Dualar kabul oluyor bu bölüm KSFJSDKFJSKDFJDSK AMA HANGİ DUALAR????
Smut bölümlere yorum az geliyor, biliyorum, yine de etkileşimleri yüksek tutarsanız çok mutlu olurum. Bu bölümleri yazmak epey zaman alıyor ve ben de emeğimin karşılığını azıcık istiyor olabilirim...
Keyifli Okumalar *Mariah'dan Sonsuz Kalpler*
2. KISIM: ATEŞ
26. Bölüm: "Beni Zehirle, Kendimden Nefret Etmemi Sağla"
Ağırlaşmış göz kapaklarını hafifçe aralayan Taehyung, kendini bir süredir kaldığı dairenin geniş banyosunda buldu. Kalbi hızla atmaya başladığında sırtını dikleştirebilmek için çıplak kalçasını küvetin sert zemininde hareket ettirdi. İç çamaşırlarına kadar soyunmuş olmanın verdiği utançla bedenini süzmeye başladığında Seokjin'in izine rastladı. O anda sanki bir hayalet görmüş gibi irkildi.
Ne kadar süredir buradaydı, hiçbir fikri yoktu, ancak kalbi korkuyla çarparken dudaklarının arasından çıkan ilk kelime, sevdiği adamın ismi oldu:
"Jungkook?"
Sesi kısık ve ürkek çıktı. Küvetten kurtulabilmek adına bir hamle yaptığında ılık su dışarı taştı ve banyo zeminini yıkadı. Kalçasının üzerine tekrardan oturmak zorunda kalmıştı, ancak ayağının kaymasından endişe duyduğu için değildi, başındaki ağrı onu engellemişti. Kulakları uğulduyor, acı içinde mızmızlanıyordu. İlahi bir güç tarafından başının ortadan ikiye bölündüğüne yemin edebilirdi. Taehyung, hastalığından ötürü böylesine büyük bir ağrıyı yıllardır çekiyordu. Kendine gelmeye çalışırken bir kez daha sevdiği adamın ismini söyledi:
"Jungkook..."
İkinci kez ona seslendiğinde beklediği karşılığı bulmuştu. Kapalı olan kapı açılmıştı ve Jungkook kendini göstermişti. Alfa, yatağa hiç girmediği halde, yataktan yeni çıkmış gibi pijamalıydı ve saçları dağınıktı. Elinde de beyaz bir bornoz tutuyordu.
Jungkook, iri gözleriyle Taehyung'un suratının her noktasını turlamaya başladı. Onun kim olduğunu algılamaya çalışıyordu. Taehyung ise, baş ağrısına rağmen, Jungkook'un cezalı bir çocuk gibi kapının önünde dikilmesine göz yummadı. Onu daha fazla beklemeden söze girdi, "Ne zamandır baygınım?"
Jungkook'a göre, V de buna benzer bir soru sorabilirdi. Bu yüzden çekingen bir tavırla, "Birkaç saattir." dedi. Hâlâ olduğu dikilmeye devam ediyordu. Taehyung da bunu fark edince, "Sanırım V veya Rosa buradaydı." diyerek Jungkook'u rahatlatmanın bir yolunu buldu.
Jungkook, tuttuğu nefesini bir anda üfledi,"Ah, Taehyung, sonunda buradasın." diyerek sızlandı. Küvetin yanına oturup Taehyung'un yüzünü ellerinin arasına aldığında gözleri parladı, sanki aylardır görüşmemişler gibi davranıyordu. "V buradaydı. Sana nasıl hissettirir bilmiyorum ama kızgınlık dönemin başladı."
"V kızgınlık dönemine mi girdi?!" Taehyung, en son ne zaman böylesine şok olduğunu hatırlamıyordu. Kızgınlık dönemi, insan ve kurt arasındaki iletişimin en büyük ve özel parçasıydı. V'nin omegaya iyi davrandığını hayal bile edemiyordu. "Bu... kulağa imkansız geliyor." Şaşkınlığının yerini derin bir sessizlik ve sakinlik aldı. Gözlerini banyonun bir noktasına sabitledi ve V'yi düşündü.
Jungkook, küvetteki suyu boşaltırken Taehyung'un sesini duydu, "Yara izini sen mi yaptın?"
Bu soruya olumlu bir yanıt vermekten başka çaresi olmayan Jungkook, "Evet, ben yaptım." dedi. Seokjin'den bahsetmek ikisi için de iyi değildi. Jungkook, omegasının başka bir alfa tarafından ısırılmasını gururuna yediremiyordu. Taehyung ise Seokjin'e karşı kin tutabilirdi. Bu da işleri fazlasıyla zorlaştırırdı. Jungkook, durumu toparlamak adına yalan söylemeye devam etti, "V'yi kızgınlık döneminde kontrol etmek kolay olmadı. Isırmak zorunda kaldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosas And Fire | Taekook
Fiksi PenggemarSürgün edilen kurt adamlar birbirlerini buldular. Onlar barış içinde yaşamak ve yaptıklarından ötürü pişman olmak yerine bir çete olarak yaşamayı tercih ettiler. En büyük amaçları ise sürgün edildikleri dağdan kurtulup şehre inmekti. Taehyung'un şe...