25. Bölüm: "Omeganın Feromonları Alfalara Diz Çöktürebilir"

15.7K 1.9K 5.6K
                                    

Okurken burnunuza omega feromonları dolacağı bir bölümle geldim. Etkileşimleri arttırmak ve hikayeye destek olmak için yorum yazmayı ihmal etmeyin. Keyifli okumalar dilerim *Mariah'dan Sonsuz Kalplerle*

2. KISIM: ATEŞ

25. BÖLÜM: Omeganın Feromonları Alfalara Diz Çöktürebilir

Kırışmış olan beyaz çarşafların üzerindeki iki beden, ölü gibi yatıyorlardı. Kapı zilinin sesi ikisini de aynı anda titretti ve ayaklandırdı. Yalnızca iç çamaşırını üzerine geçirip kapıya koşan kişi Yoongi'ydi. Dairenin kapısını açan alfa, karşısında Jungkook'u görünce bir anlığına şok oldu ve ağzını açamadı.

Jungkook ise bozuntuya vermeden lafa girdi, "Geç kaldınız. Bugün birlikte gideceğimizi sanıyordum."

"Oh, evet..." Yoongi, uyku sersemliğiyle kısa cevaplar veriyor, bu sabah için hangi planı hazırladıklarını hatırlamaya çalışıyordu. "Duş aldıktan sonra aşağı ineceğim."

"Neden bu kadar geciktiniz? Birlikte şirkete gitmeyecek miydik? Çok geciktiğiniz için yanlış hatırladığımı bile düşündüm..."

"Jimin ve ben..." Gün akşam yaşananlar teker teker aklına gelirken ne söyleyeceğini unuttu. Kelimelerin ağzından çıkması için dudaklarını araladı ve anlamsız bir şeyler mırıldandı.

"Jimin ve sen, ne?"

"Dün akşam biraz içtik. Eve gelip hemen uyuyakalmışız. Hemen hazırlanıp geliriz sen arabaya dön."

"Tamam." dedi Jungkook. Şüpheci bir tavırla tek kaşını kaldırdı. Yoongi o sabah oldukça farklı görünüyordu, bunu fark etse de konuşmadı. Sadece, "Çok bekletmeyin." diyerek nazikçe bir uyarıda bulundu.

Yoongi, başını salladıktan sonra kapıyı kapattı. Arkasını döner dönmez Jimin ile göz göze geldi. Kollarını göğsünde birleştirmiş olan Jimin, Yoongi'den daha rahat görünüyordu. Ancak suratında duygularını belli edecek türden hiçbir ifade yoktu. Derin bir sakinlikle Yoongi'ye, "Acele etmemiz gerekiyor mu?" diye sordu.

"Evet, bir an önce duş alıp çıkalım." Yoongi'nin sesi soğuktu. Konuşurken gözlerini de Jimin'den kaçırmıştı.

"O halde..." dedi Jimin. Yoongi'ye doğru iki adım atıp yaklaştı ve ellerini onun çıplak omuzlarından gezdirdi. Parmak uçlarıyla onu hassaslaştırıyor, kendine köle ediyordu. Yoongi, alfanın dokunuşları altında eriyip gitmek üzereydi. Dişlerini sıkıyor, direnmeye çalışıyordu. Jimin, "Birlikte duş alalım da zamandan tasarruf edelim." diyerek cümlesine kaldığı yerden devam ettiğinde Yoongi ağzını bile açamadı. Bunu kabul etti. Kaçacak yeri yoktu.

Jimin'den değil de kendi hislerinden kaçabileceği bir yer bulamıyordu. Duyguları her zaman aynı yerdeydi. Kaçamadığı duyguları yüzünden kalbi deli gibi çarpıyor, konuşamayacak hale geliyor, bazen de kendine aykırı düşecek pek çok hareketi yapıyordu.

Yoongi, ellerini kana buladıktan sonra hayatı ciddiye almayı bırakmıştı, fakat Park Jimin'i prensiplerine aykırı düşecek kadar fazla ciddiye alıyordu.

Duşakabinin cam kapısını açtığında Jimin'in sızlandığını duydu, "Küvette keyif yapacağımızı düşünmüştüm. Sonuçta... ilk kez sevişen çiftler böyle yaparlar."

"Biz çift değiliz." diyerek Jimin'i tersledi. "Ayrıca keyif yapmak için vaktimiz yok."

Jimin, kaşlarını kaldırarak Yoongi'nin ilk cümlesini tekrarladı. Ardından şöyle ekledi, "Çift değilsek neden beni öptün?"

Yoongi'nin peşinden kabine girdiğinde bedeni, yukarıdan akan, gittikçe ısınan suyla buluştu. "Biz çiftiz." diyerek ısrar etti Jimin. Daha sonrasında bunu Yoongi'ye kanıtlamak istercesine kollarını onun boynuna doladı ve dudaklarını birleştirdi. Yoongi'nin buna isyan etmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden kalın dudaklarıyla istediği kadar onun ince dudaklarını işgal etti. İstediği gibi öptü, istediği gibi emdi. Yoongi'den hoşlandığı kadar da onu etkileyebilmekten zevk alıyordu. Gururunu okşuyor, özgüvenini tazeliyordu.

Rosas And Fire | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin