Şu birkaç günü zor atlatmıştım hoş nereye kadar kaçıcaksam.
Aslında yigit'e karşı öfkem yoktu ama kızgıdın işte o evden çıkana kadar odada oyalanıyordum. Sadece üzerine birseyler almak icin gelirdi ondada fazla göz göze gelmek istemiyordum. Tabi bide oğuz vardı.
'Artık korkmana gerek yok' demisti nasıl bu kadar emin olabiliyorduki. Yigit çıktıktan sonra odadan çıkıp aşşağıya indim. Bişey yemek istemiyordum. Şu sıralar dengem gerçekten bozulmustu naptığımı napıcağımı bilmiyordum.Salonun kapısına geldiğimde kapı caldi yönümü o tarafa çevirip kapıyı açtım. Acmamla soka ugramam bir oldu.
"Defne!" Dedim şaşırarak karsımda sırıtıyordu. Hemen boynuna atladım. Onu çok özlemiştim cok ihtiyacım vardı ona.
"Seni çok özledim. Çok merak ettim. O hayvan birsey yapmadı dimi."
"Hayır hayır hicbirsey yapmadı. Hadi içeri geçelim konuşuruz."
Iceriye geçtiğimizde "Ben bir kahve yapayım geç otur sen."Her ne kadar o gunu hatırlamak istemesemde istemeye istemeye girmistim mutfaga. Hızlıca iki tane kupa çıkardım. Kahve makinasında zaten varmış. Kupaları elime alıp salona geçtim. Defneye kahvesini uzatıp karşısında yerimi aldım.
"Def-
"Hayır nehir konuşmak istemiyorum acma o konuyu bitti gitti hem yakalandı zaten."
Saskınca gözlerimi actim."Nasıl? Nasıl yakalndı?."
"Sen bilmiyormusun."
"Neyi."
"Yigitin oguzu bir güzel benzetmesini ve ardından polise teslim etmesini."
"Ne zaman?"
"Işte bir kaç gün önce. Nehir ayaktamı uyuyorsun."
"Demek ondan mardinden önce döndük." Dedim sessizce.
"Nehir sen iyi misin. Bana sakın haberim yoktu deme." Kafamı hafifce sağa sola salladım.
"Dur bi tahmin edeyim. Kesin siz kavga ettiniz. Sende onun damarına bastın dimi. Seni tanıyosam yapmışsındır sen."
"Ama defne-"
"Nehir biraz etrafına baksana. Yiğit seni seviyo", şaşkınla defnenin yüzüne bakarken devam ediyodu. "Anla şunu artık,düşünüyo seni ama sen sevmesine izin bile vermiyosun biraz etrafına bak. Yiğit'in yaptığını kimse yapmazdı."
"Defne."
"Efendim."
"Yiğit o gün yani sanırım dediğin günün aksamı, hic beklemedigim bir anda beni optu."
Defnenin ağzındaki kahve yudumu boğazına kaçmıştı oksurmeye basladi. Masanın üzerindeki sudan doldurup defneye uzattım içtikten sonra bana döndü.
"Nehir ciddi misin. Gerçekten öptümü."
"Evet."
"Ve sakın bana , şuanda aranızın onun icin bozuk oldugunu soyleme."
Gözlerimi kaçırarak dudağımı hafif sola kaydırıp basımi salladım. Defne hafifce.
"Aptal" dedi "yigit sana karsı bos degil anlamadın mi."
"Bilmiyorum defne dogru duzgun bir hayatım olmadıkı tam hersey bitti mutlu olucam dedim bi anda evleniyosun dediler. Tamam dedim alışmaya çalışıyım dedim sonrasında oğuz çıktı geri. Tam yigit'e inanıp guvenmeye basladım oda bozdu dengemi."
"Hayır o dengeni bozmadı gene inanıp guven nehir. Onun seni sevmesine izin ver bak gör o zaman herşey çok güzel olucak."
Arkadaşlar bolum kısa ve sacma oldu ama cok aceleye geldi. Sinavlarim yogundu bide ne ara cuma geldi bilmiyiyorum. Umarim okurken sıkılmamışsinizdir:/
Yeni basladigim 'ACI GERCEKLER' Adli kitabima bakmanizi tavsiye ederim zaten 1 bolumluk. Bide arkadasimin yeni basladigi 'ANLASMA' Kitabinada bakarsaniz sevinirim :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE AŞKI
General FictionInsan hayatı boyunca mutlu yasamak ister,sevdiği insanla yaşamak ister,doğru insanı bulmasını ister. peki ya buna izin verilmeden, dogru insanı bulamadan,hic beklemedidigi anda saçma sapan bir TÖRE yüzünden evlendirilirse nolur..