selamlar :)
nasılsınız :)
ben de iyi :)
bomba bölüm :)
iyi okumalar :)
hiradan
hastaneye geldiğimde koşarak annemin odasına girdim benim anneme ne olmuştu
''anne'' annemin yatakta gözleri açık bir şekilde yattığını görünce derin bir nefes aldım o iyiydi
koşarak ona sarıldm''annem ne oldu sana neden hastanedesin bi yerinde bir şey yok değil mi'' dedim hemen etrafını kontrol etmeye basladım kırık çıkık var mı diye
''iyiyim kuzum iyiyim sadece son zamanlarda fazla yoğun olduğum için yorgun düşüp bayılmışım''
ah benim fedakar annem biz maddi açıdan zorluk çekmeyelim diye hep çalışıyordu oysa babamın ailesinin bize sunduğu fırsat vardı ama benim annem kendi ayakları üzerine durup ben çocuklarıma bakarım diyip o teklifi redetmişti bu iyiydi bizi terk eden adama dair hiç bir şeyde olmak istemiyordu
''hira'' siranın sesiyle kapıya döndüm o da gelmişti kimden haberi olmuştu bilmiyordum ama gelmesi içimi huzurla doldurmuştu
siran gülümseyerek gelip elindeki çiçekleri anneme uzattı
''buyrun efendim geçmiş olsun''
''heh siran geldiğine göre bu ağlak kızı al basımdan gidin biraz hava falan alın'' annemin kovarcasına beni itmesiyle kalakaldım evet biraz ağlamıştım ama ne yapabilirdim ben annemin saçının teline dahi bir şey gelse dayanamazdım ki o benim tek dayanağım tek güç kaynağımdı
siran beni dışarı çıkardığında bankta otururken bana dönüp yüzümü de kendisine çevirdi
''ama meleğim bu hal ne'' dedi evet göz yaşlarımdan bahsediyordu
''siran ben çok korktum ço'' dememe kalmadan beni sıkıca göğsüne hapsetti huzurla kalp atışlarını dinlemeye başladım siran bana her şeyiyle huzur veriyordu
''o iyi merak etme bak '' dedi saçıma naif öpcükler kondurarak
kafamı kaldırıp bana gülümseyerek bakan suratını incelemeye başladım eş zamanlı olarak elimle gerçekten gerçek olduğuna emin olmak ister gibi suratında keşfe de çıkmıştım
''bazen '' dedim çatallaşmış sesimle ve elim yanağını okşarken
''bazen korkuyorum biliyor musun siran'' endişeyle bana bakmaya başladı sanırım ondan korktuğumu falan sanmıştı benim melek adamım
''sen o kadar gerçek olamayacak kadarsın ki bazen diyorum ya o da baban gibiyse ya o da bir gün seni bıra''
''hir'' sözünü parmağımla kestim bunları anlatmak bana acı veriyordu daha fazla dayanamayacaktım
''neyse sevgilim biraz sahilde yürüyelim mi'' dedim ayağa kalkıp elimi de ona uzatmıştım
uzattığım elimi tutup ayağa kalktı ama elimi bırakmadan sıkıca kollarını belime doladı o kadar sıktı ki hayır acıtmadı sanki benim çektiğim acımı almak istercesine sıktı saçlarıma sayısız öpücükler kondurdu
sonunda benden ayrıldığında ellerimizi kenetledi beraber sahildeki çimlere doğru yürürken yorulduğum için çimlerin üstüne oturdum
''hey siran demirkan gelsene'' dedim gülerek sanırım çimlere oturmaya asla alışamayacaktı
![](https://img.wattpad.com/cover/256839506-288-k1062.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇLİK
Teen Fiction"Sahneden inebilirsin." "Perde kapandı." "OYUN BİTTİ!" . . . bir uğramaktan zarar gelmez :) tüm haklar aklımdadır :)