TÖRE AŞKI ◇16◆

61.1K 2.3K 64
                                    

Kendimi bir kaç gündür bu kadar huzurlu ve güvenli hissediyordum. Yigit'in yanımda olması ona herşeyi anlatıp üzerimden büyük bir yükün kalkması. İşin kötü tarafı oğuz defne'nin yakınlarındaydı,ona zarar vermesinden korkuyordum. Benim yüzümden ona birşey olursa kendimi asla affedemem.

Gözlerimi yavaşça araladığımda ilk gördüğüm kişi yiğit olmuştu. Birbirimize çok yakındık sıcak ve yumuşak nefesi düzenle yüzüme çarpıp havaya dağılıyordu. Hâlâ geceki gibiydi. Beyaz gömleğinin ilk üç düğmesinin açık olması kaslarının bir kısmını ortaya çıkarmıştı. Dağınık saçları, yeni yeni çıkmaya başlayan sakalları ve açık pembe dudakları ben burdayım diyordu. Onu ne kadardır süzdüğümü farkettiğimde belimdeki elini yavaş hareketlerle kenara aldım. Uyanmasını istemem. Aynı şekilde yataktan kalkıp banyoya attım kendimi.

Soğuk suyu yüzüme carpıp kuruladıktan sonra tekrar odaya yöneldim. Hâlâ aynı pozisyondaydı. Yiğit'in yanında olmak neden bana bu kadar huzur ve güven veriyodu? yigit'e pür dikkat kesilip onu izlerken telefonun sesi irkilmeme neden oldu. Aynı anda yiğit yavaş yavaş homurdanması'da uyanmasına kanıttı arkasında kalan komidinin üzerine elini atıp telefonu aldı ekrana baktıktan sonra geri kapatıp yatağa fırlattı. Yataktan doğrulup bana baktı.

"İyi misin."

Hafif  tebbessüm edip.

"Evet iyiyim sağol."

"Bugün istanbul'a dönmemiz gerekiyor."

"Neden?"

"İşler karıştı,onlarla ilgilenmem gerekiyor."

"Tamam."

"Hazırlan hemen çıkıcaz.",

Çoktan ayağa kalkmıştı bile. Telefonunu alıp. "Ben gelince çıkarız."

Cevap vermeden odadan çıkmıştı.

Fazla dağıtmadığım küçük çantayı toparlamaya başlamıştım bile. İki üc parça kıyafet koyup kapının yanına yerleştirdim.

Pencere kenarındaki koltukta oturmuş yiğit'i bekliyordum. Defne'yi deli gibi merak ediyordum ama aramaya cesaret edemiyordum. O yılları , o lanet yılları hatırladıkça içim daralıyordu. Zorla bana sahip olmaya calışması, Sonrasında öldürmeye kalkması zaten o sırada polisler gelmişti. Polislerin elinde bile arsızca sırıtıp 'geri gelicem nehir." Demesi hepsi bana acı veriyordu. Su içmek için ayağa kalktığımda odanın kapısı açılmıştı. Yiğit hızlı ve sinirli bir şekilde odaya girip direk olarak "hazır mısın." Dedi.

"E-evet." Kekelememin sebebi neydi?

"Çıkalım."

Yiğit fazlasıyla gergin duruyordu. Üzerinde kot bir gömlek vardı ve siyah kot bir pantolon.

Yiğit kapının yanındaki küçük çantayı alıp odadan çıkmıştı arkasından bende çıktım. Dedesi ve babası ile vedalaşır diye düşündüm  ama yiğit hiç beklmeden kapıya yöneldi. Hızla arkasıdan ilerleyip dışarıya çıktığımda yiğit arabanın arkasına elindeki küçük çantayı koyup bana bin işareti yaptı kendiside surucu koltuguna oturdu. Arabaya iyice yerlestigimde.

"Sizinkiler?"

"Hallettim."

Kontağı çevirip arabayı çalıştırdığında beklemeden sürmüştü.

"Yiğit bu acelen ne ? "

" işlerim var."

Yandan ona bakığımda boynundaki bir damar belirginleşmişti  çenesi gerilmişti ve yüz hatları normali göstermiyordu. Vitesi değiştirdiği eline ve direksiyonu kavradığı eline baktığımda  damarları tamamen ortadaydı. Yiğit'i daha önce böyle görüp görmediğimi düşündümde sanırım hayır hiç görmemiştim. Peki yigiti bu kadar sinirlendiren sey neydi?

YIGIT'IN AGZINDAN

"Ne demek lan kaçırdınız!",

Sesim ister istemez olması gerekenden fazla çıkmıstı. 

"Ben istanbul'a döndüğümde o herifi karşımda görücem bulun lan onu!"

Cevap vermesine fırsat vermeden telefonu kapatmıştım. İstanbul'a dönmemin nedeni nehir'in canını deli gibi yakan o iti bulmak içindi bulmak ve gebertmek için. Babam ve dedem'e işlerim var diyip geçiştirmiştim. Aynı şekilde nehiri'de. Odaya geri döndüğümde nehir'in solgun yüzüyle karşılaştım o'nu bu hale getirene cezasını vericektim hemde fazlasıyla hic vakit kaybetmeden yola çıktık. Hızımı kontrol edemiyordum nehir'in o ince tiz ve korkmuş sesini duyana kadar.

"Yiğit yavaşlar mısın lütfen. Çok hızlısın.".

Fark bile edemiyordum dediĞini yapıp biraz hızımı düşürdüm. Önümde uzunca bir yol vardı.

**

Yaklaşık 3-4 saat geçmişti nehir sanırım uyuyordu melek gibiydi. Arabanın içerisindeki sessizliği bozan telefonum olmuştu cebimden çıkarıp arayan kişiye baktığımda adamlarımdandı 

  arabayı uygun bir yerde durdurduktan sonra el frenini çekip dışarıya Çıktım.

**

           "Söyle."

"Tamam. adamı sağlam istiyorum necip! Anlaşıldı mı!"

"Tamam"

                              **

Yüzüme geniş bir sırıtma yerleştirirken. "Güzel" diye mırıldanıyordum.

Ecelin geliyo oğuz ecelin. Nehir'in canını yakmanın hesabını alıcam senden. Ecelin olcam!. Omzumun üzerinden geride kalan arabanın içerisinde uyuyan meleğimi izlemiştim.

OY VE YORUM...


TÖRE AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin