TÖRE AŞKI =5=

108K 2.7K 445
                                    

YIGIT'IN AGZINDAN

kahretsin bu soruyu beklemiyordum. Nediycektim ben şimdi,sahi neden nehiri seçtim ben. Nehir gözlerimin icine bakiyordu benden bir cevap bekliyordu. Tam konuşucakken içerden birisi nehir diye çağırdı sonra da yanımıza geldi sessizce derin bir oh cektim. Gelen sanırım nehir'in kuzeni adınıı bilmiyorum.

"Nehir sizi çağrıyorlar."

Nehir kıza bakip sonra bana döndü

"Tamam ece"

Nehir sinirli sinirli ecey'le beraber içeriye girdi bende kravatımı gevşetip derin nefes aldım bende arkalarından içeriye geçtim.

NEHIR'IN AGZINDAN

lanet olası ece beş dakika daha geç gelemez miydin. Yiğit tam konuşucakken ece gelip bizi içerden çağırdıklarını söyledi. Bir cevap alamadığım icin çok sinirliyim. Ama bu iş burada bitmedi yigit ağa (!).

içeri girdiğimde yigit'te arkamdan geldi. Salona geçtiğimde ahmet abimle karşılaştım gözlerime  öyle bir baktıki  sanırım herşeyi öğrendi. Ve yanında'da tanımadığım ama bir o kadarda yigit'e çok benzeyen bir kız vardı, sanırım bu kız oydu. Herneyse ne önemi varki. Yigit'in dedesi konuşmaya başladığında gözlerimi onlardan alıp o adama çevirdim.

"İki haftaya kadar. Düğünleriniz aynı gün ,aynı yerde olucak."

Düğüne'deo güne'de  lanet olsun diye geçirdim içimden.

Babam; raşit bey sizinle özel görüşebilir miyiz? " diye yigit'in dedesine dedi. Demek adı raşitmis.

On beş dakika sonra babam'la raşit bey içeriye girdi. Raşit bey ;

"Düğün alışverişlerine hemen başlayalım. Yarın erken gelip alışverişe çıkıcaz . Şİmdi gidelim biz."

Son sözüyle herkes ayağa kalktı babam'lar misafirleri geçirmeye gittiler salon iyice boşaldığı zaman kendimi odama attım kimse gelmesin diye kapıyı kilitledim  sonra yatağıma yüzüstü yatıp ağlamaya başladım.

Kapının kırılırcasına çalmasından  kafamı kaldırdım uyumusum hava kararmış. Gözlerim öyle bir ağrıyoduki sonra kapısının arkasından nehir diye bağırma sesleri duydum yavaşça ayağa kalkıp kapıya yöneldim,anahtarı yavaşca çevirdim  kapıyı açtığımda herkes bana şaşkınca baktı sonra annem bana sarıldı ağlıyodu.

"K-kızım Ç-çok korktum sen i-iymisin"

Hıçkırıkların arasından zar zor söylemişti.

"Değilim anne,iyi degilim. Hemde hiç"

"Konuşalım mı?"

Kafamı olumlu anlamda salladığımda annem kapıya yönelip kapattı. Sonra yatağıma otturtu kendide karşıma geçip elimi tuttu.

"Kızım ne kadar zor olduğunu anlıyabiliyorum. Keşke böyle birşey olmasaydı."

"Anne hayatım bitti,hayatım. Ben evlenmek istemiyorum. Benim okulum var anne. Nolucak ona benim hayatıma nolucak anne?"

"Kızım biz babanla evlenmeye  kara verdiğimizde anneanne'le deden istemedi. Babanı kabullenmediler en sonunda dayanamıyarak kaçtık ve gizlice evlendik. Deden bunu öğrenince beni evlatlıktan reddetti. Ama hayatımız devam ediyordu babam'a o kadar yalvardımki ama beni affetmedi. Sonra kucağıma seni aldığımda dedenler bizi affetti. Aslında ben babanı ilk baslarda sevmemiştim ama öyle zorluklar çektikki aşkımız kuvvetlendi,bide bu halimize bak ne kadar mutluyuz degil mi? Bazen diyorumki iyi ki babamları karşıma almışım iyiki babanla evlenmişim. İyiki sen olmuşsun.     Allah'a Şükrediyorum hemde defalarca karşıma babanı çıkardığı için. Bende istemezdim seni böyle evlendirmek ama buda bir kader kızım. Baban'a ilk başlarda hiçbirşey hissetmiyordum ama sonra. Onu cok sevdim kızım"

Annemi'in bu dediklerini beynime çok iyi kazıdım. "KADER"

"Tamam. kabul edicem. Zaten etmek zorundayım"

Bu sözüme annem bana sarıldı saçımı okşayıp öpücükler bırakmıştı.

"Anne?"

"Efendim kızım"

"Bu gece beraber uyuyalım mı?"

Hafif gülümsiyerek

"Tabiki de"

YIGIT'IN AGZINDAN

Yalıdan çıktığımızda istanbulda'ki evlerimizden birine gittik. Ama kafamı toplayamıyordum.  Babam ve dedemden izin alıp kendi evime geçtim volkan'ı aradım. Volkan benim okuldan en yakın arkadaşımdı, dertleşebileceğim tek dostumdu. Telefon cok geçmeden açıldı. "Alo volkan"

"Vayy yigit ağa bilir miydiniz siz bu numarayı?"

"On dakikaya bana geç. İstanbuldayım"

"Tamam hemen geliyorum."

Eve geldiğimde kendimi rahat koltuklarımdan birine atıp ceketimi çıkardım, ardından'da kravatımı,gömleğimi ve kol düğmelerini açıp dirseğime kadar sıyırdım çok geçmeden kapı çaldı. Kapıyı açtığımda iki elinde'de poşetler olan volkan'la karşılaştım.

"Gene boşaltmışsın biyerleri."

"Tabi lan bizim kardeşimiz kırk yılda bir geliyor boş mu gelelim"

"Hoşgeldin kardeşim geç hadi"

Poşetlerin birinden iki şişe rakı çıkardı

"Eski günler sonuçta"

"Aman volkan ya. Dur ben kaseyle bardak getireyim"

Mutfağa gidip dolaptan bardak ve küçük tabakları alıp salona geçtim. Volkan ortadaki sehpaya herşeyi hazırlamış bile.

"Hadi anlat bakalım,seni istanbul'a atan ruzgarı" lafı uzatmayı sevmem o yüzden direk söyledim.

"Evleniyorum"

Volkan suratima cok şaşkın  bir şekilde bakıyordu.

"Neyyy??"

ARKADASLAR MERABA ASLINDA BU BOLUMU DAHA ONCEDN YAZMISTIM AMA SILINMIS O YUZDEN YENIDEN  YAZMAK ZORUNDA KALDIM. MOBILDEN YAZDIGIM ICIN YAZIM YALNISLARI ICIN COK COK OZUR DILERIM.. :) ARKADASLAR BU ARADA BIR KAC BOLUM MEDYA KOYAMIYCAM :((

TÖRE AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin