Perdeden yansıyan güneş ışığı uyanmama sebep oldu. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırıp yattığım yerden doğruldum. Yiğit yoktu ve aşşağıdan tabak sesleri geliyordu. Hızla banyoya girip elimi ve yüzümü yıkadım banyodan çıkıp merdivenlere yöneldim.
Mutfağın kapısına geldiğimde kafamı uzatıp baktım. Görmek istediğim manzara kesinlikle bu değildi. Tamamen kapının önünde durup izlediğim görüntüyü idrak etmeye çalıştım. Yiğit ağzında gevelediği ezgiyle beraber tezgahta domates doğruyordu. Bakışımı masaya çevirdiğimde ikinci şokumu yaşamıştım.
Dört dörtlük bir masaydı. Ses çıkarmamaya çalışarak mutfağa girdim masadaki görüntüyü iyice inceledim. Şaşkınlığımı üzerimden atıp"Bunu sakın bana senin yaptığını söyleme."
Alayla gülüp "Sen daha benim hangi bir marifetimi gördünki nehir hanım. Otur hadi."
Yiğit oturmuştu bile. O çayları doldururken bende yerime geçtim.
"Bugün evde kalıcam. Dışarıya çıkalım istersen."
Yigit'e baktım vereceğim cevabı bekliyordu. "Olabilir." Yigit gülümseyerek çayından bir yudum aldı. Madem şans vericektim başlayalım bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE AŞKI
General FictionInsan hayatı boyunca mutlu yasamak ister,sevdiği insanla yaşamak ister,doğru insanı bulmasını ister. peki ya buna izin verilmeden, dogru insanı bulamadan,hic beklemedidigi anda saçma sapan bir TÖRE yüzünden evlendirilirse nolur..