Yüzüme vuran güçlü güneş ışınları karşısında pes ederek gözlerimi açtım. Yatağımdaydım anlaşılan film izlerken uyuya kalmıştım yiğit'te beni buraya getirmişti ama yatağın diğer kısmı boştu. Yiğit yoktu yataktan kalkıp kapıya ilerledim.
Banyo'ya girip elimle soğuk suyu yüzüme çarpıp banyodan çıktım odaya gireceğim sıra mutfaktan ritimli ıslık sesi duymam ile o yöne ilerledim. Kapının pervazından hafifçe baktığımda üzerinde önlük olan bir yiğit ile karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Masaya baktığımda yok yoktu resmen.
"Sanırım bu duruma alışmam gerekicek."
Dediğimde yiğit bana dönüp gülerek;
"Fazla alışma istersen küçük hanım."
"Aa o niyeymiş canım ne güzel yapıyorsun işte."
"Hadi otur çayla soğudu."
**
Çok güzel bir kahvaltının ardından bahçeye çıkmıştık.
Doğanın havasını içime çekerek yiğit'e sarılıyordum. Burda,kocamla bir ömür geçirebilirdim. Huzur dedikleri şey tamda buydu. Saat öğleni geçmişti bile.
"Yiğit dönmesek olmaz mı? Burası çok güzel,cennet gibi."
"Maalesef hayatım dönmemiz gerek şirkette işler beni bekliyor."
"Peki bir daha ne zaman geliriz buraya ?"
"Sen ne zaman istersen."
Gözlerimi yumup hem kocamın yanımda olmasını huzurunu hemde bu güzel manzaranın havasını içime çektim.
Tabi yiğit'in telefonu çalana kadar.
Telefonu cebinden çıkartıp kulağına götürdü.
"Efendim."
"Ne!"
"Tamam. Peki durumu nasıl?"
"Tamam geliyorum."
Yiğit'in bi anda keyfi kaçmıştı ve tabiki benimde.
"Yiğit noldu?"
"Nehir dönmemiz lazım."
"Tamam ama noldu?"
"Adamlarımdan birisi vurulmuş."
"Ne! Kim yapmış? Neden?"
"Nehir sakin ol bende bilmiyorum hadi hazırlan."
**
Yaklaşık iki saat süren yolun ardından istanbul'a gelmiştik. Ama gitmemiz gereken yolun tersine dönünce şaşırmıştım.
"Yiğit yanlış girdin diğer taraftan dönmen gerekiyordu."
"Biliyorum seni annenlere götürmem gerekiyor."
"Neden?"
"Ben işleri halledene kadar."
"Yiğit anlamıyorum iki saat önceye kadar ne oldu?"
"Hâla mutluyuz nehir ama anla beni. Seni bu tehlikeye atmak istemiyorum benim dostumdan çok düşmanım var."
Daha fazla birşey demiycektim. Zaten araba durunca hemen indim. Yiğit'te inmişti kolumu tutup beni kendine çektiği gibi sarılmıştı kulağıma "seni seviyorum." dedi bende kulağına "seni seviyorum" diye fısıldamıştım. Birbirimizden ayrıldığımızda gözümden bir damla yaş akmıştı. Yiğit elleriyle yüzümü kavrayıp baş parmağı ile göz yaşımı silmişti. Daha sonra alnıma bir buse bıraktıktan sonra "seni hiç bir zaman yalnız bırakmıycam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE AŞKI
General FictionInsan hayatı boyunca mutlu yasamak ister,sevdiği insanla yaşamak ister,doğru insanı bulmasını ister. peki ya buna izin verilmeden, dogru insanı bulamadan,hic beklemedidigi anda saçma sapan bir TÖRE yüzünden evlendirilirse nolur..