36. Bölüm: "Kurşunlar"

12K 1.5K 3.7K
                                    

Keyifli Okumalar Dilerim *Mariah'dan Sonsuz Kalplerle*

3. KISIM: KÜLLER

36. Bölüm: Kurşunlar

Sujin'in ziyaretleri Taehyung'un hastanede olduğu sürece hiç kesilmedi. Kız, her zaman Taehyung'un yanında kaldı. Hatta son gelişinde, Taehyung taburcu olmadan bir gün öncesinde, daha keyifli vakit geçirebilmek adına bir bileklik seti getirdi. Amacı, birlikte bileklikler yaparak güzel vakit geçirebilmekti.

Taehyung, takılardan hoşlandığı için Sujin ile birlikte bileklik tasarlamayı kolayca kabul etti.

Miwoo'nun ağlayarak baş ağrıttığı bir günde Taehyung, bir eliyle Miwoo'yu teselli ediyor, diğer eliyle de bileklik tasarlamaya çalışıyordu. Ancak Miwoo'nun haykırışlar bir süre sonra o kadar büyüdü ki Taehyung bileklik işini tamamen Sujin'e bırakmak zorunda kaldı.

Kucağındaki Miwoo ile birlikte sızlanmaya başlayan Taehyung, "Yemek yediriyorum, bezini değiştiriyorum, ama hâlâ ağlıyorsun." dedi. Gözleri kapalı olan bebeğinin dikkatini çekmek için parmaklarını şıklatmaya başladı. Miwoo, tam da Taehyung'un istediği gibi gözlerini açmış, ses çıkartan parmaklara odaklanmıştı. Çok fazla ağladığı için hızlı hızlı nefes alıyor, kısık kısık sızlanmaya da devam ediyordu.

Taehyung, oğlu sustuğu için hayata karşı minnettardı, çünkü başındaki ağrı tarif edilemezdi.

Ağrılarına rağmen o anın mutluluğuyla, "Minik sütlü çikolatam, seslere karşı hassas mı?" diye sordu. Sujin bu lafı garipsememişti. Miwoo'nun esmer teni, Taehyung'a sütlü çikolata gibi görünüyordu. Belli ki Taehyung, oğluna bu lakabı taktığı esnada fazlasıyla açtı.

Miwoo, büyük gözleriyle babasının parmaklarını takip ederken yavaş yavaş sakinleşiyordu. Taehyung bunun üzerine ortaya bir fikir attı, "Sana oyuncak alma vaktimiz gelmiş. Nasıl da hoşuna gitti... Alfa baban sana bolca ses çıkartan oyuncak alsın." Yüzünü bebeğinin yüzüne yaklaştırarak, "Alsın mı?" diye sordu. Sesini incelterek devam etti, "Alfa baban sana güzel oyuncaklar alsın mı? Şimdi alfa babanı arayıp haber verelim mi?"

Taehyung, dudaklarını öne doğru uzatarak bebeğinin burnuna bir öpücük bıraktı. Ardından dişlerini sürttü. Kucağındaki bebeğini heyecanlandırmış ve mutlu etmişti. Miwoo'nun keyfi yerine gelirken hasta odasının kapısı hiç çalınmadan açıldı. Davetsizce içeri giren kişi Hoseok'tu.

Adam, biraz utangaç bir tavırla, "Müsait misin?" diye sordu.

"Girdin zaten." dedi Taehyung. Onunla daha fazla göz teması kurmamak adına Sujin'e dikkat kesildi. Bileklik tasarlayan kıza, "Telefonumu getirir misin?" diye sordu. Kolayca bulabilmesi için, "Katlanmış kıyafetlerimin ceplerine bak." dedi. "Jungkook'u telefonumu saklarken gördüm."

Sujin elindekileri bıraktıktan sonra not defterini ve kalemini çıkarttı. O, Taehyung için bir not yazmaya başladığında Hoseok söze girdi, "Biraz konuşalım mı? Uzun zaman oldu, Taehyung."

"Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok."

"Yapma... kucağındaki bebek bile ikimizin konuşacak ne kadar çok konusu olduğunu gösteriyor. İzin ver, birkaç cümle söyleyim."

"Neden? Vicdanının rahatlaması için mi?"

"Mahvolan arkadaşlığımız için ne kadar pişman olduğumu göstermek istiyorum."

"Sadece benden uzak dur, Hoseok. Arkadaşlığımız çoktan bitti."

"Eski bir arkadaşın olarak senden af dilemek istiyorum. Lütfen... Bana izin ver."

Rosas And Fire | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin