10.Bölüm: Kalbe Yapılan Darbe

486 50 0
                                    

"Makarna nasıl olmuş?" Eylül'ün heyecanla sorduğu soruya cevap vermeye yeltenmeden makarnamdan kaşık alıp ağzıma attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Makarna nasıl olmuş?" Eylül'ün heyecanla sorduğu soruya cevap vermeye yeltenmeden makarnamdan kaşık alıp ağzıma attım.

"Klasik makarna işte." dedi Burak. Bu defa o atıldı. "Çorba nasıl olmuş?"

"Klasik çorba işte." diye yanıtladı Batur onu. Eylül sinsi bir gülüş atıp Batur'a öpücük yolladı. Daha cringe olay ise Batur o öpücüğü havada yakalamış gibi yaptı ve elini göğsüne bastırdı.

Ve ben de tam bana yakışır bir tepki vererek onları şaşırtmadım.

Bayık bir bakış atıp yemeğime döndüm.

"Elinize sağlık gençler ben bir hava almaya çıkacağım." Özgür mutfaktaki koltuğun üzerinden deri ceketini alıp apar topar çıktığında hepimiz arkasından bakakalmıştık.

Arkasından bende adını seslenerek çıktığımda çoktan sokakta ilerlemeye başladığını görmüştüm. Ve ben onun gibi akıllılık yapıp ceket almamıştım, hava buz gibiydi.

Umursamadım.

"Özgür!"

Adını zikretmemle duraksayıp sitemle omuzlarını indirdi. Odada en son ki konuşmamız üzerinden yalnızca birkaç saat geçmişti ve biz ikimiz de konuyu açmamayı seçiyorduk. Ona yetişmeyi başardığımda hafifçe bana döndü. Elimi koluna koyup aramızdaki mesafeyi azalttım.

"Sorun ne?" diye sorduğumda yüzünü birkaç saniye gökyüzüne çevirdi ve nefes verdi. Ardından sertçe kolunu çekti.

"Sorun yok Karaca. Eve gir sen üşürsün böyle, ben hava alacağım." dedi ifadesizlikle. Gözlerinin boş bakması beni iyice tedirgin etmişti.

"Ne oldu birden bire ben anlayamıyorum. Az önce iyiydik." dedim ellerimi sitemle geriye savurup. Sinirle saçlarını karıştırıp güldü.

"Asıl ben seni anlamıyorum!" diye bağırdığında irkilmiştim. "Ben seni anlayamıyorum. Nasıl görmüyorsun? Gözünün önünde çektiğim acıyı sen nasıl görmüyorsun ben anlamıyorum!"

Üzerime yürümeye başladığında gözlerinde gördüğüm öfke ateşinin parıltısı içimi ürpertmişti. geriye doğru adımladığımda duvara çarpıp durakladım. Fakat o üzerime ilerlemeye devam etti ve beni duvarla arasına sıkıştırdı. Ellerini iki yanıma siper ettiğinde kaçacak yerim kalmamıştı.

"Herkesin gözündeki üzüntüyü bir bakışınla yakalarken beni nasıl görmüyorsun ben anlamıyorum." 

"Yıllardır." dedi ardından yutkundu nefesi yüzümü yalayıp havaya karışmıştı. Hafif çıkmaya başlayan sakalları ona daha erkeksi bir hava katarken yakınlığımızdan dolayı nefesimi tutmuştum. Hava sanki bir anda yaz gününe dönmüştü.

"Yıllardır, sana duyduğum hisleri arkadaşlığa sığdırmaya çalıştım Karaca. Çünkü biz arkadaştık bundan daha ötesi olamazdı. Olmamalıydı." sözlerine es verdiğinde esen rüzgar saçının bir tutamını yüzüne düşürmüştü. Kalbim söylediklerinin ağırlığıyla yerinden çıkacakmış gibi çarparken gözlerim dolmuştu. Bunu ben nasıl fark edememiştim?

Berceste HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin