♪ Hande Yener-Mor♪
♪Kenan Doğulu feat. Ozan Doğulu - Kız Sana Hayran♪
♪ Ah Canım Sevgilim (Demo)♪
"Karaca Altan, Özgür Sönmez, Batur Kor, Burak Demirkan ve Eylül Ozansoy."
Müdürün isimlerimizi tek tek zikretmesiyle süzücü bakışlarını üzerimizde gezdirmesi bir oldu. Kaşını memnuniyetsizce kaldırdı ve eliyle koltukları işaret etti. Hepimiz birbirimizle kısa bir bakışma yaşadıktan sonra teker teker koltuklara oturduk.
Hepsi kasıntı gibi dururken rahatça koltuğa yayılıp gülümseyen ben oldukça dikkat çekiyordum.
"Okulumuza hoş geldiniz. Okulu zaten yeterince bildiğinizi düşünüyorum bu nedenle size tanıtması için herhangi bir öğrenci ayarlama gereksinimi duymadım." dedi imalı imalı bana bakarak. Bense yapmaya çalıştığı şeyin farkındalığıyla küçük bir kahkaha atıp başımı salladım.
"Tabi ki her karışını ezberledik şüpheniz olmasın." dedim. Biz birbirimize attığımız bakışlarla soğuk savaştayken Özgür boğazını hafifçe temizleyip oturduğu yerde kıpırdandı.
"Eğer ekleyecek bir şeyiniz yoksa biz sınıfımıza geçebilir miyiz?"
"Biz okulumuzda sorun çıkmasını istemeyiz, sorun çıkaranları da kapı dışarı ederiz. Bunu kulağınıza küpe edip sınıfınıza pek ala gidebilirsiniz. 11-B sınıfındasınız." dedi ve hepimize son bir bakış atıp kalın gözlüklerini takıp, önündeki belgelere döndü.
Açık açık bizi atmakla tehdit ediyordu. Peki ben buna izin verir miydim?
"İnanın biz de sorun sevmeyiz Müdür Bey, ama ne yazık ki biz daha okula gelmeden sorunlar oluştu oğlunuz tarafınca. Ve benim de kahretsin ki çözemediğim sorunlar da babam söyleme gibi lanet bir huyum vardır. Bu yüzden bir sorun karşısında bizim de elimizin armut toplamayacağından emin olabilirsiniz. İyi günler." dedim ve sahtece gülümseyip ayaklandım. Benim kalkmamla bizimkiler de kedi gibi arkamdan gelince dışarı adımımızı attığımız an da dayanamadık ve kahkahamızı koyuverdik.
"Ahaha Kıp-Kıpkırmızı oldu yüzünü gördünüz mü?" Burak karnını tutarak gülerken ben de gülüşüme ara verip tebessüm ettim.
"Eee Karaca'yım ben ne sandınız, adama bir çarparım bir de yer çarpar."
"Hoop Karaca başkan?"
Korel ilk karşılaştığımız adının Mert olduğunu hatırladığım çocukla yanımıza gelince yaklaşıp baş selamı verdim. Benim bu hallerime alıştığı için o da gülümseyip baş selamı verdi.
"Selam ben Mert. Sen de Altar'ın kızı Karaca olmalısın." Mert samimice elini uzattığında yaptığı Tarkan benzetmesine göz devirip elini sıktım.
"Sen de 'ne yani sizin kızınız hırsız mı?' sorusunu soran akıllısın anladığım kadarıyla." Söylediğim şeye o da göz devirdiğinde kıkırdayarak ellerimizi ayırdık.
"Ben de Özgür. Düz koruyucusuz katkısız Özgür." dedi Özgür elini tutup Mert'in elini sıkarken. Mert de gülümseyerek elini sıktığında bir iki dakika bakıştılar. Ardından Mert elini çekmeye çalıştıkça Özgür elini daha da sıktı ve daha da bastırdı. Çocuğun yüzünün bozulduğunu fark etmemle elimi Özgür'ün eline koyup hafifçe boğazımı temizleyip fısıldadım.
"Özgür bıraksana çocuğun elini kıracaksın." Gülümseyerek tıslamamın ardından Özgür elini sertçe çektiğinde çocuk sarsıldı fakat "Memnun oldum." demeyi de ihmal etmedi. Bu çocuk cidden saf kalpliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste Hayaller
Ficção AdolescenteHastanedeki basit bir karışıklık birçok kişinin hayatına dokundu. Küçük bir günahın sonucu melek kadar günahsız bir sabinin şeytanın inine girmesine sebep oldu. Kelebek etkisi yaratan bu karışıklık gerçekten bir hata mıydı? Yoksa planlanmış bir komp...