TÖRE AŞKI 24

48.5K 1.4K 37
                                    

LÜTFEN OKUYUN!

Eveet ben geldim şuan saat 06:51. Uyumadım ve bende bölüm yazmaya karar verdim.. ayrica belim felaket ağrıyor :D Uzunca bir bölüm sizi bekliyor umarım beğenirsiniz keyifli okumalar..
Son ricam lütfen bölüm sonu fikirlerinizi açıklayın elimden geldiği kadar size beğenebileceğiniz bir bölüm yazmaya çalışıyorum ve lütfen sizde bu ricamı göze alın ve yorumlarını ertelemeyin.. Ayrıca yorumlarını eksik etmeyen okuyucularım var ve tesekkur ediyorum. İyi okumalar

Yiğit'in hazırlaması ile harika bir kahvaltı yapmıştık.

"Yiğit" tatlı olmaya çalışarak
"Etrafı gezeli mi ? Orman havası iyi olur."

"Bende acaba ne zaman söyliyceksin diye bekliyordum."

"Tamam o zaman ben ayakkabılarımı giyim."

"Tamam başımın belası tamam."

"Bela mı ? Öyle mi yiğit bey."
Sahte bir kızgınlıkla belirtmiştim bunu

Yüzüme boş boş baktı derin bir nefes alıp yanıma geldi. Yanağıma bıraktığı buseyle

"Oldu mu küçük hanım?"
"Olmadı yiğit bey. Özür dile."

Eğlenmekten zarar gelmezdi

"Nehir fazla zorlama canım."

Kaşlarımı çatıp yüzüne bakmaya devam edince hafif güldü ve,

"Tamam tamam özür dilerim tatlı belam."

"Şimdi oldu işte."

"Nehir ne yapıcam seninle ben ya."

"Hiç birşey yapmıycaksın yiğitcim. Hadi fazla oyalanmadan çıkalım."

**

"Yiğit burası harika."

Her taraf yem yeşildi ve evimizin yakınlarında küçük bir göl vardı. Ve havası harikaydı. Burası insanın ömrünü uzattırdı.

"Evet bende çok beğendim. Ama artık dönsek mi ? Hava kararmaya ve soğumaya başladı."

"Tamam dönelim." yiğit gelip belimden tutup beni geldiğimiz yola yönlendirdi

Her adımımda ormanın havasını içime çeliyordum.

Eve geldiğimizde yiğit direk,

"Ben duşa giriyorum."

"Tamam bende birşeyler hazırlıycam."

O sırada telefonum çalmaya başladı. Telefonu evde mi unutmuşum. Masanın üzerin de ısrarla çalan telefonuma ilerledim ve kimin aradığına baktım defne'ydi.

"Oo defne hanım bilirmiydiniz siz bu numaraları."

"Bilirim canım,bilirim nerdesin bakıyım."

"Şehir dışında bir dağ evindeyiz."

"Anladım. Oh ben sonunda itiraf ettin."

"Sen nerden biliyorsun."

"Ay nehir cıyaklama. Bunca yıllık arkadaşımsın tabi bilcem ses tonunda anlarım ben."

"Ay canım neyse kapatıyorum ben birazdan yiğit duştan çıkar."

"Tamam tamam canım görüşürüz. Enişteye selam."

Telefonu kapatıp masaya geri koydum ve mutfağa girdim.

Dolapları karıştırmaya başladım. Maşallah yok yoktu yani. Bir tencere çıkarıp yarısına kadar suyla doldurup ocağa koydum. Sonrada buzdolabını açıp sebze bölümünden salata için gerekli olanları çıkardım.

Domatesleri doğrarken belimde bir el hisettim omzumun üzerinden arkama baktığımda saçları dağınık ve saçından kaslarına doğru yol alan damlarla üzerinde sadece eşofman olan yakışıklı kocam,yiğit.

Önüme dönüp domatesleri doğramaya başladım. Yiğit kafasını sol omzuma koyduktan sonra sağ elini sağ elimin üzerine koydu ve sol elimle tuttuğum dometesin üzerindeki elime elini koydu.

Ve domatesi beraber kesmeye başladık saçından bir kaç damla açıkta kalan omzuma damlamıştı.

"Yiğit git saçlarını kurula hasta olursun."

"Sen kocanı mı düşünüyorsun bakalım." diyi omzuma düşen damlaların üzerine dudaklarını bastırdı.

"Tabi düşünüyorum. Ama seni değil kocacığım. Kendimi,hasta olupta başıma kalma."
Yalandan kurduğum cümleme pişman oldum. Çünkü yiğit en nefret ettiğim şeyi yapıp beni gıdıklamaya başladı.

"Yiğit", gülmekten konuşamıyordum. "Dur yapma."

"Yiğit lütfen.". Zar zor yiğit'e dönmüştüm .

"Yiğit ya yapma."

İkimizde kahkaha atıyorduk yiğitte en sonunda durunca derin bir nefes aldım. Gözüm yaşarmıştı bile.

Yiğit beni mutfak tezgahıyla arasına alınca yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve sırıtmaya başladı.

"Evet senin hakkında birşey öğrendim."

Aklıma gelen şeyle kaşlarımı korkuyla çattım.

"Sakın yiğit atahan ,bu durumumu asla kullanmıycaksın." yiğit'i tanıdıysam beni sinir etmek için her fırsatta bunu yapardı.

"Görücez." diyip dudaklarımı kapatması bir oldu. Karşılık vermeye başlayınca gülümsediğini hisettim ayrıldığımızda alnını alnıma yaslayıp gülümsedik. 

"Seni seviyorum" dedi tebessüm ederek aynı şekilde bende karşılık verdim

"Bende seni seviyorum." ama daha fazla böyle kalırsak sen hasta olucaksın.

"Tamam gidiyorum." diyip burnuma bir buse bıraktı. Bende ocakta kaynıyan suya makarnaları döküp salatayıda hızlıca yaptım ve masayı hazırladım.

O sırada da yiğit gelmişti. Tabi üzerine giydiği tişörtle.

**

Yemeğimizi yedikten sonra uzun uğraşların ardından yiğit'i film izlemeye zorlamıştım ve şuanda omzunda rahat bir uyku çekebilirim.

TÖRE AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin