakılırsa benim için endişelenmesinden şikayetçi değildim.
" Yok birşeyim sadece uykusuzum o kadar" Yiğitin sorularından kurtulmak için klasik yalan cümlelerine başvurmuştum.
" Nehir,sen burda bekle ben bir bardak su almaya gidiyorum.Uyuma numarası yapma geldiğimde herşeyi anlatıcaksın Nehir! " son cümlesinin üzerine baskı yaptıkdan sonra çıkıp gitmişti.
Yiğit elindeki bardakla odaya geri döndüğünde hala aynı yerimde oturuyordum.Sanki bütün duygularımın üzerine sünger çekilmiş gibiydi. Hissiz hissetmek işte tamda bu sarmal duygunun içinde körelen hayatım.
" Al şu suyu iç kendine gelirsin" titreyen ellerimle bardağı tutamadığımı gören Yiğit duruma el koyarak kendi elleriyle bardağı kavrayak içmeme yardımcı olmuştu.
" Teşekkürler" diyerek karanlıkta sokak lambasının camda yansımasıyla görünen koyulaşmış gözlerinde sanki kaybolmuştum o gözler beni bir an olsun bu karanlık dünyama güneş doğacak gibi umutlanmama sebep oluyordu.
O bana anlatmamı söylemeden ben söze başladım." Yiğit şimdi sözümü kesmeden beni dinle! Hakkımda hiçbirşey bilmiyorsun aynı şey benim içinde geçerli..Ben üç sene önce Oğuz diye biri ile tanışmıştım arkadaşlar aracılığıyla sadece vakit geçiriyorduk.Oğuzu gerçekten iyi biri olarak tanımıştım ama meğersem bana gösterdiği yüzü maskeden ibaretmiş.Bir süre sonra Oğuz hakkında bilmediğim gerçekleri öğrendim.Yiğit,Oğuz bir şizofrenmiş ilaçların etkisiyle bana iyi davranmasının nedeni buymuş sadece ilaçlar.Oğuz bir süre sonra bana aşık olmaya başlamş onu umutlandırıcak tek bir harekette bulunmadığım halde bana bağlanmış.Hastalığın verdiği etkiyle bana aşık olduğunu zannedip öfke ile birlikte doğan duygularını bana acı çektirerek beni elde etmeye çalıştı.Hergün onu sevmediğimi dile getirdiğim halde o beni dinlemiyordu.O gün hayatımın en kötü günüydü beni kaçırarak dört gün boyunca bana etmediği işkence kalmadı.Beni boğazlayarak öldürmeye kalkıştığında polisler son dakikada gelmişti.Şimdi hapishaneden kaçmasıyla bana mesaj atması bir oldu ve bir kaç saat önce beni arayarak birşeyler zırvaladı.Yiğit! O geri döndü hayatıma. yine beni o bataklığın içine çekerek benim ecelim gelmeden o benim ecelim olacak.." Anlattıklarımın yarısında her zaman ki gibi bardaktan boşalırcasına akan gözyaşlarımın ne kadar da güçsüz bir kız olduğumun göstergesiydi.Yiğite baktığımda gözlerinde acıma duygusu ön plana çıkmıştı sadece yüzüme bakıyordu.
-YİĞİTİN AĞZINDAN-
O mavi renge bürünmüş göz renginden durmaksızın akan yaşlar sanki kalbime hançer yarası gibi saplanyordu.Onu hiç böyle hayattan yorulmuş biri olarak görmemiştim.Eğer şimdi o adama küfürler savurarak,bağırarak öfkemi kusarsam Nehir daha da beter olurdu en iyisi sadece ona yalnız olmadığını hissettirmekti.Yanına yaklaşarak o soğuk küçük ellerini ellerimin arasına alarak okşadım.
" Nehir,ben yanındayım o adam ben olduğum sürece sana hiçbirşey yapamaz"dediklerim onu rahatlatmış gibi oda benim avuç içimi okşayarak gülümsedi.
Nehiri yatağa yatırdıktan sonra yorganı üstüne örtmemle masum bakan gözler bir anda kapandı.Yatağın yanındaki koltuğa oturarak gece lambasını açtım ve onun o masum güzelliğine hayran gözlerle bakakaldım.
Nehirin sayıklamalarıyla bende uykumdan sıyrılarak başucuna geçtim alnında biriken terleri silerek yanındaki yastığa başımı koydum ve kollarımı onun ince beline dolayarak gözlerimi kapatmıştım ki nehirin mırıltısını duydum " Yiğit gitme" dedikten sonra sessizlik hakimiyetini kazandı bende kulağına eğilerek " Ben seni bırakıp gidemem sevgilim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE AŞKI
General FictionInsan hayatı boyunca mutlu yasamak ister,sevdiği insanla yaşamak ister,doğru insanı bulmasını ister. peki ya buna izin verilmeden, dogru insanı bulamadan,hic beklemedidigi anda saçma sapan bir TÖRE yüzünden evlendirilirse nolur..